KDV Kanun Tasarısına İlişkin Değerlendirmeler 

Ali ÇAKMAKCI
Yeminli Mali Müşavir

 
Bildiğimiz üzere Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı  ( düzenleme olarak ifade edilecektir) 27.02.2018 tarihinde Meclise sunulmuştur.

Tasarı 1 yürürlük, 1 yürütme olmak üzere 26 maddeden oluşmaktadır. Kanun tasarısı Meclise daha yeni sunulduğundan, yasalaştığı takdirde çok detaylı sunumlarımız olacaktır.

Tasarıda özü itibariyle ile;

– Yatırım, Üretim Ve İhracat Üzerindeki Yük Hafifletilmeye Çalışılmaktadır,

– Küçük İşletmelerin Uyum Sorunu Çözülmeye Çalışılmakta,

– Kayıtlı Ekonomiye Geçişin Önü Açılmaya Çalışılmaktadır.

Çalışma konunun iktisadi altyapısına ilişkin değerlendirmelerimizi içermemekte, sadece ana hatlarıyla düzenlemeleri aktarma amacı taşımaktadır.

Kanun Tasarısı Detayları

Madde 1-Arsa Karşılığı İnşaat İşlerinde Matrah Düzenlemesi

Yapılan düzenleme ile KDVK’nın 2. Maddesinin trampa ile ilgili fıkrasının devamına ekleme yapılarak arsa karşılığı inşaat işlerinde hukuka uygun bir düzenleme yapılmış olmaktadır. Bugüne dek arsa sahibinin fiili veya hukuki açıdan devretmediği/kendi uhdesinde kalan arsa payı üzerinden KDV ödenmesinin önüne geçilmeye çalışılmaktadır.

Yapılan düzenlemeyle (kanun tasarısı) bu Kanunun uygulanmasında arsa karşılığı inşaat işlerinde; arsa sahibi tarafından konut veya işyerine karşılık müteahhide arsa payı teslimi, müteahhit tarafından arsa payına karşılık arsa sahibine konut veya işyeri teslimi yapılmış sayılacaktır.

Bir diğer ifadeyle, arsa sahibinin devretmediği, kendisinde kalacak işyeri/konut payına isabet eden arsa payı itibariyle trampa gerçekleşmemiş, dolayısıyla bir teslimin ve KDV matrahının bulunmadığı bir durumun varlığı ortaya çıkacaktır.

Arsa sahibi, sadece müteahhitte kalan konut ve işyerlerine isabet eden arsa payı için KDV li fatura düzenleyecektir. Müteahhit tarafından yapılan işlem de benzer şekilde arsa payına karşılık konut ve işyeri tesliminde bulunmaktadır.

Madde 2: Mükellefiyetler-Fazla Yersiz Ödenen Vergiler

Müzayede Mahallerindeki Satışlarda Mükellef:

Düzenleme ile müzayede mahallerinde gerçekleşen satışlarda mükellefin kim olduğu açıkça deklare edilmektedir. Bu alanlarda satışı yapan icra müdürlükleri, mahkeme satış memurlukları gibi birimler açıkça Kanun hükmünde mükellef olarak tanımlanmaktadır.

Fazla Ve Yersiz Ödenen Verginin İadesi:

KDVK’nın 8/2. Fıkrasının 3. cümlesi değiştirilmekte ve bugüne dek tebliğde belirtilen iadenin temel noktaları Kanuna taşınmıştır. Bu gibi sebeplerle fazla veya yersiz hesaplanan ve Hazineye ödenen vergi, Maliye Bakanlığının belirleyeceği usul ve esaslara göre işlemi yapan mükellefe iade edilir.

Yalnız, söz konusu iadenin yapılabilmesi için işlemle ilgili beyanların düzeltilmesi ve fazla veya yersiz hesaplanan verginin satıcı tarafından alıcıya geri verilmesi şarttır. Kanun düzenlemesi ile Hazine tarafından yapılacak iadenin vergi dairesine ödenen tutar ile sınırlı olmasına dair belirleme yapılmaktadır.

