Yeminli Mali Müşavir
I-KONU HAKKINDAKİ YASAL DÜZENLEMELER:
421 seri no’lu VUK Genel Tebliği kapsamında yapılan düzenlemelere göre aşağıda sayılan mükellef gruplarına elektronik defter tutma ve elektronik fatura uygulamasına dâhil olma zorunluluğu getirilmiştir. Kapsama dahil olan mükellef grubunun aşağıdaki gibi olduğunu ifade edebiliriz:
- Madeni yağ lisansına sahip olanlar ile bunlardan 2011 takvim yılında mal alan mükelleflerden 31.12.2011 tarihi itibariyle asgari 25 Milyon TL brüt satış hasılatına sahip olanlar,
- ÖTVK’ya ekli (III) sayılı listedeki malları (tütün mamulleri, alkollü içecekler ve kolalı gazozlar) imal, inşa veya ithal edenler ile bunlardan 2011 takvim yılında mal alan mükelleflerden 31.12.2011 tarihi itibariyle asgari 10 Milyon TL brüt satış hasılatına sahip olanlar. Bu Tebliğ veya 397 seri numaralı VUK Genel Tebliği kapsamında elektronik fatura uygulamasından yararlanan mükelleflerin birbirlerine yapmış oldukları mal teslimi veya hizmet ifaları için elektronik fatura düzenlemeleri zorunludur. Zorunluluk kapsamına giren mükelleflerin;
a) Elektronik fatura uygulamasına 2013 takvim yılı (1/9/2013 tarihi itibariyle Gelir İdaresi Başkanlığı'na başvurulması gerekmektedir.)
b) Elektronik defter uygulamasına ise 2014 takvim yılı (Elektronik defter yazılımlarını kendi geliştiren mükelleflerin 1/9/2014 tarihi itibariyle elektronik defter test süreçlerini başarı ile tamamlamış olmaları gerekmektedir.)
içerisinde geçmeleri zorunludur.
Elektronik fatura uygulamasına kayıtlı olan mükelleflerin birbirlerinden aldıkları mallar ve sağladıkları hizmetler için 1/9/2013 tarihinden itibaren elektronik fatura göndermeleri ve almaları zorunludur. Elektronik fatura uygulamasına kayıtlı olan mükellefler elektronik fatura uygulamasına kayıtlı olmayan mükelleflere yaptıkları mal teslimi ve hizmet ifası için genel hükümler çerçevesinde kağıt fatura düzenlemeye devam edeceklerdir.
Elektronik fatura ve elektronik deftere ilişkin olarak bu Tebliğ ile getirilen zorunluluklara uymayanlar hakkında, VUK’un ceza hükümleri tatbik olunacaktır. Elektronik fatura uygulamasına dâhil olma zorunluluğu getirilen mükellefler elektronik fatura uygulamasına kayıtlı olan diğer mükelleflere kâğıt ortamında fatura düzenleyemezler; düzenlemeleri halinde kâğıt ortamında düzenlenen bu faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır. Elektronik fatura uygulamasına dâhil olma zorunluluğu getirilen mükelleflerin elektronik fatura uygulamasına kayıtlı olan diğer mükellefler tarafından gönderilen elektronik faturaları almaları zorunludur. Bu zorunluluğa uymayan mükellefler hakkında VUK’un ilgili hükümlerinde belirtilen fatura almayan mükelleflere tatbik olunan cezai hükümlerin uygulanacağı tabiidir.
Bu Tebliğe göre elektronik defter tutma zorunluluğu getirilen mükellefler kâğıt ortamında defter tutamazlar. Bu mükellefler kâğıt ortamında defter tutmaları halinde hiç defter tutmamış sayılırlar. Bu durum, VUK’un 30. maddesi mucibinde kazancın re’sen takdirine ve 3065 sayılı KDVK’nın 29. ve 34. maddelerine göre faaliyete ilişkin girdi KDV’nin indirim imkanının kalkmasına neden olacaktır. Dolayısıyla, elektronik defter tutma yükümlülüğüne tabi mükelleflerin mutlak suretle elektronik defter uygulamasına geçmeleri gerekmektedir.
Gelir İdaresi tarafından yayımlanan 58 seri no’lu Sirkülerler ile de zorunluluk kapsamına giren mükellefler ile ilgili açıklama yapılmıştır. Sirkülerlerde yer alan açıklamalara göre;
- Madeni yağ lisansına sahip olan mükelleflerden 2011 takvim yılı içinde mal alışı yapanlar, satın aldıkları malın türüne, fiyatına, miktarına veya herhangi bir özelliğine bakılmaksızın, 2011 yılı gelir tablolarındaki brüt satış hâsılatı rakamları 25 Milyon TL veya daha yüksek ise elektronik fatura ve elektronik defter uygulamalarına dâhil olacaklardır. Lisans sahibi mükelleflerden alış yapanların, madeni yağ sektöründe veya başka bir sektörde faaliyet göstermesi zorunluluk karşısındaki durumlarını etkilememektedir. Bu durumda, 1 TL’lik mal dahi alınması durumunda, satış hasılatı eğer ki 25 Milyon TL’yi aşıyorsa elektronik defter zorunluluğu doğacaktır.
Görüldüğü üzere, madeni yağ alımı yapan tüm işletmelerin (brüt satış hasılatının 25 Milyon TL’yi geçmesi koşuluyla)kapsama girdiğini ifade etmek yanlış olmayacaktır. Halbuki buradaki en önemli sorunun lisans sahibi olmayanlardan veya lisans sahibi olanlardan kayıt dışı olarak satılan madeni yağlarda olduğu unutulmamalıdır.
