Ali ÇAKMAKCI

qYeminli Mali Müşavir (Sworn In CPA)

qBağımsız Denetçi (Independent Auditor)

qE. Hesap Uzmanı (F. Tax Inspector) Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu, Hesap Uzmanı (F. Tax Inspector) (2004)

q FMV Işık Üniversitesi-Işık Danışmanlık AŞ Mali İşler Direktörü-Genel Mdr Yrd. (CFO)

qEuroil Akaryakıt Dağıtım Pazarlama AŞ Genel Müdür Yrd. (Deputy Of GM)

qE. Yeminli Mali Müşavirlik Bağımsız Denetim AŞ Vergi Bölüm Başkanı (Head Of Tax)

Gündem Maddeleri

•İnternet Ortamında Reklam Hizmetleri-Aracılık Hizmetleri

•KDV Tevkifatının Satıcı Tarafından Ödenmesi

•Kar Payı Avansı Dağıtımında Yeni Kurallar

•Kur Farkının KDV İadesinde Dikkate Alınması

•İkinci El Konut Ve Taşıt Teslimlerinde Özel Matrah Tespiti

•Limited Şirket Ortakları Ne Zaman Ortaklıktan Ayrılmış Sayılacaktır?

•Arsa Karşılığı İnşaat İşleri KDV Matrahı

•Fazla Ve Yersiz Ödenen KDV nin Durumu

•Yurtiçi İşlemlere İsabet Eden KDV Nin İndirimi (Transfer Fiyatlandırması)

Gündem Maddeleri

10. İndirimli Oran Teslimlerinde Sonradan Gelen Belgelerin Durumu

11. Zayi Olan Atik KDV -KDV İndirim Yasağı

12. Tasfiyesi Tamamlanan Şirketlerde Hukuki Sorumluluklar

13. Kur Farklarında KDV

14. Yatırıma Başlama Süresi Olan %10 Kaldırılmıştır

15. Yabancı Paraların Sermaye Olarak Konulmasında Kur Değerlemeleri

1-İnternet Ortamında Reklam Hizmetleri

Ø476 CBK-17 KVK Genel Tebliği , VUK 11/7, 01.01.2019

—Amaç kayıtlı ekonomiye geçişi hızlandırmak ve vergi güvenliğinin sağlanması

—01.01.2019den itibaren, internet ortamında verilen reklam hizmetlerine ilişkin olarak, bu hizmeti verenlere veya internet ortamında reklam hizmeti verilmesine aracılık edenlere; ödeme yapılanın mükellef olup olmamasına bakılmaksızın

—Tam veya dar mükellef gerçek kişilere yapılacak ödemelerden % 15,

—Dar mükellef kurumlara yapılacak ödemelerden % 15,

—Tam Mükellef Kurumlara yapılacak ödemelerden %0

oranında stopaj yapılacaktır.

—Kesintiye konu hizmet sadece «internet ortamında» verilen ve «reklam» niteliği bulunan hizmetler veya bunlara ilişkin aracılık hizmetleridir. (gayrimaddi hak vs olmamalı, site alan kirası vb olmamalı)

—Reklam niteliğine haiz olmayan, karşılığında nakden veya hesaben ödeme barındırmayan durumlarda bu nedenle tevkifat yapılmayacaktır.

—Hizmete aracılık eden tam mükellef kurum tarafından, asıl hizmeti verene yapılan ödemeler üzerinden de vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

—Nihai vergilendirme olmadığından geliri elde edenin defter -beyan vs yükümlülüğü stopajdan etkilenmeyecektir.

—01.01.2019’dan önce nakden veya hesaben ödeme yapılmış ise, bu hizmetlere ilişkin olarak 1/1/2019 tarihinden sonra yapılacak ödemelerden vergi kesintisi yapılmayacaktır.

—Vergi kesintisi yapmakla sorumlu değilseniz stopaj olmayacak.

—Hizmet 2019 öncesi verilse dahi 2019 ve sonrasındaki ödemelerde ise stopaj vardır.

—Dar mükellef kurumlara KVK 15 te sorumlu olanlar dışında ödeme yapılması halinde stopaj olmayacaktır.

—Tam mükellef kurum yine aracı olarak tam mükellef kuruma hizmet veriyorsa %0 tevkifat var.

—Stopaj, mükelleflerden gelir veya kurumlar vergisine mahsuben alınmaktadır? GVK 94, KVK 15, 30

—VUK 11/7 bendi esasen BK için 07.09.2016 da getirilmiştir. Yeni bir hüküm değildir.

—Hizmetinin dar mükellef kurumlardan alındığı hallerde, reklam veren kurumun mukim olduğu ülke ile yapılmış bir ÇVÖA bulunup bulunmadığına bakılmalı.

—Reklam hizmetleri ticari bir faaliyettir ve ticari kazancın vergilendirme hakkı anlaşmalarda

qGenel olarak işyerinin olduğu ülkeye,

qİşyerine atfedilen tutarla sınırlı olarak verilmektedir.

—Reklam veren dar mükellef kurumun Türkiye’de bir işyeri oluşmuşsa, elde ettiği kazancı vergileme hakkı Türkiye’ye aittir.

—GİB, işyeri kavramını fiziki işyeri ile sınırlı olarak tanımlamamakta, dijital ortamları da işyeri tanımı içerisinde değerlendirmektedir.

—Taslak halindeki VUK 130. Maddeye göre, internet, ekstranet, intranet ya da benzeri bir telekomünikasyon ortam veya aracının ticari, sınai veya mesleki faaliyete tahsis edilmesi veya bu faaliyetlerde kullanılması durumunda elektronik ortamda iş yeri oluşmasına yönelik düzenleme getirilmesi planlanıyordu.

—Maliye Bakanlığı, elektronik ortamda oluşan iş yerlerinin kapsamına ve mükellefiyetle ilgili ödevlerin yerine getirilmesine ilişkin hususları belirlemeye, elektronik ortamda oluşan işyerleri vasıtasıyla mal veya hizmet temininde ya da bunların bedelinin ödenmesinde aracılık yapan kişiler ile mal veya hizmetin alıcılarını ilgili vergilerin ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutmaya ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili kılınıyor.

qİrlanda ÇVÖA, 5 ve 7. Maddeler

Bu Anlaşmanın amaçları bakımından "işyeri" terimi, bir teşebbüsün işinin tamamen veya kısmen yürütüldüğü işe ilişkin sabit bir yer anlamına gelir.

Bir Akit Devlet teşebbüsüne ait ticari kazanç, söz konusu teşebbüs diğer Akit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunmadıkça, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir. Eğer teşebbüs yukarıda bahsedilen şekilde ticari faaliyette bulunursa, teşebbüsün kazancı, yalnızca bu işyerine atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere bu diğer Devlette vergilendirilebilir.

Øİrlanda mukimi şirketin, Türkiye'de bir işyerine sahip olmaması veya reklam hizmetini bu işyeri vasıtasıyla vermemesi durumunda söz konusu reklam hizmeti karşılığında elde edilecek ticari kazançları vergileme hakkı yalnızca İrlanda'ya ait bulunmaktadır.

ØDiğer taraftan, İrlanda mukimi şirketin Türkiye'de bir işyerine sahip olması ve reklam hizmeti kazancını bu işyeri vasıtasıyla elde etmesi durumunda Türkiye'nin de bu işyerine atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere söz konusu kazançları vergileme hakkı bulunacaktır.