Kamu Kurumları, Vakıf, Dernek, Üniversite, İl Özel İdare, Belediye, Köy, Her Türlü Mesleki Kuruluşa Ait Ve Bağlı Olan İktisadi, Ticari, Zirai İşletmelerin KDV Mükellefiyeti:

Her işletme için bu mükellefler adına KDV mükellefiyeti tesis ettirilmesi, KDV indirimlerinde karmaşıklığa yol açtığından artık doğrudan bu kurumlar adına değil, doğrudan her bir iktisadi işletme adına ayrı ayrı KDV mükellefiyeti kurulacaktır.

Grup KDV Mükellefiyeti:

Kanun düzenlemesine göre Maliye Bakanlığı, kurumlar vergisi mükelleflerinin talebi üzerine, katma değer vergisi beyanlarının birleştirilmesine ilişkin olarak, en az %50 oranında ortağı olduğu diğer kurumlar vergisi mükellefleriyle birlikte, talepte bulunan kurum nezdinde grup katma değer vergisi mükellefiyeti tesis ettirmeye, kapsama dahil olacak mükellefleri sektörler, işletme büyüklükleri, iş hacimleri, doğrudan veya dolaylı ortaklık durumu ve diğer vergilerden dolayı mükellef olup olmadıklarına göre tespit etmeye, bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

Kanunda yeni bir düzenleme ile belli bir ortaklık payına sahip kurumlar vergisi mükelleflerinin grup olarak tek bir KDV beyannamesi vermesinin önü açılmaktadır. Bu bir talebe bağlı olmakla birlikte, yetki önemli ölçüde Maliye Bakanlığındadır.

MB, kapsama dahil olacak mükellefleri sektörler, işletme büyüklükleri, iş hacimleri, doğrudan veya dolaylı ortaklık durumu ve diğer vergilerden dolayı mükellef olup olmadıklarına göre tespit etmeye yetkilidir.

Bu mükellefiyet ile Transfer Fiyatlandırması/Örtülü Sermaye gibi güvenlik müesseseleri kapsamında KDV eleştirileri azalsa bile, başka sorunların da ortaya çıkması muhtemeldir.

Ayrıca, Kanun hükmünde talepten sonradan vazgeçme hakkına dair bir hükmün bulunmadığı da ortaya çıkmaktadır. 

Gelir vergisi mükellefleri bu beyannameye dahil edilemeyeceklerdir.

Ayrıca, ortaklık payının asgari %50 olması gerektiği vurgulanırken, bunun doğrudan veya dolaylı olup olmayacağı yetkisi Maliye Bakanlığına bırakılmıştır.

Madde 3: Gümrüksüz Satış Mağazaları Ve Depolarına Yapılan Satışlar İhracat Sayılmaktadır

Yapılmakta olan düzenleme ile gümrüksüz satış mağazaları ile mağazaların depolarına yapılan yurtiçi satışlar “ihracat” olarak değerlendirilecektir. Böylece, yurtiçi işletmeler aleyhine olan haksız rekabet ortamı ortadan kaldırılmaktadır. Bu satışlar dolayısıyla KDV iadesi imkanı da doğmaktadır.

Bu kapsamda, (a) bendine “serbest bölgedeki alıcıya” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun 95 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre faaliyette bulunan gümrüksüz satış mağazalarına veya bunların depolarına” ibaresi ve (b) bendine “vasıl olmalı ya da” ibaresinden sonra gelmek üzere “gümrüksüz satış mağazalarına veya bunların depolarına veya” ibaresi eklenmiştir.

