YURTDIŞINDA BULUNAN VARLIKLARIN TÜRKİYE’YE GETİRİLMESİ
-VARLIK BARIŞI-
Ali ÇAKMAKCI
Yeminli Mali Müşavir
Gündemimizi meşgul eden 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun 11 Mayıs 2018 tarihinde TBMM nde kabul edilmesine ve Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmasına karşın henüz Resmi Gazete’de yayımlanmadığından yürürlüğe girmemiştir. Buna karşın, kısa süre içinde Kanunun Resmi Gazete’de yayımlanacağı düşünülmektedir.
Kanun kapsamına Meclis görüşmelerinde “Varlık Barışı” diye nitelendirdiğimiz hükümler eklenmiş olup, Kanunun 10. Maddesini 13. Bendinde geçmişteki varlık barışı hükümlerinden içerik olarak biraz farklı bir şekilde düzenlemeye konu edilmiştir.
Kanunda;
1-Yurtdışı Varlık Barışı: Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları,
2-Yurtiçi Varlık Barışı: Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar,
3-Yurtdışı Kaynaklı Çeşitli Kazançlar: Tam mükellefiyete tabi gerçek kişiler ile kurumların yurt dışında elde ettikleri bazı kazançları,
İçin özel bazı hükümlere yer verildiğini gözlemliyoruz.
Yurtdışındaki Varlıklara İlişkin Düzenlemeler:
Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, bahsi geçen bu fıkradaki hükümler çerçevesinde, 30/11/2018 tarihine kadar Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bildiren tüm gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu varlıkları “serbestçe” tasarruf edebilirler.
Kanun hükmünden, eski kanun hükümlerindeki gibi “bilanço esasına göre defter tutan mükellefler” gibi tabirler yerine ayrım yapmadan ve hukuki sorun yaratmadan tüm vatandaşlarımızın yararlanması sağlanmıştır. Vatandaşlarımız 30 Kasım 2018 tarihine kadar bildirimde bulunmak zorundadırlar. Bu tarihe “Dahil” ibaresi olmadığından 30 Kasım 2018 tarihinde bildirimde bulunulamayacağı sonucuna erişilmektedir.
Banka ve aracı kurumların ise, 30.11.2018 tarihine kadar kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin olarak %2 oranında hesapladıkları vergiyi, 31/12/2018 tarihine kadar vergi sorumlusu sıfatıyla bir beyanname ile bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan edip ve aynı sürede ödemeleri gerekecektir.
Beyan edilen bu varlıklar, yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan ve bu fıkranın yürürlük tarihi itibarıyla (kanunun yayım tarihine bağlandığından henüz bilinmiyor) kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin en geç 30/11/2018 tarihine kadar kapatılmasında kullanılabilir. Yasal defterlerde yer almayan krediler için bu varlıkların mahsubu mümkün olamayacağı gibi, bu şekilde beyan edilen varlıklar için yasa hükümlerinden de yararlanmak mümkün olmayabilecektir.
Bu fıkranın yürürlük tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan sermaye avanslarının, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının bu fıkranın yürürlüğe girmesinden önce Türkiye’ye getirilmek suretiyle karşılanmış olması hâlinde, söz konusu avansların defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla bu fıkra hükümlerinden yararlanılır.
Türkiye’de Kayıtdışı Bırakılan Varlıklara İlişkin Düzenlemeler:
Gelir veya Kurumlar Vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar için de Kanun hükümlerinden yararlanılması talep ediliyorsa 30/11/2018 tarihine kadar bu varlıkların vergi dairelerine beyan edilmesi gerekmektedir.
Beyan edilen sözkonusu varlıklar, 30/11/2018 tarihine kadar, dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın kanuni defterlere kaydedilebilir. Bu varlıklar için de pasifte bir fon hesabı açılması gerekecektir.
Bu kıymetlerde yurtdışından getirilen varlıklar gibi, vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilir.
Özel bir istisnai durum olarak 31/7/2018 tarihine kadar; (a) bendi kapsamında bildirilerek Türkiye’ye getirilen veya (c) ya da (ç) bentleri kapsamında işleme tabi tutulan varlıklar ile (e) bendi kapsamında beyan edilerek kanuni defterlere kaydedilen varlıklara ilişkin olarak, (b) veya (e) bendi uyarınca vergi tarh edilmez.
Sonuç itibariyle, varlık barışından 31/7/2018 tarihine kadar yararlanmak %2 vergi avantajı sağlayacaktır.
Bu hükümden faydalanılabilmesi için bildirilen veya beyan edilen tutarlara ilişkin tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi ve (a) bendi uyarınca bildirilen yurtdışındaki varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi şarttır. Bu şartlar sağlanmazsa, Kanun hükümleri işlevsiz kalabilecektir.
