SON DÖNEM ÖZELLİKLİ KONULAR İÇEREN BAZI ÖZELGELER
Ali ÇAKMAKCI
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
E Mail: info@adenymm.com.tr
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413 üncü maddesinde, mükelleflerin Gelir İdaresi Başkanlığından veya Gelir İdaresi Başkanlığının bu hususta yetkili kıldığı makamlardan vergi durumları ve vergi uygulanması bakımından müphem ve tereddüt duydukları hususlar hakkında izahat isteyebilecekleri hüküm altına alınmıştır.
Bu kapsamda 16/01/2010 tarihinde uygulamaya konulan özelge sistemi ile; mükellefe kısa zamanda doğru ve net cevap verilmesi, muhatabın teke indirilmesi, başvuruların ve cevapların bir standarda kavuşturulması, mükellefin uyum maliyetinin azaltılması, bürokrasi ve kırtasiyeciliği azaltarak kaynakların verimli kullanılması ile internetten özelgelerin yayınlanması suretiyle şeffaflık sağlanmaktadır.
Mükelleflerin özelge talepleri için Gelir İdaresi Başkanlığı merkezine doğrudan başvurma imkanı bulunmamakta olup, özelge taleplerinin özelge talep formu ile Vergi Dairesi Başkanlıkları ile Vergi Dairesi Başkanlığı bulunmayan illerde Defterdarlıklara yapılması esastır. Ayrıca, yeni kurulan İnteraktif Vergi Dairesi kanalıyla da başvurular yapılabilmektedir.
Özelgeler, temel olarak vergi uygulayıcıları için vergi hukukunun yorumlanmasında ve değerlendirilmesinde objektif yorumlar getirmeyi bir nebze engellese, bize göre tartışma kültürüne ve mesleğin gelişimine biraz zarar verse de, kamuoyunda ve mükellefler nezdinde uygulama kolaylığı sağlaması, tartışmalı ve özel hususların anlaşılması, farkındalık yaratması gibi pek çok kolaylığı da beraberinde getirmektedir.
Aşağıdaki çalışmada İdarenin yakın dönemlerde vermiş olduğu ve önemli gördüğümüz bazı özelge bazındaki görüşlerine çeşitli vergi kanunları açısından yer verilecektir. Ama, bundan önce kısaca özelgenin nasıl ve kimler tarafından alınabileceğinin özetine yer verilerek mükelleflere açıklamalarda bulunulacaktır.
400 sıra nolu VUK Genel Tebliğine göre mükellefler ve vergi sorumluları, Vergi Usul Kanununun 413 üncü maddesinin 6009 sayılı Kanunla değişmeden önceki hükmüne istinaden, vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından müphem ve tereddüdü mucip gördükleri hususlar hakkında Maliye Bakanlığı veya yetkili kıldığı makamlardan yazı ile izahat isteyebilmekte, yetkili makamlar da bu talepleri özelge tayin etmek suretiyle cevaplandırmaktaydı. Bu hususa ilişkin esasların bir kısmı 188 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirlenmişti.
395 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu (VUK) Genel Tebliği ile mükellef ve vergi sorumlularının izahat talebinde bulunmaları üzerine idarenin vereceği yazılı cevaplara (özelgelere) ilişkin müracaatın nereye yapılacağı, yetkili makamın neresi olduğu, özelge talebinin hangi konuları kapsadığı gibi hususlara açıklık getirilmiş ve 188 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin özelgeye ilişkin kısımları yürürlükten kaldırılmıştır.
6009 sayılı Kanunla, Vergi Usul Kanununun 413 üncü maddesi değiştirilmiş ve maddenin son fıkrasında, bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle belirleneceği hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme istinaden Maliye Bakanlığınca çıkarılan “Mükelleflerin İzahat Taleplerinin Cevaplandırılmasına Dair Yönetmelik” 28/8/2010 tarih ve 27686 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Buna göre, 413 üncü maddede yer alan mükelleflerin izahat taleplerine dair hükümlerin uygulanması, anılan Yönetmelik hükümlerine göre yapılmaktadır.
İlgili Yönetmeliğe göre özelge: mükelleflerin ve vergi sorumlularının vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından, kendilerince açık olmayan ve tereddüt ettikleri konular hakkında yazılı olarak açıklama talebinde bulunmaları üzerine yetkili makamlarca kendilerine verilen yazılı görüşü ifade etmektedir.
i.Özelge Talebinin Kapsamı
Özelge, mükelleflerin ve vergi sorumlularının vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından müphem ve tereddüdü mucip gördükleri hususlar hakkındaki izahat taleplerine ilişkin olarak verilir.
Mükelleflerin aşağıdaki başvuruları özelge kapsamında değerlendirilmez:
a) Başkalarının vergi durumları hakkında bilgi ve izahat talepleri.
b) Yargıya intikâl etmiş olaylara ilişkin izahat talepleri.
c) Hakkında vergi incelemesi yapılmakta olan mükelleflerce veya vergi sorumlularınca incelemeye konu olan işlemlerle ilgili izahat talepleri.