Madde 4: Tam İstisnaların Kapsamı Genişletilmektedir

Kanun tasarısı ile bazı hizmetler ve teslimler 13. Madde kapsamında kendisine yer bularak tam istisna kapsamına dahil edilmiştir. 3065 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiştir:

Ardiye Depolama Terminal Hizmetleri:

Gümrük antrepoları ve geçici depolama yerleri ile gümrük hizmetlerinin verildiği gümrüklü sahalarda, ithalat ve ihracat işlemlerine konu mallar ile transit rejim kapsamında işlem gören mallar için verilen ardiye, depolama ve terminal hizmetleri artık kısmi istisna olarak değil, tam istisna olarak işlem görecektir. Kanun tasarısının 5. Maddesi ile 17/4o bendinde yer alan kısmi istisna hükmü ise yürürlükten kaldırılmaktadır.

Sosyal Yardım Ve Bağışların Konusunu Oluşturan Teslim ve Hizmetler:

Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanmak üzere yapılan okul, sağlık tesisi ve yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezi, mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi ibadethaneler, Diyanet İşleri Başkanlığı denetimine tabi yaygın din eğitimi verilen tesisler, Gençlik ve Spor Bakanlığına ait gençlik merkezleri ile gençlik ve izcilik kamplarının inşası dolayısıyla bağışta bulunacaklara yapılan teslim ve hizmetlerin tam istisna olarak işlem görmesi beklenmektedir.

Yurtdışı Yerleşiklere Sağlık Hizmetleri:

Sağlık Bakanlığınca izin verilen gerçek veya tüzel kişiler tarafından, Türkiye’de yerleşmiş olmayan yabancı uyruklu gerçek kişilere, münhasıran sağlık kurum ve kuruluşlarının bünyesinde verilen koruyucu hekimlik, teşhis, tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri (Türkiye’de yerleşmiş olmayan yabancı uyruklu gerçek kişilere söz konusu hizmetlerle birlikte sağlanan diğer teslim ve hizmetler istisnanın kapsamına dahil değildir.) KDV den istisna olarak değerlendirilmesi beklenmektedir.

Ar-Ge Yenilik, Tasarım Hizmetlerine İlişkin Yeni Makine Teslimleri:

4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamındaki teknoloji geliştirme bölgesi ile ihtisas teknoloji geliştirme bölgesinde,

5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamındaki Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde,

6550 sayılı Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun kapsamındaki araştırma laboratuvarlarında

Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde bulunanlara, münhasıran bu faaliyetlerinde kullanılmak üzere yapılan yeni makina ve teçhizat teslimlerinin tam istisna olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Yalnız, bu kapsamdaki kıymetlerin münhasıran bu faaliyetlerde kullanılması gerektiği gibi, yeni olması da önem arz edecektir.

(İstisna kapsamında alınan makina ve teçhizatın, teslim tarihini takip eden takvim yılının başından itibaren üç yıl içinde, Ar-Ge, yenilik ve tasarını faaliyetleri dışında kullanılması veya elden çıkarılması hallerinde, zamanında alınmayan vergi alıcıdan, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte tahsil edilir. Zamanında alınmayan vergiler ile vergi cezalarında zamanaşımı, verginin tarhını veya cezanın kesilmesini gerektiren durumun meydana geldiği tarihi takip eden takvim yılının başından itibaren başlar.),”

Madde 5: Kısmi İstisnalarda Düzenlemeler

Adi Ortaklıkların Sermaye Şirketine Dönmesi:

Adi ortaklıkların GVK’nın 81. Maddesindeki 2. Fıkrasının 2. Bendindeki usuller çerçevesinde sermaye şirketine dönmesi kısmi istinsa kapsamı alınmıştır.

Konfeksiyon sektöründe aynen veya onarılmak suretiyle kullanma imkanı olmayan kırpıntıların teslimi istina kapsamına alınmaktadır.

KDVK’nın 17/4o maddesindeki istisna 13. Maddeye tam istisna olarak taşındığından kaldırılmaktadır.