Kanun hükmü değerlendirildiğinde beyan edilen veya bildirilen varlıkların beyan değerlerinin ne olacağı hususu açık değildir. Bu değerin tespiti Maliye Bakanlığına bırakılmış olduğundan ikincil düzenlemelerin takip edilmesinde yarar bulunmaktadır.
Tam Mükellef Gerçek Kişi Ve Kurumların Yurtdışı Kazançları:
1) Tam mükellefiyete tabi gerçek kişiler ile kurumların;
(aa) Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlara ilişkin iştirak hisselerinin satışından doğan kazançları (yurtdışı iştirak hissesi satış kazançları),
(bb) Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlardan elde ettikleri iştirak kazançları (yurtdışı iştirak kazançları),
(cc) Yurt dışında bulunan iş yeri ve daimi temsilcileri aracılığıyla elde ettikleri ticari kazançları (yurtdışı ticari kazançları),
31/10/2018 tarihine kadar elde edilenler de dahil olmak üzere, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 31/12/2018 tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmesi kaydıyla gelir veya kurumlar vergisinden müstesnadır.
2) Tam mükellefiyete tabi gerçek kişiler ile kurumların kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumların tasfiyesinden doğan kazançları, 31/12/2018 tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olması kaydıyla gelir ve kurumlar vergisinden müstesnadır.
Burada özel bir durum olarak elde edilmiş bu kazançlar üzerinden yurtdışında ödenmiş bulunan vergilerin durumunun ne olacağının tespiti gerekmektedir. Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında yurtdışında ödenmiş vergilerin beyannamede gösterilmeleri durumunda şartlara bağlı olarak vergi mahsubuna izin verilmektedir.
Kanun hükmünde geçen yurtdışı iştirak hissesi satış kazançları, yurtdışı iştirak kazançları ile yurtdışı ticari kazançlar özel bir Kanunla gelir ve kurumlar vergisinden istisna edildiği için vergiye tabi olmayan gelirin yurtdışında ödenmiş vergisinin mahsubu da mümkün olamayacaktır.
Yetki kapsamında Bakanlar Kurulu, bu fıkrada yer alan süreleri, bitim tarihlerinden itibaren altı aya kadar uzatmaya; Maliye Bakanlığı, fıkra kapsamına giren varlıkların Türkiye’ye getirilmesi, bildirim ve beyanı ile işletmeye dâhil edilmelerine ilişkin hususları, bildirim veya beyana esas değerlerin tespiti, bildirim ve beyanların şekli, içeriği ve ekleri ile yapılacağı yeri, fıkranın uygulanmasında kullanılacak bilgi ve belgeler ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
Maliye Bakanlığı henüz bu usul ve esasları belirlememiştir.
[1] Mesleki çalışmalarımızda yer alan bilgiler belli bir konunun veya yasal düzenlemenin veyahut yargı kararlarının çok geniş ve kapsamlı bir şekilde ele alınmasından ziyade genel olarak mükelleflere ve uygulayıcılara bilgi vermek, gündemi talip etmeye yardımcı olmak ve yorum yapmalarına yardım amacını taşımaktadır.
Makaleleri yazıldığı dönem ve yasal düzenlemelerin dikkate alınarak değerlendirme yapılmasının önemli olduğunu hatırlatmak isteriz. Makalelerin telif ve diğer yasal hakları doğrudan şirkete ve yazarına ait olup, atıf yapmadan veya izinsiz kullananlar hakkında her türlü yasal işlemin yapılacağını ifade ederiz.
Çalışmalarımız profesyonel hizmetlerimizi temsil etmeyebileceği gibi, her durum ve koşulda profesyonel yaklaşımlarımızı da ifade ettiği iddia edilemez. Yaptığınız fiili/pratik çalışmalarda bu değerlendirmeler dikkate alınırken, olayların koşullarının da incelenmesi, irdelenmesi, sonuçlarının iyi analizi son derece önemlidir. Bu tür çalışmalarda mutlak suretle bir profesyonelden bilgi alınması veya danışmanlık alınmasında fayda bulunduğu düşünülmektedir. Şirketimiz tarafından iş ortalarımızın personellerimizin yetişmesi ve gelişmesinden duyduğumuz sorumluluğu yerine getirme gayreti içinde olacağımıza dair sözümüzü tutma gayreti içinde olduğumuzu iletmek isteriz.
“ADEN Yeminli Mali Müşavirlik Bağımsız Denetim ", söz konusu çalışmaların ve içeriğindeki bilgilerin özel durum veya koşullara bağlı olarak hata içermediğine dair herhangi bir güvence vermemektedir. Mesleki çalışmaları ve içeriğindeki bilgileri kullanımınız sonucunda ortaya çıkabilecek her türlü risk tarafınıza aittir ve bu kullanımdan kaynaklanan her türlü zarara dair risk ve sorumluluk tamamen tarafınızca üstlenildiğinin bilinmesi gerekmektedir.