ç) Somut bir olaya dayanmayan, teorik hususlara ilişkin bilgi ve izahat talepleri.
d) Mücbir sebep hâli ilanı, vergi borçlarının terkini, belge düzenine ilişkin yetkilerin kullanılması gibi kanunlarla uygulamanın tespitine dair Maliye Bakanlığına yetki verilen konulara ilişkin talepler.
e) Mükelleflerin ve vergi sorumlularının vergi uygulamaları ile ilgili işlemlerinin gerçekleşmesinden sonra yaptıkları başvuruları ile Kanunun 122 nci maddesine göre vergi hataları ile ilgili yapılan düzeltme talepleri ve 124 üncü maddesine göre Maliye Bakanlığınca incelenecek olan şikâyet yoluyla müracaatlar.
f) Sözlü veya yazılı olarak veya internet aracılığıyla, 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun ve 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu uyarınca yapılan talepler.
ii.Özelge Talep Edebilecekler
Özelge talepleri, mükellefler ile vergi sorumluları, bunların mirasçıları, yetki belgesine sahip kanuni temsilcileri veya vekillerince yapılır.
Odalar ve birlikler gibi mesleki kuruluşlar, kendi mükellefiyetleri ile ilgili olanlar hariç olmak üzere, üyelerine ilan etmek amacıyla özelge talebinde bulunamazlar. Ancak, bu kuruluşlar Başkanlıktan, vergilendirme ile ilgili konularda özelge niteliğinde olmayan görüş talep edebilirler.
iii) Özelge Talep Edilecek Merci
Özelge, mükelleflerin gelir veya kurumlar vergisi bakımından sürekli mükellefiyetlerinin bulunduğu vergi dairesi başkanlıkları ile vergi dairesi başkanlığı bulunmayan illerde defterdarlıklardan talep edilir.
Diğer mükellef veya vergi sorumluları özelge talepleri için, ikametgâh veya kanuni merkezlerinin bulunduğu vergi dairesi başkanlıkları ile vergi dairesi başkanlığı bulunmayan illerde defterdarlıklara; ikametgâhı veya kanuni merkezi bulunmayanlar ise Ankara, İstanbul ve İzmir Vergi Dairesi başkanlıklarından herhangi birine başvurur.
Özelge talepleri, Başkanlığın internet sitesinde bir örneği yer alan Özelge Talep Formu kullanılmak suretiyle yapılır. Söz konusu form kullanılmaksızın yapılacak özelge talepleri kabul edilmez.
II-Son Dönemlerdeki Önemli Özelgeler:
1-Kısmi Bölünme Sonucu Yeni Şirkete Devrolunan Kredi Sözleşmesinin Damga Vergisine Tabi Olup Olmadığı[1]:
“….Kanuna ekli (2) sayılı tablonun "IV-Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar" başlıklı bölümünün (17) numaralı fıkrasında, Kurumlar Vergisi Kanununa göre yapılan birleşme, devir ve bölünmeler nedeniyle düzenlenen kağıtların damga vergisinden istisna edileceği hükmüne yer verilmiştir.
…Bu hüküm ve açıklamalara göre, … San. ve Tic. A.Ş.'nin …/2018 tarihli bilançosunda … TL net kayıtlı değerde olduğu belirtilen "Güneş Enerjisi Projesi"nin müstakil olarak üretim veya hizmet işletmesi niteliği taşıması halinde, söz konusu projenin üretim veya hizmet işletmesi olarak ve işletme bütünlüğü korunacak şekilde faaliyetin devamı için gerekli taşınmaz, her türlü tesis, makine ve teçhizat, alet, edevat, taşıtlar, gayrimaddi haklar ile hammadde, mamul, yarı mamul mallar gibi aktif kıymetler ile ilgili pasif kıymetlerin tümünün devredilmesi ve Kurumlar Vergisi Kanununun 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinde yer alan şartları taşıması kaydıyla kısmi bölünmeye konu edilmesi mümkün bulunmaktadır.
Öte yandan, … San. ve Tic. A.Ş.'nin kullanmış olduğu yatırım kredilerinin bu güneş santraline isabet eden kısmının, söz konusu kısmi bölünme kapsamında, ancak Kurumlar Vergisi Kanununun 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinde yer alan şartları sağlamak kaydıyla devredilebileceği tabiidir.
Bu itibarla, … San. ve Tic. A.Ş.'nin kısmi bölünmesi sonucu gerçekleştirildiği belirtilen özelge talep formunuz konusu "Sözleşmenin ve Borcun Devri Mukavelesi"nin 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunundaki şartlar dahilinde kısmi bölünmeye ilişkin olarak düzenlenmiş olması halinde, söz konusu sözleşmenin, kısmi bölünmeye isabet eden kredi borcu tutarıyla sınırlı olmak üzere, 488 sayılı Kanuna ekli (2) sayılı tablonun IV/17 fıkrası kapsamında damga vergisinden istisna tutulması mümkün bulunmaktadır.”