Madde 6: İkinci El Motorlu Kara Taşıtı ve Taşınmaz Ticareti İle Uğraşanlar Özel Matrah Olarak Beyanda Bulunacaklardır

İkinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce, katma değer vergisi mükellefi olmayanlardan (mükellef olanlardan istisna kapsamında yapılan alımlar dahil) alınarak vasfında esaslı değişiklik yapılmaksızın satılan ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmazların tesliminde matrah, alış bedeli düşüldükten sonra kalan tutar olması planlanmaktadır.

Mükellef olmayanlardan, istisna kapsamında olsa dahi, alınan ikinci el motorlu kara taşıtı ve taşınmazların satışında matrah toplam satış bedeli değil, alış bedeli düşüldükten sonraki bedel olacaktır. Bu durumda, bu alışların kayıtlarda ayrıca izlenmesi ve matrahın özel matrah olarak beyan edilmesi gerekecektir. Matrah, yaratılan katma değer kadar olacaktır.

Madde 7: Arsa Karşılığı İnşaat İşlerinde Emsal KDV Matrahı Maliyet Bedeline Göre Belirlenecektir

Kanun tasarısı ile 3065 sayılı Kanunun 27 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

6. Arsa karşılığı inşaat işlerine ilişkin bedelin tespitinde, müteahhit tarafından arsa sahibine bırakılan konut veya işyerinin, Vergi Usul Kanununun 267 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ikinci sıradaki maliyet bedeli esasına göre belirlenen tutarı esas alınır.

Düzenleme ile arsa karşılığı inşaat işlerinde arsa sahibinde devredilecek bağımsız bölümler için arsa pay dikkate alınmadığından VUK’un 267. Maddesindeki maliyet bedeli üzerinden emsal bedel tespiti yapılması gerekecektir.

Madde 8: Devreden KDV nin İadesi İmkanı Getiriliyor Ve İndirim İmkanları Genişletiliyor

Kanun tasarısının reform maddesi diye değerlendirebileceğimiz 8. Maddesi ile Devreden KDV nin BKK Ve Maliye Bakanlığı yetkileri dahilinde iadesi planlanmaktadır.

Bu kapsamda, Kanunun 29/2 numaralı fıkrasında yer alan “devrolunur ve iade edilmez” ibaresi “devrolunur ve oniki ay süreyle indirim yoluyla giderilememesi halinde, bu süreyi izleyen altı ay içinde talep edilmesi şartıyla, iade edilir” şeklinde değiştirilmekte ve aynı fıkrada yer alan “teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde” ibaresi yürürlükten kaldırılmaktadır.

Bakanlar Kurulunun, bu maddenin (2) numaralı fıkrasında yer alan oniki aylık süreyi sektörler, işletme büyüklükleri ve indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin kaynağına göre yirmidört aya kadar uzatmaya, tekrar kanuni seviyesine indirmeye;

Maliye Bakanlığınun, bu maddenin (2) numaralı fıkrasında yer alan indirim ve iade için belirlenen süreyi sektörler, işletme büyüklükleri ve indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin kaynağına göre üç aya kadar indirmeye, belirlenen sürede mükelleflerce indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin iadesini, vergi incelemesiyle veya sektörlere, işletme büyüklüklerine ve indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin kaynağına göre vergi incelemesi dışında belirlenecek diğer yöntemlerle yapmaya, vergi indirimi uygulamasında doğabilecek aksaklıkları vergi mükerrerliğine ve vergi muafiyetine meydan vermeyecek şekilde, bu Kanunun ana ilkelerine uygun olarak gidermeye, indirim ve iadeye ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğunu hatırlatmak isteriz.

Ayrıca, (3) numaralı fıkrasına “vuku bulduğu” ibaresinden sonra gelmek üzere “takvim yılını takip eden” ibaresi eklenmek suretiyle KDV indiriminde indirim hakkı ilgili takvim yılı ile bitmemekte, vergiyi doğuran olatı takip eden takvim yılında da KDV indirimine imkan sağlanmaktadır.