 

qÇVÖA yoksa vergileme iç mevzuat hükümlerimiz çerçevesinde yapılacak.

qVarsa, Türkiye'de ödenen vergi Anlaşmanın "Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi" başlıklı 23/1/a bendi uyarınca İrlanda'da mahsup edilebilecektir.

qABD mukimi şirketin internet ortamında reklam verme hizmetini Türkiye'de yer alan sunucular (server) aracılığıyla sunması durumunda da anılan şirketin Türkiye'de Anlaşmanın 5 inci maddesine göre bir işyeri oluştuğu kabul edilecektir. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Özelgesi 23.02.2012 B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 30-701


 

2-KDV Tevkifatı Tutarının Satıcı Tarafından Ödenmesi

Ø21 KDV GT

ØSorumlu sıfatıyla beyan edilmeyen veya eksik beyan edilen KDV tutarının satıcı tarafından beyan edilmiş ve Hazineye ödenmiş olması halinde sorumlu adına yapılacak tarhiyatta vergi aslı aranmaz.

ØSorumlu tarafından beyan edilip ödenmesi gerekirken satıcı tarafından beyan edilen ve Hazineye ödenen bu verginin normal vade tarihinden ödendiği tarihe kadar hesaplanan gecikme faizi alıcıdan aranır.

—Söz konusu vergi satıcı tarafından beyan edilmiş olmakla birlikte,

qTahakkuk eden verginin ödenmemesi veya

qÖdenecek KDV çıkmaması nedenleriyle

Hazineye ödenmeyen vergi ile buna bağlı ceza, faiz ve zamlar alıcıdan aranır.

—Önceden sadece sorumlu sıfatıyla beyan edilmeyen veya eksik beyan edilen KDV tutarının satıcı tarafından beyan edilmiş olması yeterliydi.

—Artık  KDV’nin beyanı yeterli değil, ayrıca fiilen nakden veya mahsuben Hazineye ödenmiş olması da istenmektedir. 

—Satıcı tarafından Hazineye ödenen bu verginin normal vade tarihinden ödendiği tarihe kadar hesaplanan gecikme faizi alıcıdan aranacaktır.

—Bu durumda, satıcı tarafından aslı fiilen ödenen kısım için sorumlu alıcı adına sadece “gecikme faizi” aranacaktır.

—Uygulamada bazı özel durumlar ortaya çıkabilecektir. Satıcının mücbir sebep (VUK 111, 333) ilan edilen yerlerdeki bir mükellef olması durumunda, beyan ve ödeme süreleri alıcı için geçerli olan tarihlerin/beyan ve ödeme vadelerinin dikkate alınarak alıcı nezdinde işlem tesis edilmesi gerektiği tarafımızca düşünülmektedir.

—Aksi takdirde, Hazine aleyhine haksız durumlar ortaya çıkabilecektir.

—Satıcı tarafından beyan edilen ve tahakkuk eden verginin ödenmemesi veya ödenecek KDV çıkmaması nedenleriyle Hazineye ödenmeyen vergi ile buna bağlı ceza, faiz ve zamlar alıcıdan aranır.

—KDVK (9/1) inci maddesi kapsamında sorumlu tayin edilenlerin, sorumlu sıfatıyla beyan edip ödemeleri gereken vergilerin beyan edilmemesi veya eksik beyan edilmesi halinde, bu vergi tutarının ikmalen veya resen tarh edilerek vergi zıyaı cezası kesilmesi ve gecikme faizi hesaplanması gerekmektedir.

—Sorumlu sıfatıyla beyan edilmeyen tutarın 1 No.lu KDV beyannamesinde indirim konusu yapılmamış olması bu şekilde işlem tesis edilmesine engel değildir.

—Tebliğin Tevkifat İadesiyle ilgili/C-2.1.5 bölümünde yer alan; “Katma Değer Vergisi İade taleplerinin yerine getirilmesinde, alıcı tarafından 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilen ve tahakkuk ettirilen KDV’nin ödenmiş olması şartı aranmaz.” açıklamasında bir değişiklik yapılmamıştır.

—Dolayısıyla, tevkifattan kaynaklanan KDV iadesinde ödenme zorunluluğu bulunmamaktadır.

—Tevkifat uygulamasından doğan KDV alacaklarının mükellefe iade edilebilmesi için,

—Satıcının tevkifat uygulanmayan KDV tutarını 1 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan etmiş olması,

—Alıcının da yaptığı tevkifatla ilgili 2 No.lu KDV Beyannamesini vergi dairesine vermiş olması zorunludur.

3-Kar Payı Avansı

Ø01.09.2018 Tarihli ve 30522 Sayılı Resmî Gazete’de “Kâr Payı Avansı Dağıtımı Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ «

qZarar durumu ortaya çıkması halinde genel kanuni yasal yedeklerin zarar mahsubunda kullanılmasına engel getirilmiş,

qBazı kişilere avans kar payı dağıtımı imkanı kaldırılmış,

qOrtaklara pay oranları yerine yaptıkları sermaye ödemeleri dikkate alınarak kar dağıtımı yapılmasına yönelik düzenlemelere yer verilmiştir.

ØZarar durumunda sadece serbest yedek akçeler (SYA)oluşan zararın mahsubunda kullanılabilecektir.

ØGenel kanuni yasal yedeklerin zarar mahsubunda kullanılma imkanı kalmamıştır.

ØSadece serbest yedek akçelerin, oluşan dönem zararından mahsubu sonrasında bakiye serbest yedek akçe tutarının dağıtılan kâr payı avanslarından indirilecektir.

qDağıtılacak kâr payı avansı;

—varsa geçmiş yıllar zararlarının tamamının,

—vergi, fon ve mali karşılıkların, kanunlara ve sözleşmeye göre ayrılması gereken yedek akçelerin,

—varsa intifa senedi sahipleri ile sözleşmede ortaklar dışında kâra katılması öngörülen diğer kimseler için ayrılacak tutarların

oluşan ara dönem kârından indirilmesi suretiyle hesaplanacaktır.

—Üst Sınır: Ödenecek kar payı avansı bu tutarın yarısını aşamayacaktır.

qŞirkete sermaye dışında borçlu ortak için borç tutarı da avansından düşülür.

—Kâr payı avansı, sözleşmede aksine bir hüküm yoksa dağıtım tarihleri itibarıyla ortağın sermaye payı için şirkete yaptığı ödemelerle orantılı olacak şekilde ödenecektir.

qDeğişiklik öncesi kar payı avansı, dağıtım tarihleri itibarıyla ortaklara payları oranında ödenebilmekteydi.

—Her ortak tarafından fiilen yapılan ödemelerin toplam sermaye ödemelerine olan oranı dikkate alınarak her ortağa kar payı dağıtılacaktır.

—Ana Sözleşmede bu durumun aksi kararlaştırılabilir.

—İntifa senedi sahiplerine,

—Ortaklıkları nedeniyle dağıtılacak kâr payı avansı hariç olmak üzere yönetim organı üyelerine ve

—Sözleşmede ortaklar dışında kâra katılması öngörülen diğer kimselere

kâr payı avansı ödenemeyecektir.

—Kâr Payı Avansı Dağıtımı Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ  SPK ya tabi olmayan AŞ, LTD, Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirketler için geçerli.

—Serbest yedek akçe genel kanuni yedek akçenin sermaye veya çıkarılmış sermayenin yarısını aşan kısım ve Genel Kurul tarafından Kanun ve sözleşme dışı ayrılan yedeklerdir.

—Avans kar payı için GK kararı, ve 3, 6, 9. ara finansal tablolarda kar elde edilmesi gerekir.