- 4760 sayılı ÖTVK’ya ekli (III) sayılı listedeki malları (kolalı gazoz, tütün mamulleri, alkollü içecekler) imal, inşa veya ithal eden mükelleflerden 2011 takvim yılı içinde mal alışı yapanlar, satın aldıkları malın türüne, fiyatına, miktarına veya herhangi bir özelliğine bakılmaksızın 2011 yılı gelir tablolarındaki brüt satış hasılatı rakamları 10 Milyon TL veya daha yüksek ise elektronik fatura ve elektronik defter uygulamalarına dahil olacaklardır. Bu kapsamda alış yapanların tütün, alkol, kolalı gazozlar sektörlerinde veya başka sektörlerde faaliyet göstermesi zorunluluk karşısındaki durumlarını etkilememektedir.
- Mükellefler brüt satış hâsılatlarının hesaplanmasında, sadece madeni yağ, tütün, alkol veya kolalı gazoz satışları değil, gelir tablosunda yer alan bütün satışları gösteren brüt satış hâsılatına göre zorunluluk kapsamına alınacaktır.
- Sirküler ekinde 5015 Sayılı Petrol Piyasası Kanunu kapsamında madeni yağ lisansına sahip mükellefler ile 4760 Sayılı ÖTVK’ya ekli (III) sayılı listedeki malları imal, inşa veya ithal eden mükellefler liste halinde duyurulmuştur.
II-YASAL DÜZENLEME HAKKINDAKİ SORUNLAR:
Bildiğiniz üzere madeni yağ lisansı alan şirketler, başka lisanslar da alarak farklı piyasa faaliyetlerinde bulunabilmektedirler. Bir diğer ifadeyle, madeni yağ lisansına sahip şirketler, 5015 sayılı Kanunun verdiği yetki kapsamında başka faaliyetlerle de iştigal ederek, (EPDK’nın kullandığı yetki kapsamında) birbirlerine akaryakıt satışı faaliyetinde de bulunabilmektedirler. Dolayısıyla, “salt madeni yağ lisansı” var diye bu lisansa sahip şirketlerden akaryakıt tedarikinde bulunan şirketlerin, özellikle dağıtıcı şirketlerin, düzenleme kapsamında olup olmadığı muallaktadır.
Düzenlemedeki temel amacın, alternatif akaryakıt olarak kullanılan, kamuoyunda 10 numara olarak telakki edilen ve haksız kazanç kapısı ve önemli bir vergi kaybı yaratan madeni yağ alım satımını regüle etmek olduğu aşikarken, madeni yağ dışında gerçekleşen diğer mal türlerine ilişkin ticareti salt madeni yağ lisansı var diye kapsama dahil etmek çok mantıklı değildir. Fakat, Maliye Bakanlığı’nın Sirkülerler bazında yaptığı açıklamaya göre madeni yağ lisansına sahip olan mükelleflerden 2011 takvim yılı içinde mal alışı yapanların, satın aldıkları malın türüne, fiyatına, miktarına veya herhangi bir özelliğine bakılmaksızın, 2011 yılı gelir tablolarındaki brüt satış hasılatı rakamları 25 Milyon TL veya daha yüksek ise elektronik fatura ve elektronik defter uygulamalarına dahil olacakları anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, bu lisansa sahip işletmelerden hangi tür mal alınırsa alınsın, mükellefler yasal düzenlemeye uygun hareket etmek zorundadırlar.
Bize göre, düzenlemenin amacı madeni yağ lisansına sahip olanların madeni yağ dışındaki ticari işlemlerini de kontrol altına almaksa, kapsamı sadece madeni yağ lisansına sahip olanlar bazında belirlemek lafzen uygun olmadığı gibi, hukuken de önemli sorunlara yol açabilecektir.
Bakanlık düzenlemesinde uygulamanın 2011 mali yılı sonuçlarına göre belirleneceğini açıklanırken; 2012 yılında veya daha sonra kurulan veyahut 2011 yılından sonra madeni yağ lisansı alan, yani diğer lisanslarının yanına, madeni yağ lisansını da alan şirketlerden yapılan alımların uygulamaya etkisinin ne olacağının ise tam bir çıkmazdır. Bize göre, düzenlemede sadece 2011 yılının referans alınmasının çeşitli sorunları gündeme getirebileceğinin, sonraki yıllardaki iktisadi hareketlerin uygulamaya etkisinin ne olacağı anlaşılmamaktadır.
2011 yılında fiilen kurulmuş bulunmayıp, bu tarihten sonra herhangi bir tarihte kurulmuş şirketlerin ise madeni yağ lisansı olan şirketlerden 2011 yılı için alışları ve brüt satış hasılatları bulunmayacağından uygulama kapsamı dışında kalıp kalmayacakları da ayrı bir tartışma konusudur.
Ayrıca, 2011 hesap dönemi sonu itibariyle cirosu yukarıda belirlenen limitleri aşan bir şirketin bu tarihten sonra e defter limitleri içinde bulunmayan başka bir şirkete devrolması durumunda ise devralan şirketin e-defter uygulamasına girip girmeyeceği hususudur. Bize göre, devir yoluyla ortadan kaybolan şirketin yeni şirket bünyesinde devamı sağlandığından bu tür işlemleri yapmış olan şirketlerin de e-defter uygulamasına tabi olacaklardır.
2011 yılındaki mali bilgilere göre düzenleme kapsamına bir kez girildiğinde bir daha çıkma imkanı bulunmamaktadır. Sonra kurulan madeni yağ şirketleri ve bunlardan alış yapanların durumu ise tam bir muallaktır. Mükelleflerin mutlaka özelge talebinde bulunmaları, aksi takdirde KDV indirimlerinde ve fatura düzenlememek nedenleriyle resen tarhiyatlar ve özel usulsüzlük cezaları doğma ihtimali bulunmaktadır.