2-Belediyelere Yapılan İnşaat Taahhüt Hizmetlerinde KDV Oranı[2]:
“..İliniz sınırları içerisinde ilgili mevzuat uyarınca ilan edilen riskli alanlarda yetkilendirilmiş olan ….. Büyükşehir Belediye Başkanlığıyla Şirketiniz arasında imzalanan protokol gereğince tarafınızca gerçekleştirilen ……. Kentsel Dönüşüm Projesi Kapsamındaki Birinci Etap Birinci Kısım İnşaatının Yapım İşi İhalesinin, …….. A.Ş. uhdesinde kaldığı belirtilerek, anılan Şirkete bu iş kapsamında yapılacak hakediş ödemelerine uygulanması gereken katma değer vergisi (KDV) oranı sorulmaktadır.
KDV oranlarının, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 28 inci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 700 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişmeden önce Bakanlar Kurulu, değişiklik sonrasında ise Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmesi öngörülmüştür.
Bu kapsamda, KDV oranları, 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı (BKK) eki (I) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 1, (II) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 8, sözü edilen listelerde yer almayan vergiye tabi işlemler için % 18 olarak belirlenmiştir.
Söz konusu BKK eki (I) sayılı listenin 13 üncü sırasında belediyelere yapılan sadece net alanı 150 m²' ye kadar konutlara ilişkin inşaat taahhüt işlerinin % 1 oranında KDV' ye tabi tutulması hükme bağlanmıştır.
Buna göre, 6306 sayılı Kanun kapsamında olsa dahi, 2007/13033 sayılı BKK eki (I) ve (II) sayılı listelerde yer almadığından, anılan iş kapsamında yapılacak hakediş ödemelerinin genel oranda (% 18) KDV' ye tabi tutulması gerekmektedir.”
3-Üzerinde Yapı Bulunan Arsa Vasıflı Taşınmazın Satışında Uygulanması Gereken KDV Oranı[3]:
“İlgide kayıtlı özelge talep formunda, üzerinde 2.656 m² inşaat alanlı idari kısım ve depoların bulunduğu, 7.797 m² alanlı, tapu kayıtlarına göre arsa vasfında olan taşınmazın, ….. İcra Müdürlüğü tarafından satışında uygulanması gereken katma değer vergisi (KDV) oranı sorulmaktadır.
……. 60 Seri No.lu KDV Sirkülerinin (8.2.1.) bölümünde, "Taşınmaz teslimlerinde teslime konu taşınmazın işlem tarihi itibariyle geçerli fiili durumunun dikkate alınması" gerektiği belirtilmiş ve konutu çevreleyen arsa ve arazinin, bu konutla birlikte değerlendirilip konutun tabi olduğu oranda KDV' ye tabi olacağı, konutla birlikte değerlendirilecek arsa ve arazinin büyüklüğünün ise mahalli örf ve adete göre tespit edileceği ifade edilmiştir.
Bununla birlikte, taşınmaza ilişkin açık artırma ilanının incelenmesinden, arsa değerinin yapı değerinden 6 kat fazla olduğu anlaşılmıştır. Bu itibarla, binaları çevreleyen arsanın, işyeri ile birlikte değerlendirilerek işyerinin tabi olduğu oranda KDV'ye tabi tutulması mümkün değildir.
Buna göre, icra yoluyla satışa konu edilen;
·Arsa niteliğindeki gayrimenkulün, satış tarihine bakılmaksızın genel oranda (% 18)
·İdari kısım ve depoların, işlem tarihi itibariyle fiilen işyeri olarak kullanılıyor olması halinde 31/3/2019 tarihine kadar (bu tarih dahil) satışında % 8, bu tarihten sonra ise orana ilişkin yürürlüğe konulmuş geçici bir uygulama yoksa genel oranda (% 18)
·Makine ve tesisatların, idari kısım ve depoların mütemmim cüzü olarak bunlarla birlikte satılması halinde bunların tabi olduğu oranda, ayrı olarak satılması halinde ise satış tarihine bakılmaksızın genel oranda (% 18)
KDV'ye tabi tutulması gerekmektedir.”
4-Tek Parsel Arsa İçin Arsa Payı Hissesinin Devri[4]:
“İlgide kayıtlı özelge talep formunda, şirketinizin taşımacılık faaliyetiyle iştigal ettiği, yüzölçümü 212.503,99 m²'den ve tek parselden oluşan arsanın 45.921,18 m² hissesinin şirketiniz aktifinde kayıtlı olduğu ve kalan hisselerin tamamının grup şirketinizin aktifinde yer aldığı belirtilmiş olup, şirketiniz ana faaliyet konusunun taşımacılık faaliyeti olması, belirtilen arsa üzerinde herhangi bir faaliyette bulunulmayacak olması ve arsa bütünlüğünün sağlanması amacıyla arsaya ilişkin hissenizin tamamının grup şirketinize devrinin, Kurumlar Vergisi Kanununun 19/3-b maddesine göre kısmi bölünme kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.
….Bu hükme göre, kısmi bölünme işlemine taşınmazlar, iştirak hisseleri, üretim veya hizmet işletmeleri konu edilebilmektedir.
Taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile üretim veya hizmet işletmelerinin belli bir kısmının sermaye şirketlerine ayni sermaye olarak konulması mümkün bulunmamakta olup gerek taşınmaz ve iştirak hisselerinin gerekse üretim veya hizmet işletmelerinin bütünlüğünün korunması gerekmektedir.
Kısmi bölünme müessesesinin temel amacı, şirketlerin yeniden yapılanma yoluyla verimlilik ve karlılıklarını artırmalarına imkân sağlamak olup, müstakilen kısmi bölünmeye konu olabilecek iştirak hisselerinin, taşınmazların ya da üretim veya hizmet işletmelerinin parça parça elden çıkarılması sonucunu doğuracak şekilde yapılan devirlerin, Kanunun 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendine göre kısmi bölünme kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.
Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, şirketiniz aktifinde kayıtlı bulunan arsaya ilişkin hissenin tamamının Kurumlar Vergisi Kanununun 19 uncu maddesinin 3 üncü fıkrasının (b) bendinde belirtilen şartlara uyulması kaydıyla kısmi bölünme kapsamında devri mümkündür.”
5-Damga Vergisi Beyanının %5 Vergi İndirimine Etkisi[5]:
“….Bu hüküm ve açıklamalara göre, sürekli damga vergisi mükellefleri ile ihtiyari olarak sürekli damga vergisi mükellefiyeti tesis ettiren mükellefler tarafından, kanuni süresi içinde beyan etmeleri gereken damga vergisinin bulunmaması durumunda damga vergisi beyannamesi verilmesine gerek olmadığı veya durumun bir yazı ile vergi dairesine bildirilmesi zorunluluğu bulunmadığından, damga vergisi beyannamesi verilmesi gerekmeyen dönemlere ilişkin olarak bu beyannamenin verilmemiş olmasının Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 121 inci maddesinde yer alan vergi indiriminden faydalanılmasına engel bir durum teşkil etmediği tabiidir. Bu kapsamda, Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 121 inci maddesinde yer alan şartları taşımanız halinde, vergi indiriminden faydalanabilmeniz mümkün bulunmaktadır.”
6- İnternet Ortamında Verilen Haber, Duyuru, Tanıtım Gibi Hizmetler İçin Yapılan Ödemelerden Tevkifat Yapılıp Yapılmayacağı[6]:
“İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Belediyeniz ile gerçek ve tüzel kişiler arasında imzalanan "İnternette Haber ve İlan Yayınlanması İşi Hizmet Alımına Ait Sözleşme" hükümleri uyarınca Belediyenizce yapılacak ödemeler üzerinden 476 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı kapsamında stopaj kesintisi yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
….Buna göre, 476 sayılı Kararın eki Karar gereğince internet ortamında verilen reklam mahiyetinde olan işler için tam mükellef bir kuruma yapılan ödemelerden Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesi uyarınca %0 oranında; gerçek kişilere yapılan ödemelerden ise % 15 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.
Ancak, Belediyeniz tarafından 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu gereğince verilen hizmetlerin ve gerçekleştirilen projelerin halka duyurulması, tanıtılması ve halkın bilgilendirilmesi amacıyla içeriği Belediyeniz tarafından hazırlanan ve haber veya duyuru mahiyetindeki ilanların internet ortamında yayınlanması karşılığında Belediyenizce yapılan ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılması söz konusu değildir.”
7-İlişkili Kişiden Alınan Yabancı Para Cinsi Avanslar Nedeniyle Ortaya Çıkan Kur Farklarının Kurum Kazancının Tespitinde Dikkate Alınıp Alınmayacağı[7]:
“Sermayenizin tamamının yabancı bir şirkete ait bulunduğu ve yabancı şirketin aynı zamanda firmanızın ürettiği ürünlerin başlıca müşterisi olduğu,
- İlişkili kişi konumundaki yabancı şirkete yapılacak ihracat için, anılan kurumdan satışlarınıza karşılık, bir bölümü örtülü sermaye olarak nitelendirilen dolar bazında avans alındığı ve bu tutarların avans hesaplarında izlendiği,
- Avansın alındığı tarih ile ihracatın gerçekleştiği tarih arasında olumlu ya da olumsuz kur farkları oluştuğu, olumlu kur farklarının gelir hesaplarına alındığı ancak, örtülü sermaye olarak değerlendirilen avans kısmına isabet eden olumsuz kur farklarının KKEG olarak nitelendirildiği belirtilmiş ve konuya ilişkin Başkanlığımız görüşü sorulmuştur.
…..Bu hüküm ve açıklamalara göre;
- Tarafınızca ortak veya ortaklarla ilişkili sayılan bir şirketten alınan avansların örtülü sermaye kapsamında değerlendirilmesi,
-Avansların alınma tarihinden, değerleme gününe ve/veya ihracatın gerçekleştiği tarihe kadar oluşan ve örtülü sermayeye isabet eden kur farkı giderlerinin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınmaması; avanslara ilişkin örtülü sermayeye isabet eden kur farkı gelirlerinin de kurum kazancının tespitinde gelir olarak dikkate alınmaması gerekmektedir.”