—Kar Payı Avansı İçin;

•Genel Kurul Kararı

•3., 6., 9. dönem ara finansal tablolarda kar olacak,

•Hesap dönemi sonunda yıl içinde dağıtılan kar payı avansını karşılayacak kadar NET DÖNEM KARI oluşmazsa,

§varsa bir önceki yıl mali tablolarında serbest yedek akçelerden karşılanacağı,

§bu da yoksa veya yeteri kadar karşılamaz ise, fazla ödenen tutarların yönetim organı kararı ile iade edileceğine dair GK Kararı

Gerekli.

qHesap Dönemi sonunda Zarar durumu varsa ,

—01.09.2018: Zararın öncelikle bir önceki yıl mali tabloda yer alan serbest yedek akçelerden (SYA) karşılanacak, aksi takdirde yönetim organı ihtarına istinaden iadesi gerekmektedir. Zarar >SYA ise Kar Payı Avansı iade olacak.

—01.09.2018: Yeteri kadar serbest yedek akçe yoksa, DAĞITILAN KAR PAYI AVANSININ TAMAMI, iade edilecektir.

—SYA, zarardan büyükse dağıtılan kar payı avansından mahsup edilecek ve mahsup edilemeyen kısım iade edilecektir.

—İade edilecek tutar sermaye paylarına göre mi, yoksa ödenen sermaye paylarına oranla mı olacak?

—Önceki yıl avans dağıtılmış ise, o yılın net karından düşülmeden yeniden kar payı avansı dağıtım kararı alınamaz.

4-Tam İstisna İşlemin Gerçekleşmesinden Sonra İşlemle İlgili Yüklenilen Kur Farkları
 

Ø19 KDV Genel Tebliği

ØTam İstisna Nedir? İhracat, Uluslararası Taşımacılık, 13. Madde, Diplomatik İstisna, Diğer…

ØTam istisna kapsamındaki bir işlemin gerçekleşmesinden sonra, söz konusu işleme ilişkin mal ve hizmet alımlarına ait kur farkları ortaya çıkabilmekte olup, söz konusu kur farkı üzerinden ödenen KDV’lerin tam istisna kapsamındaki işlemin gerçekleştiği vergilendirme dönemine ilişkin yüklenilen KDV hesabına dahil edilerek iadesinin talep edilmesi mümkündür.

—Kur farkına ilişkin faturanın iade işlemleri sonuçlandırıldıktan sonra gelmesi halinde, işlemle ilgili mal ve hizmet alımlarına ait kur farkı üzerinden ödenen ve yüklenilen KDV hesabına dahil edilmesi gereken KDV, indirim hesaplarına dahil edildiği vergilendirme dönemine ilişkin iade hesabında dikkate alınabilir.

5-İkinci El Taşıt Ve Taşınmaz Teslimi Özel Matrah Uygulaması

Ø7104 sayılı Kanun, 19 KDV Genel Tebliği, 3065 KDVK (23/f),

—İkinci El Motorlu Kara Taşıtı Veya Taşınmaz Ticaretiyle İştigal Eden Mükelleflerce,

—KDV Mükellefi Olmayanlardan (Mükellef Olanlardan İstisna Kapsamında Yapılan Alımlar Dâhil) Alınarak,

— Vasfında Esaslı Değişiklik Yapılmaksızın Satılan,

— İkinci El Motorlu Kara Taşıtı Veya Taşınmazların Tesliminde

matrah, alış bedeli düşüldükten sonra kalan tutardır.

Øİkinci el motorlu kara taşıtları ile taşınmazların satışında düzenlenecek faturalarda alış bedeli ile satış bedeli arasındaki fark üzerinden KDV hesaplanır.

ØKDV hesaplanarak alınan ikinci el motorlu kara taşıtları ile taşınmazların teslimlerinde ise özel matrah uygulanmayacağı tabiidir.

ØBu faaliyetlerle iştigal eden mükellefler tüm teslimlerinde değil, sadece KDV mükellefi olmayanlardan veya istisna kapsamında KDV ödenmeksizin alınan ikinci el emtialar (taşıt-taşınmaz) için özel matrah uygulayacaklardır.

—Özel Matrah uygulaması için mutlaka  İkinci El Motorlu Kara Taşıtı Ticareti Yönetmeliğine/Taşınmaz Ticareti Yönetmeliğine göre yetki belgesi alması veya ilgili Yönetmelikliğe göre verilen süre içinde yetki belgesi almak için başvuruda bulunmak gerekir.

qBaşvuru süresi içinde yetki belgesiz özel matrah uygulanabilir.

qBirinci el teslimlerde özel matrah uygulanmaz.

qSadece motorlu kara taşıtı tipi araçlar ve her türlü taşınmaz için özel matrah uygulanabilir.

qTebliğde, Yönetmeliklerden önce alınmış kıymetlerin de özel matraha tabi olacağına dair açıklama yok, bize göre özel matrah geçerlidir. Tebliğ örnekleri de destekliyor.

—İkinci el kıymetlerde vasfında önemli değişiklik yapılması? durumunda uygulamaz. Aracın motoru veya çok önemli parçalarının değişmesi, binek otomobilin ticari araca, ticari aracın binek otomobile dönmesi,  taşınmazın bölünmesi veya birleştirilmesi, arsa da bina inşa edilmesi vb durumunda özel matrah uygulanmaz.

—Zarar durumunda özel matrah uygulanmayacaktır. İstisna gibi işlem görecektir. (Alış Bedeli>Satış Bedeli)

—Bu faaliyetlerde uğraşanların istisna kapsamındaki teslimlerinde de özel matrah uygulanmayacaktır.

—Özel matrah uygulanmadan sehven genel uygulama kapsamındaki teslimlerde ise fazla ve yersiz ödenen bir vergi ortaya çıkmak durumundadır.

—Hazineye ödenmeden iade edilmesi mümkün olmayacaktır.

—Taşınmaz için kat mülkiyetine geçmeden yapılan devirler de de ikinci el mi sayılacak? Emlak Konut Vs

—Faaliyet konusunun tevsikinde yetki belgesi alınması yeterli midir? TTK anasözleşme de hüküm olmasa da faaliyete izin vermektedir.

—Motorlu kara taşıtının tanımı 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3 üncü maddesinde tanımlanan ve trafik siciline tescilli olan motosiklet, otomobil, arazi taşıtı, otobüs, kamyonet, kamyon ve lastik tekerlekli traktördür.

—Alış bedeli nedir? Maliyet bedeli kullanılmadığından alıma bağlı müteferri giderler maliyete dahil edilse de, matrahtan düşülemez.

—Özel matrah nedeniyle satıcıların alış bedelleri ortaya çıkmış olacaktır??

—İcra ya da müzayede mahallerinde yapılan satışlarda uygulanmayacaktır. (Yetki Belgesi şartı)

—Alış gider pusulasına bağlanacağından yüksek gösterilip KDV matrahına etki edilebilecektir.

qİkinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce %18 KDV oranı uygulanarak satın alınan araçların tesliminde de %18 KDV oranı uygulanacaktır. “Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranlarının Tespitine İlişkin Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar (Karar Sayısı: 845)

qİkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelik kapsamında ikinci el motorlu kara taşıtı ticareti ile iştigal eden mükellefler, 22/3/2019 tarihinden sonra alım-satıma konu etmek üzere satın aldıkları binek otomobillerinin alış belgelerinde gösterilen KDV’yi indirebileceklerdir. (26 KDV GT)

qİkinci el motorlu kara taşıtı ticareti ile iştigal eden mükelleflerce 22/3/2019 tarihinden önce alım-satıma konu etmek üzere satın alınan, ancak 22/3/2019 tarihi itibarıyla henüz satılmamış olup, ticari mal stoklarında bulunan binek otomobillerin indirim konusu yapılamayan KDV tutarları, bu araçların teslim edildiği döneme ilişkin KDV beyannamesinde indirim konusu yapılabilecektir.

qAncak, söz konusu binek otomobillerin daha önce maliyetine dahil edilen KDV tutarlarına ilişkin kayıtların düzeltilmesi gerekecektir.

qİkinci el motorlu kara taşıtı ticareti ile iştigal etmekle birlikte henüz yetki belgesi almamış olanlar, anılan Yönetmeliğe göre yetki belgesi alınması için verilen süre ile sınırlı olmak üzere yetki belgesi olmaksızın, bu kapsamda işlem yapabileceklerdir.