Değersiz alacaklarla ilgili olarak ta hesaplanan ve beyan edilen katma değer vergisinin, alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabilmesine imkan tanınmaktadır. Şu kadar ki Vergi Usul Kanununun 323 üncü maddesine göre karşılık ayrılmak suretiyle gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınan katma değer vergisinin bu fıkra kapsamında indirim konusu yapılabilmesi için gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gelir olarak dikkate alınması şarttır.

Madde 9: İndirilemecek KDV Hükmüne (30. Madde) Daraltıcı Düzenlemeler

Kanun tasarısının ilgili maddesi ile 3065 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine “teslimi ve hizmet ifası” ibaresinden sonra gelmek üzere aşağıdaki parantez içi hüküm eklenmek suretiyle bu Kanunun 17 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b), (c) ve (d) bentleri ile (4) numaralı fıkrasının (ı) bendi uyarınca katma değer vergisinden istisna edilen işlemler hariç tutulmuştur. Böylece, sosyal yararı yüksek olan bu teslim ve hizmet ifaları nedeniyle KDV yükü artık oluşmayacaktır.

Keza Kanun maddesinin (c) bendine aşağıdaki parantez içi hüküm eklenerek amortismana tabi kıymetlerin zayi olması durumunda KDV indirimlerinden yararlanması gerektiği yönünde düzenleme yapılmaktadır. Düzenleme ile bu kıymetlerin mal olarak değerlendirildiği,  KDV indirimlerinin kullanım süreleri dahilinde mümkün olduğu yönünde hüküm ihdas edilmektedir. Buna göre, Vergi Usul Kanununun 315 inci maddesine göre Maliye Bakanlığınca belirlenen faydalı ömürlerini tamamladıktan sonra zayi olan veya istisna kapsamında teslim edilen amortismana tabi iktisadi kıymetlere ilişkin yüklenilen katma değer vergisi ile faydalı ömrünü tamamlamadan zayi olan veya istisna kapsamında teslim edilen amortismana tabi iktisadi kıymetlere ilişkin yüklenilen katma değer vergisinin kullanılan süreye isabet eden kısmı indirilebilir. Bu sürenin dolayısıyla yüklenilen KDV nin tespiti ise tartışma yaratabilecektir.

Kanun maddesinin (30/d) bendinin parantez içi hükmünde yer alan “ilişkin ithalde veya sorumlu sıfatıyla ödenen” ibaresi “ilişkin ithalde veya sorumlu sıfatıyla ödenen katma değer vergisi ile yurt içindeki işlemlerde mal teslimi veya hizmet ifasında bulunan mükellefler tarafından ilgili vergilendirme döneminde beyan edilerek ödenen” şeklinde değiştirilmiştir. Böylece, yurtiçi ilişkili kişi işlemleri neticesinde Hazine açısından KDV kaybı olmadığı üzere, ödenmek şartıyla KDV indirim hakları kısıtlanamayacaktır.

Madde 10: KDV İade Süresi İşlemin Gerçekleştiği Dönemi İzleyen 2. Takvim Yılının Sonuna Kadar Yapılabilecektir

Kanunun 32. Maddesinde yapılması planlanan düzenleme ile iade hakkı doğuran işlemler nedeniyle yüklenilen ve indirimle giderilemeyen verginin hangi sürede iade edileceği kanuna taşınarak bu sürenin işlemin doğduğu takvim yılını takip eden 2. Takvim yılının sonuna kadar olması gerektiği hüküm altına alınmaktadır.

Ayrıca, Maliye Bakanlığına imalatcı ihracatcılara sektörler itibariyle ihracat bedelinin belli bir oranına kadar iade yaptırmaya yetki verilmektedir.