8-Bağışın Kurum Kazancından İndirilmesi İçin Şartlar[8]:
“Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde,
- Kamuya yararlı derneklere ve Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara gerek işletmenin aktifinden veya stokundan çekilmek, gerekse dışarıdan satın alınmak suretiyle yapılan ayni bağış ve yardımların indirim olarak dikkate alınabilmesi için makbuz karşılığı yapılmış olması şarttır.
- Kamu kurum veya kuruluşlarına, işletmenin aktifinden veya stokundan çekilerek yapılan ayni bağış ve yardımlarda, Şirketinizin işletmeden çekip bağışladığı değerler için fatura düzenlemesi; düzenlenen faturanın arka yüzüne faturada belirtilen değerlerin ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından bağış veya yardım olarak alındığına ilişkin şerh konularak yetkili kimseler tarafından imzalanmış olması indirimden yararlanılması açısından yeterlidir.
- Kamu kurum ve kuruluşlarına bağışlanacak ayni değerlerin şirketinizce dışarıdan alınması durumunda ise ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından teslim alınacak değerler için teslime ilişkin bir belge düzenlenmiş olması yeterli olup, düzenlenen belgede bağışlanan kıymetin değerinin, cinsinin ve miktarının tereddüde mahal bırakmayacak şekilde belirtilmiş olması; ayrıca bağışlanan değerlere ilişkin olarak düzenlenmiş olan faturaların arka yüzünde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının yetkililerinin imzasının bulunması yeterlidir.”
9- Birleşme Dolayısıyla 2017 Yılı Beyanında G.V.K'nın Mükerrer 121 İnci Madde Hükmünden Faydalanılıp Faydalanılmayacağı[9]:
“İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, ….1983 tarihinde kurulan şirketinizin Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 121 inci maddesi kapsamında vergi indiriminden faydalanmak üzere başvuruda bulunduğunu, ancak gerekli tüm şartları taşımasına rağmen ….2017 tarihinde devir aldığı grup firması … A.Ş.'nin kuruluş tarihinin … .2016 olması sebebiyle sistemin hata verdiğini belirterek, şirketinizin söz konusu vergi indiriminden faydalanıp faydalanamayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
…. Öte yandan, mevcut bir kurumun başka bir kurumu devralması suretiyle gerçekleşen birleşmelerde devralan kurumun Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 121 inci maddesinde yer alan indirim hükmünden faydalanılabilmesi için devralan ve devrolunan kurumların her ikisinin de maddede yer alan şartları sağlaması gerekmektedir.
Buna göre, Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 121 inci maddesinde yer alan "İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş olması" şartı, … 2017 tarihinde gerçekleşen birleşme neticesinde şirketinizce devir alınan ve …2016 tarihinde kurulmuş olan … A.Ş. açısından sağlanamadığından şirketinizin 2017 hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde söz konusu vergi indiriminden faydalanması mümkün bulunmamaktadır.”
10- Türk Uluslararası Gemi Siciline Kayıtlı Gemilerin İşletilmesinden Ve Devrinden Elde Edilen Kazancın İstisnası[10]:
“Şirketinizin sahip olduğu … Gemileri ile elektrik enerjisi üretimi ve satışı yaptığı, yabancı ülkelerde anlaşma yapılarak, sahip olduğunuz … Gemisinin bu ülkede uygun limana bağlanarak elektrik üretimi ve satışının yapıldığı veya yabancı ülkelerle elektrik üretim ve satışına ilişkin sözleşmenin başka bir grup firması veya yabancı firma tarafından yapıldığı ve bu firmalar ile de şirketiniz arasında … Sözleşmesi kapsamında … Gemilerinin işletildiği belirtilerek, Türk Uluslararası Gemi Siciline (TUGS) kayıtlı … Gemilerinin yabancı ülkelerle anlaşma yapılarak, yabancı ülkedeki uygun bir limana bağlanarak elektrik üretimi, enerji çevrimi ve satışının yapılması veya … Sözleşmesi kapsamında işletilmesinden ve devrinden elde edilen kazançların kurumlar vergisinden istisna olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
Anılan Tebliğin "5.12.1.1. Yasal düzenleme ve istisnanın kapsamı" başlıklı bölümünde ise;
"...
Bu istisna, gerçek ve tüzel kişilerin Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıt ettirdikleri gemilerin ve yatların işletilmesinden ve devrinden elde ettikleri kazançları ile sınırlıdır. Ancak, Türkiye'de inşa edilen gemi ve yatlarda anılan Sicile kayıtlı olanların işletilip işletilmediğine bakılmaksızın devrinden elde edilen kazançlar da istisna kapsamında değerlendirilecektir.
...
Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemilerin ve yatların otel veya restoran işletmeciliğinden (yüzer otel veya restoran) kullanılması durumunda bu faaliyet gemi işletmeciliği faaliyeti kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, elde edilen kazançların söz konusu istisnalardan yararlandırılması mümkün değildir."
açıklamaları yer almaktadır.