6-LTD Ortakları Ne Zaman Ortaklıktan Ayrılmış Sayılacaklar?

ØTahsilat Genel Tebliği Seri: A Sıra No: 1’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri: A Sıra No: 11)

Ø“Bu durumda ortaklık payının devredildiği tarih olarak; devrin ortaklar genel kurulu tarafından onaylanmış veya «onaylanmış sayılması halinde» onay tarihinin, şirket sözleşmesinde ortaklık payının devri için ortaklar genel kurulu onayının aranmadığı durumlarda noter tasdikli devir sözleşmesi tarihinin esas alınması gerekmektedir.

şeklinde değiştirilmiştir.

—-Devir, Ortaklar Genel Kurulu tarafından onaylanır veya onaylanmış sayılırsa (yasa da aranan sürede karar alınmazsa) öncelikle bu tarih itibariyle ,

—-Böyle bir onay yoksa zımni kabul tarihi itibariyle,

—Veya şirket sözleşmesine göre böyle bir onaya gerek yoksa bu durumda noter onaylı devir sözleşmesinin yapıldığı tarih itibariyle,

—Ortağın hukuken ortaklıktan ayrıldığı kabul edilecektir.

—Ortak A, XYZ Limited Şirketinden 15.06.2019 tarihli Noter Onaylı Devir Sözleşmesi ile ayrılırsa, Ortaklar Kurulu şirkete bildirilen devri 20.07.2019 da onaylarsa, eski ortağın 20.07.2019 tarihi itibariyle ortaklık sıfatı kalkmış olur.

—TTK 595. e göre üç ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde devre (ZIMNİ)onay vermiş sayılmaktadır.

—Eğer, LTD Ortaklar Kurulu, 3 ay içinde devri red etmez, sessiz kalırsa, devir 3. ayın sonunda yapılmış sayılır.

—Bu devir işlemi DEĞER ARTIŞ KAZANCI açısından da önem arz etmektedir. Zamanaşımı vb süreler bu tarihe göre şekillenecektir.

—Bu tarihe kadar, ortak doğmuş amme borçlarından eski ortak müteselsilen sorumludur.

—6183/35. Madde: Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur.

—Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur.

—TTK’nın 520 nci maddesi hükmüne göre de ortaklık payının devri; tescil ve ilan edilmese de noter tasdikli devir sözleşmesi, ortakların devir işlemine muvafakatı ve devrin pay defterine işlenmesi ile hüküm ifade etmektedir.

—LTD ortaklarının kimliği ve şirketteki sermaye hisselerine ilişkin bilgiler; şirketin TSGnde ilan edilen ana sözleşmesinde, bu sözleşmede yapılan değişikliklerde, pay devrinin tescil ve ilan edilmemiş olduğu hallerde ise pay defterinde yer almaktadır.

—Buna göre, ortaklık payının devri;

qTescil ve ilan edilmese de noter tasdikli devir sözleşmesi, şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse ortaklar genel kurulunun onayı,

qBu onayın bulunmadığı halde üç aylık sürenin geçmesi ile hüküm ifade etmektedir.

qDevrin genel kurul tarafından reddedilmesi halinde ortağın ortaklık sıfatı devam edecektir.

—Şirket ortağının payını devretmesi halinde, devreden ve devralan şahıslar, şirketin devir tarihi itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş borçlarından, Kanunun 35 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca sermaye hisseleri oranında sorumlu olacaklardır.

—Bunun için amme alacağının şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilememiş veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılmış olması gerekmektedir.

—Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulacaktır.

—Düzenleme ile  5 seri nolu Tahsilat Genel Tebliğinde yapılan düzenlemeler değiştirilmiştir.

—Bu Tebliğ de tescil ve ilan yoluna gidilmeyen ortaklık payı devirlerinde, ortaklık payının devredildiği tarih olarak noter tasdikli devir sözleşmesi tarihinin esas alınacağı, diğer taraftan, ortaklık payının noter tasdikli devir sözleşmesi ile devredilmesine rağmen devrin genel kurul tarafından reddedilmesi halinde, ortaklık payının devredilmemiş sayılacağı ve ortağın ortaklık sıfatının devam ettiğinin kabul edileceği açıklanmıştır.

—Yeni düzenleme ile, Ortaklar Kurulu Karar Tarihi devir sözleşmesi tarihinin önüne geçmiştir.

—Pay devir sözleşmesi tarihi ancak şirket sözleşmesinde ortaklar kurulu onayı şart koşulmadığı durumlarda geçerli olacaktır.

7-Arsa Karşılığı İnşaat İşleri

Ø18 KDVGT-7104 sayılı Kanun, 06.04.2018’den sonraki teslimler

ØArsanın bir iktisadi işletmeye dahil olması veya arsa sahibinin arsa alım satımını mutat ve sürekli bir faaliyet olarak sürdürmesi halinde, arsa payı teslimi KDV’ye tabidir.

ØArsa sahibinin, gerçek usulde mükellefiyetini gerektirmeyecek şekilde, arızi bir faaliyet olarak arsa payını müteahhide tesliminde vergi uygulanmaz.

Ø3065 KDVK Emsal Bedele ilişkin 27/6 ncı fıkrasında, müteahhit tarafından arsa sahibine bırakılan konut veya işyerinin, VUK’un 267/2. fıkrası ikinci sıradaki maliyet bedeli esasına göre belirlenen tutarının esas alınacağı hüküm altına alınmıştır.

—İşyeri&Konutun, maliyet bedeli bilinir veya çıkarılması mümkün olursa, mükellef bu maliyet bedeline, toptan satışlar için %5, perakende satışlar için %10 ilave edilir.

—Müteahhit tarafından arsa sahibine maliyet bedeli esasına göre belirlenen tutarı üzerinden KDV uygulanır.

—KDVK’nın 27/4 üncü fıkrasına göre, KDV uygulaması bakımından emsal bedelin tayininde genel idare giderleri ve genel giderlerden mamule düşen hissenin bedele katılması mecburi olduğundan, bu giderlerden konut veya işyerine düşen hissenin arsa karşılığı inşaat işlerine ilişkin bedele dahil edilmesi gerekmektedir.

—KDVK 27/6. maddesi doğrudan emsal bedel tanımı yapmaktadır. Kanun hükmüne göre işyeri veya konutun emsal bedeli VUK 267/2. fıkrasına göre maliyet bedelidir.

— GİG, GG ler KDV uygulamasında bedele dahil edilecektir.

—Bu giderler dahil mi edilecek? Yoksa dahil edilip %5 veya %10 ilave mi edilecektir? Maliyet bedeli VUK ta açıktır.

—Ayrıca, arsa sahibine kalacak konut veya işyerlerine ilişkin arsa payının müteahhide devri söz konusu olmadığından, arsa sahibine bırakılacak konut veya işyerlerinin maliyet bedelinin tespitinde arsa payı dikkate alınmayacaktır. 60 KDV Sirkülerinde arsa payından da fatura kesilmesi isteniyordu.

—Tebliğde, arsanın KDV mükellefiyeti içinde tesliminde toptan satış, KDV mükellefiyeti gerektirmeyen teslimlerde perakende satış işlemi yapılmaktadır.

—Kanunda  bu durumun karşılığı bulunmamaktadır. Bize göre, fiili durum önemlidir.