Madde 11: KDV İadesinde Yetki Unsuru

KDVK’nın 36. Maddesinde planlanan değişiklik ile BK’na süresinde iade talebinde bulunulmayan KDV tutarlarının gider veya maliye olarak dikkate alınmasına ilişkin  yetki verilmekte ve iade tutarının asgari olarak ne olması gerektiğine karar verme yetkisi sağlanmaktadır.

Maliye Bakanlığına da mükellefiyet süresi, çalışan sayısı, aktif ve özsermaye büyüklüğü, ödenen vergi tutarı, vergisel ödevlerin zamanında yerine getirilip getirilmediği, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme veya kullanma yönünde olumsuz rapor ya da tespit bulunup bulunmadığı gibi kriterler esas alınarak mükelleflerin vergisel uyum seviyeleri ve bu uyum seviyelerine göre farklı iade yöntemleri tespit etmeye, iade alacağının mahsup edileceği vergi borçlan ile iadeye ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkili olmasına dair hüküm eklenmesi planlanmaktadır.

Madde 12: Hasılat Esaslı KDV Vergilendirme Sistemi Getirilmektedir

Yapılmakta olan düzenlenme ile ticari kazancı işletme hesabına göre tespit olunanlar ile serbest meslek erbapları talep etmeleri halinde hasılatları üzerinden doğrudan BK ile belirlenmiş oranlar kapsamında KDV ödeme seçeneğine sahip olacaklardır.

Bu beyan şekli bir talebe bağlı olup, zorunlu bir uygulama değildir. Bu usulü seçenler 2 yıl uygulamadan vazgeçemeyeceklerdir. Yanız, bu kesimin BK tarafından belirlenen sektör ve meslek gruplarında olması gerekmektedir.

KDV matrahı, işlemlerin karşılığını teşkil eden bedele KDV de eklenerek bulunacak, BK tarafından 28. Madde de belirlenen (en yüksek KDV oranını aşmayacak şekilde) oran üzerinden vergi ödenecektir. Yani, KDV üzerinden KDV ödenecektir. Her bir sektör ve meslek grubu için de ayrı ayrı oranlar belirlenebilecektir. Bu hesaplanan KDV ise hiçbir şekilde indirim KDV ile ilişkilendirilmeksizin ödenecektir.

Hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre vergilendirilen mükelleflerin kazancının tespitinde, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisi ile hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre beyan ederek ödedikleri katma değer vergisini işlemin mahiyetine göre gider veya maliyet, yaptıkları teslim ve hizmetler dolayısıyla hesapladıkları katma değer vergisini gelir olarak dikkate alacaklardır.

Bakanlar Kurulu Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükelleflerinden, yıllık iş hacimleri Vergi Usul Kanununun 178 inci maddesine göre ikinci sınıf tüccarlar için geçerli olan haddin iki katına kadar olanları, hasılat esaslı vergilendirme usulü kapsamına almaya, Maliye Bakanlığı bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

Madde 13: Grup KDV Mükellefiyetinde Tarhiyatın Muhatabı

KDVK’nın 44. Maddesine yapılan eklemeyle grup mükellefiyetinde verginin ödenmesinden gruba dahil olan tüm kurumlar vergisi mükellefleri olmak üzere, nezdinde grup kdv mükellefiyeti tesis edilenler tarhiyatta muhatap alınacaklardır.

Madde 14: MB’na Yetki Verişerek İşletme Hesabına Göre Defter Tutanların Vergi Ödeme Süreleri Değiştirilmektedir

3065 sayılı Kanunun 46 ncı maddesinin (5) numaralı fıkrasında yer alan “Maliye ve Gümrük Bakanlığı” ibaresi “Maliye Bakanlığı, Vergi Usul Kanunu uyarınca işletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin ödeme zamanını, beyannamenin verildiği ayı takip eden ikinci ayın sonuna kadar uzatmaya” şeklinde değiştirilmektedir. Bakanlığın Kanunun yasalaşması durumunda yetkiyi nasıl kullanacağını ikincil düzenlemelerde takip edeceğiz.