Özelge talep formunuz ekinde yer alan ve ... . ... .2018 tarihinde düzenlenen Türk Uluslararası Gemi Sicili Gemi Tasdiknamesinde, gemi cinsi enerji üretim ve çevrim gemisi olan ... isimli geminin, Türk Uluslararası Gemi Siciline ... numarası ile tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı … Gemisinin yabancı ülkelerle anlaşma yapılarak, ilgili ülkedeki uygun bir limana bağlanarak elektrik üretimi, enerji çevrimi ve satışının yapılması veya … Sözleşmesi kapsamında işletilmesi faaliyetinden elde edilen kazançların söz konusu istisnadan yararlandırılması mümkündür.”
11-Kısmi Bölünme Nedeniyle Sermayenin Azaltılmasında Tevkifat Uygulaması[11]:
“Şirketinizce geçmiş dönemlerde dağıtılmamış geçmiş yıl karları, enflasyon düzeltmesi olumlu farkları, olağanüstü yedekler, maddi duran varlık yeniden değerleme değer artış fonu, maliyet artış fonu ve 5811 sayılı Kanun kapsamında beyan edilen gelirlere/varlıklara ait fonların sermayeye ilave edildiği,
- Şirketinizin bilançosunda yer alan "yumurta üretim tesisi"nin kısmi bölünme hükümleri çerçevesinde kayıtlı değeri üzerinden ayni sermaye olarak mevcut bir anonim şirkete devredileceği ve karşılığında mevcut anonim şirketten edinilecek hisse senetlerinin ortaklara teslim edilmesinin düşünüldüğü
belirtilmiş olup, yukarıda belirtilen ve kısmi bölünme öncesi sermayeye ilave edilmiş olan özkaynak unsurlarının, kısmi bölünme sonucu sermaye azaltılması durumunda işletmeden çekiş olarak değerlendirilip kurumlar vergisine ve kar dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulup tutulmayacağı ile bilançonuzda kayıtlı yumurta üretim tesisinin kısmi bölünmeye konu edilip edilemeyeceği konusunda Başkanlığımız görüşü sorulmuştur.
Yapılacak sermaye azaltımında;
- Öncelikle, işletmeden çekilmesi halinde kurumlar vergisine ve kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak hesapların (pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, yeniden değerleme değer artış fonu, maddi duran varlıklar yeniden değerleme artış fonu, iştirakler yeniden değerleme değer artış fonu, maliyet artış fonu, 5811 sayılı Kanun kapsamında beyan edilen varlıklara ilişkin fonlar vb.),
- Sonra, sadece kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak hesapların (geçmiş yıl karları, yasal yedekler, olağanüstü yedekler vb.),
- Son olarak ise işletmeden çekilmesi halinde vergilendirilmeyecek olan ayni ve nakdi sermayenin
işletmeden çekildiği kabul edilecektir.”
12-Almanya Mukimi Şirket İle Türkiye Mukimi Şirketin Ortaklığından Oluşan Adi Ortaklığın Yıllar Sari İnşaat İşinden Yapılan Tevkifatın İadesi[12]:
“…Vergi kimlik numarasıyla kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettiren ... İş Ortaklığınız ile … arasında içme suyu rehabilitasyon projesi kapsamında … sistemi ve işletme binasının sağlanması, montajı ve inşaatı işlerinin yapımına ilişkin sözleşme imzalandığı,
- İşin yıllara sari inşaat ve onarım faaliyeti kapsamında olduğu, ihale konusu işlere ilişkin tüm taahhütlerin iş ortaklığınız tarafından yerine getirildiği ve … tarafından 08/07/2015 tarihinde geçici kabul tutanağının onaylandığı,
- … tarafından iş ortaklığınıza yapılan avans ve hakediş ödemeleri üzerinden tevkifat yapıldığı ve muhtasar beyannamelerde ilgili tevkifat tutarının iş ortaklığınız adına beyan edildiği,
- Ancak, iş ortaklığınıza ait ödemeler üzerinden … tarafından yapılan kesinti tutarları hakkında yazılı talepte bulunulmasına rağmen yanıt alınamadığı ve iş ortaklığınızın ihale konusu işle ilgili faaliyetinin zararla sonuçlandığı
belirtilmiş olup, Türkiye'de mükellefiyeti olmayan ve iş ortaklığının ortaklarından olan Almanya mukimi … unvanlı şirketin iş ortaklığı zararının kendi hissesine düşen kısmının ne şekilde beyan edileceği, iş ortaklığının ödemeleri üzerinden yapılan kesintinin iş ortaklığının kurumlar vergisi mükellefi ortağı … ve Türkiye'de mükellefiyeti olmayan … tarafından ne şekilde iade alınacağı, … tarafından ortaklık adına yapılan kesinti tutarlarının ne şekilde öğrenilebileceği hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir. Konuya ilişkin olarak yayımlanan 252 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin “1.3.1 Mahsup Yoluyla İade” başlıklı bölümünde; “Tevkif yoluyla kesilen vergilerin yıllık beyannamedeki mahsuplar sonunda kalan kısmının diğer vergi borçlarına mahsup talebi tutarına bakılmaksızın, inceleme raporu ve teminat aranılmadan yerine getirilir.