—Vergiyi Doğuran Olay; müteahhidin konut veya işyerini arsa sahibine tesliminde gerçekleşir??  Arsa sahibinin arsa devrini henüz yapmaması da VDO olarak işlem görmektedir.

—Aynı tarihte, arsa sahibi tarafından, (iktisadi işletmeye dahilse veya mutad alım satım varsa) aynı değer üzerinden fatura düzenlemesi gerekir. Tebliğ bu şekilde.

—Mal tesliminden önce fatura düzenlenmesi veya kısım kısım teslim durumunda ne olacak? KDVK 10. madde de özel bir VDO tanımlanmadı?

—Fakat, trampa 2 ayrı teslim ise, arsa sahibi (iktisadi işletme) nasıl aynı maliyet bedeline istinaden fatura düzenleyecektir? Trampa, her iki taraf için de trampadır (teslimdir).

—KDVK 27/6 sadece konut ve işyeri için emsal bedel tespitinde VUK 267. madde de maliyet bedeline bakılacağını ifade ediyor?

—Arsa sahibinin trampa şeklindeki tesliminde Maliyet Bedeline atıf bulunmamaktadır. Arsa için piyasa değeri mi kullanılacaktır?? Bedeli bulunmayan, bilinmeyen kıymet arsadır.

—Emsal bedel maddesi, arsa karşılığı inşaat işleri için Emsal Bedel belirlemesi yaptığından, arsa sahibi de dolaylı olarak tespit edilen bu değeri esas alacaktır.

—Piyasa değeri yerine «maliyet bedeli» dikkate alınacağından sahte veya yanıltıcı belge kullanma durumlarının azalması beklenmektedir.

—Arsa sahibi yabancı ise, alınan bu konut ve işyerinin teslimi ilk teslim olarak değerlendirilemez. KDVK 13/1. fıkrasındaki yabancılara konut ve işyeri satışında istisna olarak değerlendirilmez. Bedel şartı var.

—Kısmi trampada yani trampa edilen mala karşılık bir malla birlikte başka şeyler de alınması halinde, bunlar da vergiye tabi tutulur. GT

—Arsa sahibi tarafından bir ödeme yapılması durumunda maliyet bedelinden düşülmesi mi gerekecektir?HAYIR.

—Tarafların faturaları arasında oran nedeniyle KDV farkı çıkabilir.

—Yap İşlet Devret türü yatırımlardaki görüş farklılığı?

—Toptan ve perakende teslimlerde uygulama tartışmalıdır. Kanunda hüküm yoktur.

—2003/6666 BKK perakende teslimden maksat  “…teslimi yapılan ürünlerin aynen veya işlendikten sonra satışını yapanlar ile işletmelerinde kullanacak olanlar dışındakilere satılmasıdır. Ürünleri, aynen ya da işlendikten sonra satanlar ile işletmesinde kullanacak olanların gerçek usulde katma değer vergisi mükellefi olmamaları halinde bunlara yapılan teslimler de perakende teslim sayılır” şeklinde düzenlenmiştir.

—Aksi durumda, KDV mükellefine 1 adet bağımsız bölüm teslimi toptan, KDV mükellefi olmayan bir kişiye 20 bağımsız bölüm teslimi perakende işlemi görecektir.

—İdarenin, Kanunda hüküm altına alınmayan yasal gerekçeyle verginin hesaplandığı matraha müdahale etmesi bize göre hukuka aykırıdır.

—Bize göre fiili durum önemlidir.

—Taşınmaz ticareti ile uğraşmayan arsa sahibi (kurumlar vergisi mükellefi) iktisadi işletmesine dahil arsasını 2 tam yıl elde tuttuktan sonra konut veya işyeri karşılığında verirse KVK 5/1e KDVK’nın 17/4r istisna maddesinden yararlanabilir mi?

—GİB yararlanamaz görüşünde, trampa satış olmadığından yararlanamaz bize göre. Kanunun amacına da aykırıdır. Satış ve bedel şartlar sağlanmıyor.

—60 KDV Sirküleri;, bağımsız bölüm teslimi işlemi

q Kural olarak tapuya tescil ile gerçekleştiği;

qBununla birlikte, bağımsız bölümlerin tamamlanıp tapuya tescilinden önce arsa sahibinin tasarrufuna terk edilmesi durumunda da, bu tarih itibariyle VDO gerçekleştiği kabul edilecektir.

qSirkülerde belirtilmemiş olmakla birlikte, bağımsız bölümlere ilişkin iskan ruhsatının tapuya tescil tarihinden ve bağımsız bölümlerin arsa sahibinin kullanımına terk edilme tarihinden önce alınmış olması halinde, iskan ruhsatının alındığı tarih itibariyle vergi alacağının doğduğunun kabulü gerekir.

8-Fazla Ve Yersiz Ödenen KDV

Ø18 KDVGT

—“Bu gibi sebeplerle fazla veya yersiz hesaplanan ve Hazineye ödenen vergi, Maliye Bakanlığının belirleyeceği usul ve esaslara göre işlemi yapan mükellefe iade edilir. Şu kadar ki, söz konusu iadenin yapılabilmesi için işlemle ilgili beyanların düzeltilmesi ve fazla veya yersiz hesaplanan verginin satıcı tarafından alıcıya geri verilmesi şarttır.”

qKDVK 8/2: Vergiye tabi bir işlem söz konusu olmadığı veya KDV yi fatura veya benzeri vesikalarda göstermeye hakkı bulunmadığı halde; düzenlediği bu tür vesikalarda KDV gösterenler, bu vergiyi ödemekle mükelleftirler. Bu husus kanuna göre borçlu oldukları vergi tutarından daha yüksek bir meblağı gösteren mükellefler için de geçerlidir. Bu gibi sebeplerle fazla veya yersiz hesaplanan ve Hazineye ödenen vergi, Maliye Bakanlığının belirleyeceği usul ve esaslara göre işlemi yapan mükellefe iade edilir. Şu kadar ki söz konusu iadenin yapılabilmesi için işlemle ilgili beyanların düzeltilmesi ve fazla veya yersiz hesaplanan verginin satıcı tarafından alıcıya geri verilmesi şarttır

qKDV Hazineye ödenmedikçe artık iade konusu edilemeyecektir.

qİki taraf da KDV beyanlarını düzeltecek.

qSatıcı KDV yi alıcıya eksiksiz ödeyecektir.

qEski düzenlemede iade için KDV nin ödenmesi şart koşulmuyordu.

qGerek satıcı, gerekse alıcı nezdinde işlemin KDV uygulanmadan önceki hale döndürülmesi esastır.

qAlıcı KDV mükellefi değilse? Mesela hasar yansıtmalarında sigorta şirketine fazla KDV hesaplanmış ve yansıtılmış ise?

qAlıcının indirim hakkı bulunan mükellef olmaması durumunda, satıcının söz konusu fazla veya yersiz KDV tutarını alıcıya ödediğini gösterir bir belge ile vergi dairesine başvurması gerekmektedir.

—Fazla veya yersiz hesaplanan KDV tutarı, ilgili dönem beyannamesinden tenzil edilir ve sonraki dönemler de buna göre düzeltilir.

—Fazla veya yersiz olarak ödendiği iddia edilen KDV’nin, satıcı tarafından iade olarak talep edilebilmesi için,

qKDV beyannamesinde hesaplanan KDV olarak beyan edilmesi ve

qBeyana konu edildiği dönem ile iade talep edilen dönem arasında asgari söz konusu KDV tutarı kadar ödenecek KDV çıkması ve

qKDV nin mutlaka Hazineye ödenmesi gerekmektedir.

qAksi takdirde, fazla ve yersiz KDV olarak işlem tesis edilemez, beyanlar da düzeltilemez.