Madde 15: İade Edilmeyenen KDV İçin Mükellef Lehine Faiz Getirilmektedir

Yapılmakta olan düzenleme ile bu Kanun uyarınca iadesi gereken verginin, iadeye ilişkin tamamlanması gereken tüm bilgi ve belgelerin tamamlandığı tarihi takip eden üç ay içinde iade edilmemesi halinde, bu tutarlara üç aylık sürenin sonundan itibaren düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faiz, 213 sayılı Kanunun 120 nci madde hükümlerine göre red ve iadesi gereken vergi ile birlikte mükellefe ödeneceğine dair hüküm getirilmektedir.

Madde 16: Teknoloji ve İhtisas Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Faaliyetleri

Teknoloji ve İhtisas Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde üretilen oyun yazılımları istisna kapsamına alınmış ve bu bölgelerdeki istisna işlemler üzerindeki vergi yükü kaldırılmaktadır. Bu işlemleri için KDVK’nın 30/a maddesi uygulanmayacaktır.

Madde 17: 31.12.2018 Tarihindeki Devreden KDV’nin Durumu

31/12/2018 tarihi itibarıyla mükellefler tarafından bu Kanunun 29 uncu maddesinde yer alan esaslar çerçevesinde indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisi, Vergi Usul Kanunu ve ilgili mevzuatta yer alan usul ve esaslar çerçevesinde ayrı bir hesapta izlenecektir.

Söz konusu hesapta izlenen tutar, 1/1/2019 tarihinden itibaren ödenecek katma değer vergisi ile iade edilecek katma değer vergisine, bu Kanunun, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki hükümlerine göre yapılacak mahsup dışında, sonraki dönemlere devrolunmaz ve iade edilmez.

Maliye Bakanlığı, birinci fıkraya göre ayrı bir hesapta izlenen katma değer vergisini, bütçe imkanlarını dikkate almak suretiyle uygun gördüğü zamanlarda,

  • sektörlere,
  • işletme büyüklüklerine,
  • indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin kaynağına göre kısmen ya da tamamen iade etmeye,
  • mükellefin vergi dairesine olan borçlarına, borcun tür, tutar, tahsil kabiliyeti, faaliyetin devam edip etmediğini dikkate alarak mahsup ettirmeye,
  • gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınmasına izin vermeye,
  • iadeyi vergi incelemesiyle veya sektörlere, işletme büyüklüklerine ve indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin kaynağına göre vergi incelemesi dışında belirlenecek diğer yöntemlerle yapmaya,
  • iadeye ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

Birinci fıkrada belirtilen hesapta izlenen katma değer vergisinin kısmen veya tamamen iadesi uygun görüldüğü takdirde, belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde talep edilmeyen vergi, hiçbir suretle indirim ve iade konusu yapılamaz, gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınamaz.

Madde 18: Vergi İncelemesine İlişkin Süreler

Yapılan düzenleme ile KDV iadesi incelemelerinde de kurallar süre yönünden belirginleşmektedir. Yapılan değişiklik düzenlemesi ile incelemeye başlanıldığı tarihten itibaren,

  • Tam İnceleme Yapılması Halinde En Fazla Bir Yıl,
  • Sınırlı İnceleme Yapılması Halinde En Fazla Altı Ay,
  • Katma Değer Vergisi İade İncelemelerinde İse En Fazla Üç Ay,

içinde incelemeleri bitirmeleri esastır. Bu süreler içinde incelemenin bitirilememesi halinde ek süre talep edilebilir. Bu talep vergi incelemesine yetkili olanların bağlı olduğu birim tarafından değerlendirilir, tam ve sınırlı incelemelerde altı ayı, katma değer vergisi iade incelemelerinde ise iki ayı geçmemek üzere ek süre verilebilir.