…
Mükellefler dilerlerse ortağı bulundukları adi ortaklık veya kollektif şirketlerin müteselsilen sorumlu oldukları vergi borçlarına da mahsuben iade talebinde bulunabilirler. Bu taleplerin yerine getirilebilmesi için iade alacaklısı mükellefin vergi borcunun bulunmaması ve mahsup dilekçesinde adi ortaklık ve kollektif şirketin hangi dönem borçları için mahsup talep edildiğinin belirtilmesi gerekir.”
açıklamalarına yer verilmiştir.
Aynı Tebliğin “1.3.2. Nakden iade” başlıklı bölümünde ise; 10 bin liraya kadar olan nakden iade taleplerinin teminatsız ve inceleme raporu beklenmeksizin yerine getirileceği, 10 bin lirayı aşan kısmının ise Vergi Usul Kanununa gore vergi incelemesi yetkisi bulunanlarca yapılacak inceleme sonucunda düzenlenecek vergi inceleme raporuna göre iade edileceği, teminat gösterilmesi halinde inceleme sonucu beklenmeksizin yerine getirileceği belirtilmiştir. Ayrıca, nakden iade edilebilir aşamaya gelen alacağın üçüncü şahısların vergi borçlarına mahsubunun talep edilebileceği; bu mahsup işlemine ilişkin verilecek dilekçede, lehine mahsup talebinde bulunan kişinin adı-soyadı, unvanı, vergi kimlik numarası, bağlı olduğu vergi dairesi ile borcun türü, miktarı ve döneminin bildirileceği açıklanmıştır.
Buna göre, kurumlar vergisi mükellefi olan iş ortaklığınıza ait tevkif yoluyla ödenen vergilerin iş ortaklığınızın kurumlar vergisi beyannamesinde hesaplanan kurumlar vergisinden mahsubu sonunda kalan iade alacağının, talebinizin bulunması halinde Ortaklığınızın muaccel hale gelmiş başka vergi borçlarına mahsup edilmesi mümkün bulunmaktadır.
Söz konusu iade alacağının nakden iade edilebilmesi, bu alacağın nakden iade edilebilir aşamaya gelmiş olması halinde ve yukarıda belirtilen şartlarla mümkün bulunmaktadır.
Ortaklık adına yapılan kesinti tutarları ise, tevkifatı yapan kurumun muhtasar beyannamesinin verildiği vergi dairesinden öğrenilebilecektir.
13- Ferdi İşletmenin Aktif Ve Pasifyle A.Ş'e .Devrinde Taşınmaz Satışı İstisnası[13]:
“İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numarasında gerçek usulde gelir mükellefi olarak kayıtlı bir şahıs işletmesinin Türk Ticaret Kanununun 180 ila 193 üncü maddelerine göre tür değiştirmek suretiyle aktif ve pasifi ile bütün hak ve vecibeleriyle şirketinize dönüştüğü ve şahıs işletmesinin aktifinde kayıtlı taşınmazın bu devir işlemiyle birlikte şirketinize devrolunduğu belirtilerek söz konusu taşınmazın satışı halinde Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan istisnadan faydalanıp faydalanamayacağınız hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.
anılan Tebliğin 5.6.2.3.1.2. Devir ve bölünme hallerinde iktisap tarihi başlıklı bölümünde;
"...
Kurumlar Vergisi Kanununun 19 ve 20 nci maddeleri kapsamında gerçekleştirilen devir, tam ve kısmi bölünme hallerinde, devir veya bölünme suretiyle devralınan taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının iktisap tarihi olarak, devir alınan veya bölünen kurumdaki iktisap tarihi esas alınacaktır."
açıklamaları yer almaktadır.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, kazancı bilanço esasına göre tespit edilen ferdi işletmenin bilançosunda kayıtlı iken ferdi işletmenin Gelir Vergisi Kanununun 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendine göre aktif ve pasifiyle şirketinize devredilmesi sonucunda şirketiniz aktifine kaydedilen taşınmazın satışı durumunda, Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan istisna uygulaması açısından iki yıllık sürenin başlangıç tarihi olarak, söz konusu taşınmazın şirket adına tapuda tescil edilmiş olması şartıyla, şirket aktifine kaydedildiği tarihin dikkate alınması gerekmektedir.”
14- İhracattan Sonra Yapılan Reklamasyon Giderlerinin Yansıtılması[14]:
“Şirketiniz tarafından ihracatçı firmaya satılan çoraplara ilişkin olarak yurt dışı firma tarafından ihracatçı firmaya düzenlenen reklamasyon faturasının ihracatçı firma tarafından Şirketinize yansıtıldığı, bunun üzerine Şirketiniz tarafından söz konusu reklamasyonun üretilen çoraplara baskı yapan firmaya yansıtıldığı belirtilerek, düzenlenen reklamasyon faturalarında katma değer vergisi tutarının reklamasyon bedelinden iç yüzde ile mi ayrılması gerektiği yoksa bedel üzerinden mi hesaplanması gerektiği, ayrıca reklamasyon faturalarında uygulanması gereken KDV oranı ile reklamasyonun kurum kazancının tespitinde KKEG olarak mı yoksa satış indirimi olarak mı dikkate alınması gerektiği hususunda görüş talep edilmekte olup konu hakkında Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.