—İthalat sırasında fazla veya yersiz uygulanan vergilerin iadesi; 

İndirim hakkına sahip olmayanlarda; 3065 sayılı Kanunun 48 inci maddesi hükmüne göre, Gümrük Kanununa göre iade olunacaktır.

İndirim hakkına sahip mükelleflere iadesi, mükellefin beyanlarının düzeltilmesi üzerine bağlı olduğu vergi dairesince gerçekleştirilir.

•Bunun için, indirim hakkına sahip mükellef, gümrük idaresine bir dilekçe ile başvurarak, gümrük idaresi fazla veya yersiz tahsil ettiği vergi tutarını mükellefin vergi dairesine doğrudan göndereceği bir yazı ile bildirir.

•Vergi dairesi bu yazı üzerine iade talebini sonuçlandırır.

9-Yurtiçi İlişkili Kişi İle Yapılan İşlemlerde KDV İndirimi Hakkı Getirilmiştir

Ø18 KDVGT, 7104 sayılı Kanun

ØTransfer fiyatlandırması (TF) yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançlara ilişkin;

qYurt dışından temin edilen hizmetler dolayısıyla sorumlu sıfatıyla ödenmiş KDV’ler,

qİthalat işlemlerine ilişkin ödenmiş olan KDV’ler,

qYurt içindeki işlemlerde mal teslimi veya hizmet ifasında bulunan mükellefler tarafından ilgili vergilendirme döneminde beyan edilerek ödenen KDV’lerin

indirim hesaplarından çıkarılmasına gerek bulunmamaktadır.

ØKVK 13. Madde TF yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançlar ile Gelir Vergisi Kanununun 41/1. Fıkra (5) numaralı bendine göre işletme aleyhine oluşan farklara ilişkin mal veya hizmet alımında bulunan mükellef tarafından yüklenilen KDV tutarı, bu kapsamda mal teslimi veya hizmet ifasında bulunan mükellefin ilgili vergilendirme döneminde beyan ederek ödediği KDV tutarlarıyla sınırlı olmak üzere, indirim konusu yapılabilir.

ØMuhatap tarafından ödenmeyen KDV kısmı içinse alıcı nezdinde vergi zıyaı içeren tarhiyat gelebilecektir.

ØÖrtülü sermayede düzeltme bulunmuyor. Bu durum da bize göre bir hatadır.

—Satıcı tarafından KDV ödenmedikçe alıcı bünyesinde indirim konusu yapılamayacaktır.

—Satıcı KDV yi ödemezse, Alıcı bünyesinde KDV indirimleri red olacaktır.

—Red olunacak KDV, satıcı tarafından ilgili vergilendirme döneminde ödenmeyen kısım kadar olacaktır.

—Satıcının devreden KDV si durumunda, KDV indirimleri iptal edilecektir.

—Satıcı, sonraki dönemlerde ödese dahi, KDV indirimleri mümkün değil.

—Amaç mükerrer vergilendirmeyi engellemek. 60 KDV Sirküleri bu açıdan geçersiz kaldı.

—Tebliğdeki Ve Kanun hükmündeki amaç mükerrer vergilendirmeyi önlemek ise, düzeltme için özel bir kanun hükmüne ihtiyaç yoktur.

—Mükerrer vergilendirme zaten vergi hatası olup, düzeltilmesi gerekmektedir.

—Mükerrer vergilendirme, sadece ilgili KDV vergilendirme dönemi itibariyle gerçekleşmez. Satıcının ileriki dönemlerde vergi beyanı veya ödemesi durumunda da ilkesel olarak KDV eleştirisi gelmemesi gerekir. Bu durumda, geçmişte bu eleştiriler ile karşılaşmış mükelleflerin (zamanaşımı geçmemiş ise) düzeltme talebinde bulunup, red kararına/red olmuş sayılma hali üzerine dava açmaları gerekmektedir. (Uzlaşma vs gibi durumlar hariç)

—Buna karşın, Bakanlığın bu değişiklik öncesinde indirim yasağı yönündeki görüşe sahip olduğu iddia edilebilir.

—Kanun hükmünün yürürlük tarihi 6/4/2018’dir.

—Kanunun yürürlük tarihinden önceki işlemler ne olacak? Bize göre KDV eleştirisi getirebilmek için konunun KDVK’nda bir hükme ihtiyaç var.

—Tebliğde amaç mükerrer vergilendirmeyi önlemek olarak ifade ediliyorsa, 30/d maddesi özel veya şahsi nitelikte, faaliyet konusu ile ilgili olmayan harcamaların KDV nin reddine ilişkin olduğundan, amaca aykırıdır.

—Dolayısıyla, idarenin KVK için tasarlanmış hükme istinaden KDV indirimi eleştirisi bize göre hukuka aykırıdır.

—Danıştay 4. Dairesinin (Esas No.: 2016/13841, Karar No.: 2017/9030, Karar tarihi: 26.12.2017) Kararında değişiklik öncesinde KDV için hüküm bulunmadığından KDV indirimlerinin reddi yorum yoluyla genişletilemez şeklinde görüşü mevcuttur.

—Bazı kararlar  kar payı sayılan kısım KDV ile ilişkisizdir şeklinde dir.

—TF eleştirilerindeki emsal bedel ile KDVK 27. maddedeki emsal bedel aynı amaca hizmet etmemektedir.

9-İndirimli Oran Tesliminden Sonra Gelen Belgeler

Ø18 KDV GT

—İndirimli orana tabi işlemin gerçekleşmesinden sonra, işlemle ilgili olarak yapılan

qgaranti,

qreklam,

qroyalty,

qknow-how,

qisim hakkı,

qciro primi gibi harcamalar ve

qAlıcı iskontoları nedeniyle satıcılar tarafından yüklenilen KDV’nin, indirim hesaplarına dahil edildiği vergilendirme dönemine ilişkin iade hesabında dikkate alınması mümkündür.

—Bu tür işlemler indirim hesaplarına dahil edildiği dönemler dikkate alınarak bu dönemlerdeki (sonraki indirimli oran kapsamındaki teslimlerin) yüklenimlerinde yer alarak KDV İadesine konu edileceklerdir.

—Tebliğdeki ifadeye göre burada yer almamakla beraber bunlara benzer başka harcamalar da iade konusuna dahil olacaktır.

11-Zayi Olan ATİKlerin KDV İndirimleri

Ø18 KDV GT, 57 KDV Sirküleri, 7104 Sayılı Kanun, 06.04.2018

qATİK’in VUK 315. maddesinde belirlenen faydalı ömrünü tamamladıktan sonra zayi olması veya istisna kapsamında teslim edilmesi halinde bu kıymetin alımında yüklenilen ve indirim konusu yapılan KDV’nin indirim hesaplarından çıkarılmasına ilişkin herhangi bir düzeltme işlemi yapılmasına gerek bulunmamaktadır.

qATİK’in faydalı ömrünü tamamlamadan zayi olması veya istisna kapsamında teslim edilmesi durumunda, bu kıymetin alımında yüklenilen KDV’nin, faydalı ömrünün işletmede kullanılan süresine isabet eden kısmı için herhangi bir düzeltme işlemi yapılmayacaktır.

—ATİK’in zayi olduğu veya istisna kapsamında teslim edildiği tarih itibarıyla faydalı ömrünün kalan kısmına (faydalı ömrünün işletmede kullanılmayan süresine) isabet eden yüklenilen KDV’nin ise indirim konusu yapılması mümkün değildir.

—Daha önce indirim konusu yapılan KDV’nin ATİK’in zayi olduğu veya istisna kapsamında teslim edildiği dönem beyannamesinde “Daha Önce İndirim Konusu Yapılan KDV’nin İlavesi” satırında beyan edilmek suretiyle indirim hesaplarından çıkarılması gerekir.