Bu durumda, vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların bağlı olduğu birim tarafından incelemenin bitirilememe nedenleri yazılı olarak nezdinde inceleme yapılana bildirilir. Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların bağlı olduğu birimler vergi incelemesinin öngörülen süreler içinde bitirilmesi için gerekli tedbirleri almasına yönelik tasarı hükmüne yer verilmektedir.

Madde 19: SMMM KDV İadesi Yetki Düzenlemesi

01.01.2019 tarihi itibariyle indirim yoluyla giderilemeyen KDV nin devretmesi ve iade edilmemesi kuralı kaldırılmaktadır. Bu kapsamda, Maliye Bakanlığı KDV İadesinde SMMM’ler iade raporu düzenlettirme yetkisine sahip olacaktır.

Yapılan düzenlemeye göre Maliye Bakanlığı,

– bu Kanun kapsamında yetki almış serbest muhasebeci mali müşavirlere, beyannamelerini imzaladıkları dönem ve mükelleflerle sınırlı olmak kaydıyla, 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu kapsamında yapılacak iadeye dayanak teşkil edecek rapor düzenlettirmeye,

– bu kapsamda rapor düzenleyecek serbest muhasebeci mali müşavirlerde aranacak nitelik ve şartlar ile,

– rapor düzenlenebilecek iade türlerini ve,

– azami iade tutarlarını tespite ve

– uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye,

 yetkilidir. Serbest muhasebeci mali müşavirler, iadeye ilişkin düzenledikleri raporların doğru olmasından sorumludurlar. Düzenledikleri raporun doğru olmaması halinde, rapor kapsamı ile sınırlı olmak üzere, ziya uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.

Madde 20-Gümrüksüz Satış Mağazaları-Depolarına Yapılan ÖTVK (III, IV) Listelerde Ürün Teslimleri ÖTV İstisnasına Tabi Tutulmuştur

ÖTV Kanununa ekli (III) ve (IV) sayılı listelerdeki malların, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 95 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre faaliyette bulunan gümrüksüz satış mağazalarına veya bunların depolarına teslimi vergiden müstesna edilmektedir.

Ayrıca, ihraç edilen veya 4458 sayılı Gümrük Kanununun 95 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre faaliyette bulunan gümrüksüz satış mağazalarına veya bunların depolarına teslim edilen malların alış faturaları ve benzeri belgeler üzerinde gösterilen ve beyan edilen özel tüketim vergisi ihracatçıya veya gümrüksüz satış mağazalarına veya bunların depolarına mal teslim edenlere iade edilecektir.

Maliye Bakanlığı, bu mallara ait verginin iadesine ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

Madde 22-KDV İadesi Grup Başkanlığı Kurulmaktadır

VDK bünyesinde “Katma Değer Vergisi İade İncelemeleri Grup Başkanlığı” kurularak özel ihtisaslaşma sağlanması amaçlanmaktadır.

Madde 25: Kanunun Yürürlük Tarihleri

Tasarı halindeki bu Kanunun yasalaşması durumunda maddelerin yürürlük tarihlerinin aşağıdaki gibi olması beklenmektedir:

Bu Kanunun;

a) 1 inci ve 7 nci maddeleri yayımı tarihinden sonra yapılan teslimlere uygulanmak üzere yayımı tarihinde,

b) 3 üncü, 4 üncü, 5 inci, 6 ncı ve 20 nci maddeleri yayımını izleyen ikinci aybaşında,

c) 8 inci maddesi (3065 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin (2) numaralı fıkrasında yer alan “teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde” ibaresinin yürürlükten kaldırılması hariç), 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 10 uncu, 12 nci, 14 üncü, 15 inci, 16 ncı, 17 nci, 18 inci ve 19 uncu maddeleri 1/1/2019 tarihinde,

ç) Diğer maddeleri yayımı tarihinde,

yürürlüğe girer.

WeCreativez WhatsApp Support
ADEN YMM