Reklamasyon faturası, satışı gerçekleştirilen malın yeterli özellik, nitelik, kalite ve belirlenen standarda uygun olmaması nedeniyle alıcı ve satıcının uzlaşarak belirlediği yeni duruma uygun olarak, alıcı tarafından düzenlenen belgedir. Satışı yapılan malın evsafına uygun olmaması veya kusurlu olmasından dolayı ortaya çıkan reklamasyon adı verilen fiyat indirimleri, özellikle tekstil sektörü ve diğer sektörlerde sıkça karşılaşılan bir uygulamadır.
Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, ihracatçı firma tarafından düzenlenen reklamasyon faturasında yer alan tutarın,
- Yapılan işin mahiyetine uygun olması ve iş hacmi ile mütenasip olması,
-Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun tevsik edici belgelerle belgelendirilmesi,
şartıyla kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.
Satışı yapılan malların evsafına uygun olmaması veya kusurlu olmalarından dolayı ortaya çıkan reklamasyon adı verilen fiyat indirimleri matrahta değişiklik meydana getirdiği için Kanunun 35 inci maddesi gereğince işlem yapılacaktır.
Alıcı tarafından reklamasyon bedeline ilişkin olarak düzenlenecek faturalarda, reklamasyonun ilgili olduğu teslim veya hizmet ifasının tabi olduğu oranda katma değer vergisi hesaplanması gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, reklamasyon bedelinin ihracatçı firma tarafından Şirketinize yansıtılmasında KDV Kanununun 35 inci maddesine göre işlem yapılacağından, ihracatçı firma tarafından reklamasyon bedeline ilişkin olarak düzenlenecek faturalarda, reklamasyon bedeli üzerinden, reklamasyonun ilgili olduğu teslim veya hizmet ifasının tabi olduğu oranda “ayrıca” katma değer vergisi hesaplanması gerekmektedir.
Aynı şekilde, Şirketiniz tarafından satılan çoraplara baskı hizmeti veren firmaya söz konusu reklamasyona ilişkin düzenlenecek faturada reklamasyon bedeli üzerinden reklamasyonun ilgili olduğu teslim veya hizmet ifasının tabi olduğu oranda ayrıca katma değer vergisi hesaplanması gerekmektedir.”
[1]Makale konularını yazıldığı dönem dikkate alınarak güncel mevzuat açısından değerlendirmenizi rica ederiz. Gerekli olması halinde konunun spesifik boyutları da dikkate alınarak bir uzmana danışmakta yarar olduğu düşünülmektedir. Makalenin Tüm Hakları Şirketimize ve Yazarına Aittir. İzinsiz çoğaltılamaz, dağıtılamaz, kopyalanamaz, amacı dışında ve atıf yapmadan kullanılamaz. Aksi takdirde derhal yasal işlem yapılacaktır. Soru, görüş, öneri ve değerlendirmelerinizi aşağıdaki iletişim adreslerine iletmenizi rica ederiz:
Adres: İstanbul Merkez Ofis 1 (YMM Hizmetleri): Şenlikköy Mahallesi Yaşar Kemal Sokak No:3 Daire: 5 Florya Bakırköy-İstanbul
Bağımsız Denetim Hizmet Ofisi: Basın Ekspres Yolu Mahmutbey Mah. Taş Ocağı Cad. Ağaoğlu My Office 212 Kat:20 Daire: 336 Bağcılar-İSTANBUL
Tel : GSM(İş):(0505) 680 42 54
:(0212)592 00 92
Faks :(0212) 592 00 92
Mail :info@adenymm.com.tr
:cakmakciali@adenymm.com.tr,
[1] İstanbul VDB, Sayı: 97895701-155[2019/55]-380484 Tarih: 07/05/2019
[2] Kayseri VDB, Sayı:
63852321-130[28-2019/20-1507]-E.19634
Tarih:
27/03/2019
[3] Samsun VDB, Sayı:
36062021-130[28-2019/ÖZE-03]-E.18381
Tarih:
27/03/2019
[4] İstanbul VDB, 62030549-125
[5] İVDB, 62030549-120[Mük.121-2018/510]-E.331635
[6] Antalya VDB, 49327596-120[GVK.2019.ÖZ.15]-E.51978
[7] Ankara VDB, 38418978-125[8-17/11]-E.109200
[8] İstanbul VDB, 62030549-125[10-2017/418]-E.299449
[9] İstanbul VDB, 62030549-120[Mük.121-2018/588]-E.279447
[10] Büyük Mükellefler VDB, 64597866-125.05-E.6232
[11] Bursa VDB, 17192610-125[ÖZG-15/46]-50973
[12] İVDB, 62030549-125[03/2014/274]-148134
[13] Antalya VDB, 49327596-125.05[KVK.ÖZ.2017.59] - 23239
[14] İVDB, 62030549-125[6-2016/464]-38875