—ATİK’in işletmede kullanılan süresinin tespitinde ATİK’in işletmede kullanıldığı her 12 ay ile 12 aydan kısa olan süreler bir yıl olarak kabul edilecektir.

—Tebliğ ile ATİKlerin mal kavramı içinde değerlendirildiği açıklığa kavuşturuldu.

—Kanun hükmü zayi malın KDV sinin indirimini konu edinirken parantez içi hükümde istisna teslimlerin ATİKlerin doğrudan istisna kapsamındaki teslimi değil, zayi olan ATİKlerin istisna kapsamında teslimini konu edindiği anlaşılmaktadır.

—ATİK lere faydalı ömrü başladıktan sonra faydalı ömrünü artıran veya bu sürede faydasını artıran harcamaların ne olacağı açık değildir. ? Tebliğde ifade bulunmamaktadır.

•İktisadi kıymetin ilk iktisabı sırasında bulunmayan özelliklerin kazandırılması veya ilk iktisap sırasında bulunan özelliklerinin geliştirilmesi için yapılan giderler değer arttırıcı giderler sayılır ve amortisman süreleri iktisadi kıymetin kalan ömrüne göre belirlenir.

•İktisadi kıymetin ilk iktisabı sırasındaki beklenen ömrünü uzatmak amacıyla yapılan giderler, aktifleştirildikleri yıldan başlayarak iktisadi kıymet için belirlenen oran ve süreye göre amortismana tabi tutulur.

•İktisadi kıymet için yapılan normal bakım, onarım ve temizlik gibi giderler ise maliyet olarak kabul edilmeyip doğrudan gider olarak yazılması gerekmektedir.

—Gayrimenkuller ve gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin amortisman sürelerini tamamlayarak itfa edilmesinden sonra, ekonomik ömrünü ve değerini arttırıcı nitelikteki bütün giderler aktifleştirilir.

—Bu giderlerden iktisadi kıymetlerin ekonomik ömrünü uzatıcı nitelikte olanlar ve iktisadi kıymetlerin değerini arttırıcı nitelikte olanlar iktisadi kıymetin ömrünü uzatan giderler gibi iktisadi kıymet için belirlenen oran ve sürede amortismana tabi tutulacaklardır.

—Zayi olan mal kullanım imkanı kalmayan mal olarak değerlendirilmektedir.

—Kullanım süresi geçen veya çeşitli nedenlerle kullanılamayacak hale gelen mallar zayi olan mal olarak değerlendiriliyor.

—Fire veya değeri düşen mallar (ekonomik değeri olan mallar) zayi mal değildir. KDV indirim sorunları bulunmamaktadır.

—İndirilemeyen KDV, gider veya maliyet olarak dikkate alınacaktır.

12-Tasfiyesi Tamamlanan Şirketlerde Sorumluluk Uygulaması

Ø7103 Sayılı Kanun 27.03.2018 Yürürlük Tarihi, 15 KVK GT

Ø KVK Tasfiyeye ilişkin 17/9. fıkrası hükmü aynen 213 sayılı VUKa taşınmıştır.

qAdi ortaklıklar gibi tüzel kişiliği olmayan veya vakıflar, dernekler ve üniversiteler gibi tüzel kişiliği olan teşekküllerin sona ermesi durumunda, bunlar hakkında sona erme tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak yapılacak tarhiyatların ve kesilecek cezaların muhatabı netleştirilmektedir.

—213 sayılı Kanunun 10 uncu maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“Tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükelleflerin, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işlemi, müteselsilen sorumlu olmak üzere, tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden, tasfiye dönemi için tasfiye memurlarından herhangi biri adına yapılır.

Limited şirket ortakları, tasfiye öncesi dönemlerle ilgili bu kapsamda doğacak amme alacaklarından şirkete koydukları sermaye hisseleri oranında sorumlu olurlar. Şu kadar ki bu fıkra uyarınca tasfiye memurlarının sorumluluğu, tasfiye sonucu dağıtılan tutarla sınırlıdır.

Beşinci fıkra kapsamına girmeyen tüzel kişilerin tüzel kişiliklerinin veya tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin sona ermesi halinde, sona erme tarihinden önceki dönemlere ilişkin her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işlemi, müteselsilen sorumlu olmak üzere, tüzel kişiliği olanların kanuni temsilcilerinden, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bunları idare edenler (adi ortaklıklarda ortaklardan herhangi biri) ve varsa bunların temsilcilerinden herhangi biri adına yapılır.

Ø15 KVK GT; tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan kurumlar vergisi mükellefleriyle ilgili, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak 27/3/2018 tarihinden sonra yapılacak her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işleminde VUK 10 uncu maddesinin beşinci fıkrası hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.

—VUK’un ilgili hükmüne göre;

qTasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükelleflerin, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işlemi, müteselsilen sorumlu olmak üzere, tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden,

qTasfiye dönemi için tasfiye memurlarından

herhangi biri adına yapılır.

qLimited şirket ortakları, tasfiye öncesi dönemlerle ilgili bu kapsamda doğacak amme alacaklarından şirkete koydukları sermaye hisseleri oranında sorumlu olurlar.

ØOrtaklar için tasfiyeye girilirken sahip olunan hisseler mi dikkate alınacak?

ØOrtaklar için sermaye payı oranında sorumluluk tesis edilir.

qTasfiye memurlarının sorumluluğu, tasfiye sonucu dağıtılan tutarla sınırlıdır.

qKanun hükmü Kanuni Temsilcilerin Ödevi bölümüne getirildiğinden Limited Şirket ortaklarının sorumluluklarına dair belirleme kanun tekniğine uygun bir yerde olmadığını düşünüyoruz.

qKanun da zaten tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerin sorumluluklarının devam ettiğine dair hüküm vardı.

qKanun hükmüyle Tasfiye Memurlarının sorumluluğu dağıtılan tutarla sınırlandırılmıştır.

qLimited şirkette ortaklar tasfiyeye girildiği tarihe kadar ki vergi ve cezadan sorumludur. Bu sorumluluk, sermaye payları oranındadır.

qAdi ortaklıklarda ortakların sorumluluğu netleşmiştir.

—Limited şirketlerde tasfiye öncesi dönem için ortak ve kanuni temsilci arasında öncelik durumuna ilişkin hüküm bulunmuyor.

—Hükümle tasfiye memurlarının da sorumluluğu ele alınıyor. Daha önce yoktu.

—Kanun hükmü ile MÜTESELSİLEN SORUMLULUK uygulaması getirilmiştir.

—KVK nın 17. maddesinde kurumların tasfiyesine ilişkin hüküm kurum olmayan mükellefler için de uygulanmak üzere VUKa getirilmiştir Hüküm aynıdır..

13-Kur Farkında KDV Uygulaması

—KDV Genel Uygulama Tebliği’nin konuya ilişkin bölümlerinin iptaline ilişkin açılan davada, Danıştay 4. Dairesi tarafından kur farklarının KDV’ye tabi olduğunu belirten tebliğ açıklamalarının yasaya uygun olduğuna karar verilmiştir (18.05.2017 gün E:2014/4834, K:2017/4605).

—İlk derece mahkemesi olarak verilen bu karar Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu'nda temyiz edilmiş ve Danıştay VDDGK 13.12.2017 gün E:2017/548, K:2017/606 sayılı kararıyla, yukarıda bahsi geçen 4. Daire kararını, kur farklarının KDV’’ye tabi tutulmasına dönük «kanunda açık bir hükmün bulunmaması» gerekçesiyle bozmuştu.

qBu durumda, yurtiçi teslimlerde oluşan kur farkları için mükelleflerin kur farkına konu işlem bedeli üzerinden KDV hesaplamaları gerekecektir.

qBedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde ortaya çıkan kur farkının matrahın bir unsuru olarak vergilendirilmesi sağlanmıştır.

qKDV nin iç yüzde mi, yoksa dış yüzde oranı mı dikkate alınarak hesaplanacağı sözleşme koşullarına göre belirlenecektir.

qZamanaşımına uğramış döviz/dövize endeksli borç alacaklarda ödeme gerçekleşirse, kur farkı kesilecek midir?

qVergiyi doğuran olay (VDO) bir tanedir ve zamanaşımına uğramıştır?

qAlıcı taraf için kur farkı matraha dahil bir unsur değildir, zira onun bünyesinde VDO bulunmuyor. Alıcı tarafından kur farkı KDV si için fatura düzenlenecek midir?

qArtık kur farkı vade farkı değil, doğrudan matrahın bir unsurudur.

qMaliye matrahta düzeltme olarak mı değerlendirecektir?

qGeçici vergi dönemi sonları ile yıl sonlarında yapılacak kur değerlemesi sonucu ortaya çıkan kur farkı KDV’ye tabi değildir.

14-Yatırıma Başlama İçin Aranan %10 Şartı Kaldırılmıştır.

ØYatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar (Karar Sayısı: 323)ile Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararın Uygulanmasına İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2012/1)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (No: 2018/4)

ØYatırıma başlanıldığının kabul edilebilmesi için, yatırımın başlangıç tarihinden sonra arazi-arsa, altyapı, bina-inşaat, makine ve teçhizat (avans ve ön ödemeler dahil) ile diğer yatırım harcamalarına yönelik olarak teşvik belgesinin ilk düzenlendiği tarihteki sabit yatırım tutarı esas alınmak üzere, sabit yatırım tutarının en az yüzde onu oranında harcama yapılması şartı kaldırılmıştır.

ØBöylelikle, yatırımın başlangıç tarihi, teşvik belgesi için Bakanlığa veya ilgili yerel birime müracaat tarihi olarak kabul edilecektir.

ØBöylece, Yatırım Katkı Tutarına mahsuben toplam yatırım tutarının %50 si ve gerçekleşen harcamayı geçmemek üzere yatırım döneminde diğer faaliyetlerden doğan kazançlar için asgari %10 yatırım yapma şartı kaldırılmıştır.

ØKarara göre bu düzenleme, 05.10.2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe girdiğinden, 2016, 2017, 2018 yıllarında bu şart olmadan matrah tespiti yapılacaktır.

15-Yurtdışından Getirtilen Döviz Cinsi Sermaye Ödemeleri Kur Farkı Muafiyeti (VUK 280/A)

Ø7103 Sayılı Kanun, 495 VUK GT

Øİlk işe başlamada (sermaye getirme hariç) aranan şartlar;

qTam mükellef ve sermaye şirketi olma,

q7103 sayılı Kanunun yayımı tarihinden sonra (27.03.2018 den sonra) ticaret siciline tescil edilmiş olma,

qSermaye olarak konulan yabancı parayı yurt dışından getirme. (tescilden sonra getirilebilir-tevsik edilmelidir)

qUygulama ihtiyaridir, ama tercihte bütünlük vardır.

qYurtdışından sermaye olarak getirilecek yabancı para (konvertbl), sermaye taahhüdünde bulunan ortaklar veya bunların yetki verdiği kişiler tarafından getirilebilir.

qGerek tescilden önce, gerekse tescilden sonra yapılan sermaye ödemeleri madde kapsamında değerlendirilecektir. 

ØKapsamdaki yabancı paralar, ayrı olarak izlenebilecek şekilde yardımcı hesaplarda takip edilir.

ØBu hesaplar, şirketlerin aynı yabancı para cinsinden olan ancak madde kapsamına girmeyen yabancı paralara ilişkin hesapları ile karıştırılmaz.

qTicaret siciline tescil tarihini izleyen üçüncü ayın sonuna kadar YTB almak üzere ilgili mevzuatında belirlenen esaslar doğrultusunda Ekonomi Bakanlığına (ilgili birimlere) başvuruda bulunulmalıdır.

ØYabancı paralardan, YTB için yapılan başvuru tarihine kadar sarf olunmayan kısım, başvuru tarihine kadar geçen vergilendirme dönemlerine ilişkin değerleme günlerinde mukayyet değeriyle değerlenecektir.

ØMükellefin tercihi, işlemi takip eden ilk geçici vergi beyannamesi ile birlikte vergi dairesine bildirilir.

qYTB almak için belirtilen sürede başvurulmuş olmasına karşın, bu başvurunun ilgili makamlarca reddolunması halinde, red tarihinin içinde bulunduğu vergilendirme dönemi sonunda da bu yabancı paralardan sarf olunmayan kısım mukayyet değeri ile değerlenir.

qYTB almak için başvuru yapılmasına karşın, bu başvurunun ilgili makamlarca reddolunması halinde, red tarihinin içinde bulunduğu vergilendirme dönemini takip eden vergilendirme dönemine ilişkin değerleme gününde,   

qYTB almak için başvuru yapılmış olmasına karşın, bu belgenin çeşitli sebeplerle işe başlanılan hesap dönemini takip eden hesap dönemi sonuna kadar alınamaması halinde işe başlanılan hesap dönemini takip eden hesap döneminin son vergilendirme dönemine ilişkin değerleme gününde,

qYTB almak için başvuru yapılmış olması ve belgenin de işe başlanılan hesap dönemi veya müteakip hesap dönemi içerisinde alınmış olması halinde, işe başlanılan hesap dönemini takip eden hesap döneminin son vergilendirme dönemine ilişkin değerleme gününde,

qYabancı paralardan sarf olunmayan kısım, 213 sayılı Kanunun 280 inci maddesi uyarınca değerlenerek oluşan kur farkları, ilgili gelir ve gider hesaplarına alınacaktır.

qYTB kapsamında sarfiyat, madde kapsamına giren yabancı paranın, YTB kapsamında yapılacak yatırımlara ilişkin ödemelerde kullanılması anlamına gelmektedir.

q280/A maddesi kapsamında fon hesabına alınacak kur farkı doğuran ödemelere ait yatırımlar, yatırım tamamlama vizesinde de yer almalıdır.

qYTB de yer almasına karşın Ekonomi Bakanlığı tarafından verilen izin ile devir, satış veya ihraç işlemine konu edilen kıymetler için yapılmış harcamalar nedeniyle ortaya çıkan ve fon hesabına alınan kur farklarına ilişkin olarak her hangi bir düzeltme işlemi yapılmasına gerek bulunmamaktadır.

qİptal edilen belgeler için sarf olunan yabancı paralar bu haktan yararlanamaz.

qYTB kapsamında ödeme TL yapılacaksa, çevrim işleminin yapıldığı tarihte yapılacak. Yapılmazsa, kur farkı fon hesabına alınamaz.

ØOluşan fon hesabı, sermayeye ilave edilme dışında, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde kurumlar vergisine tâbi tutulur. KVK ya uygun devir ve bölünme hariç.

ØŞirketin tasfiyesi halinde de bu kapsamda işlem tesis edilir.

Øİşe başlanılan hesap dönemini takip eden hesap dönemi sonu itibariyle, oluşan fon hesabı borç bakiye vermiş ise, bu dönem zarfında şirketler aleyhine net olarak kur farkı zararı oluşmuş ise, bu durumda şirketler lehine bir fon oluşmadığı ve sermayeye ilave edilecek bir unsur ortaya çıkmadığından, bu bakiye tutar bu dönem sonu itibariyle zarara geçirilmek suretiyle kapatılacaktır.

bb

WeCreativez WhatsApp Support
ADEN YMM