BİNEK OTOMOBİLLERDE AZALAN KALANLAR AMORTİSMANI
Ali ÇAKMAKCI
Yeminli Mali Müşavir-Sorumlu Ortak Baş Denetçi
I-Giriş:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK) kapsamında normal amortisman, azalan kalanlar yöntemiyle amortisman, madenlerde amortisman ve fevkalade amortisman olmak üzere dört amortisman yönteminin olduğu anlaşılmaktadır.
Normal amortisman yönteminin bir alternatifi olarak ise mükerrer madde ile azalan kalanlar yöntemi ile amortisman ayrılmasına ilişkin hüküm ihdas edilmiştir. Buna göre her yıl, üzerinden amortisman hesaplanacak değer, “evvelce ayrılmış olan amortismanlar toplamının” tenzili suretiyle tespit olunmaktadır.
Bu usulde normal amortisman süresine göre belirlenen faydalı ömre göre normal amortismanın iki katı oranında (ama %50 yi geçmemek üzere) amortisman ayrılması mümkün hale getirilmiştir.
II-Değerlendirme:
Dikkat edileceği üzere kıst amortismanın hesaplama matrahını daha önce “evvelce ayrılmış olan amortismanlar” dikkate alınarak hesaplanma zorunluluğu getirilmiştir.
Bazı yorum ve değerlendirmelerde ilk yılın tamamı için ayrılabilecek amortisman tutarının indirilmesi sonucu bulunan tutar üzerinden amortisman ayrılması görüşü bulunmaktadır.
Bu görüşe göre, kıst amortisman uygulamasının amacı ilk yıl fiilen ayrılmayan amortisman tutarının itfa süresinin son yılında gider yazılmasıdır. Bu durum ilk ve son yıl dışında tutarlarında herhangi bir farklılık yaratma amacı gütmemektedir. İlk yıl fiilen ayrılan amortisman tutarının dikkate alınması halinde, Kanunun son yıl giderleştirilmesini hüküm altına aldığı amortisman tutarı ikinci yıldan itibaren itfa edilmeye başlanmış olacaktır. Bu ise kıst amortisman uygulamasının amacı ile bağdaşmayacaktır.
Kıst amortisman uygulaması nedeniyle ilk yılda gider yazılmayan amortisman tutarının amortisman süresinin sonunda yani 5’nci yılda gider yazılması gerekmektedir.
İstanbul Defterdarlığınca verilen bir özelgede, azalan bakiyeler usulünü seçen mükelleflerin binek otomobilleri için ilk yıl kıst amortisman ayıracakları, ikinci yıl ilk yılda tam amortisman ayrılmış kabul edilerek yıllık amortisman tutarının maliyet bedelinden düşülerek amortisman hesaplamasının bu tutar üzerinden yapılacağı, itfa süresinin son yılında ayrılacak amortisman tutarına ilk yıldan geriye kalan amortisman tutarına ilave edileceği belirtilmiştir.
213 Vergi Usul Kanununun “Amortisman Uygulama Süresi b) Süre Bakımından” başlıklı 320 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre “Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları binek otomobilleri hariç olmak üzere, işletmelere ait binek otomobillerinin aktife girdiği hesap dönemi için ay kesri tam ay sayılmak suretiyle kalan ay süresi kadar amortisman ayrılır.
Amortisman ayrılmayan süreye isabet eden bakiye değer, itfa süresinin son yılında tamamen yok edilir. ” denilmektedir.
Aynı maddenin sonra gelen paragraflarında ise; her yılın amortismanının ancak o yıla ait değerlemede dikkate alınacağı ve yine amortismanın herhangi bir yıl yapılmamasından dolayı amortisman süresinin uzatılamayacağı hüküm altına alınmıştır.
Dikkat edileceği üzere binek otomobil amortismanı için özel bir yöntem sunulmamış, ilk yıl ayrılmasına hukuken izin verilmemiş amortisman tutarının süreyi uzatmayacağı ifade edilmiştir.
Fakat, burada binek otomobillere ilişkin kıst amortisman uygulamasına ilişkin ana kuralın doğrudan bu başlık altında kullanılması bize göre tedvin zaafıdır.
Bize göre “evvelce ayrılmış amortismanlar” ifadesi ile, daha önce ayrılması gerekip te hukuken ayrılmamış amortismanlar varsa, azalan kalanlar yönteminde bunların da mutlak suretle dikkate alınması gerekmektedir. Bahsi geçen kural ile azalan kalanlar yönteminde ayrılması gerekip te o yıl dikkate alınmamış amortismanlar yoluyla ertesi dönemlerde fazla amortisman ayrılmasının önüne geçmektedir. Dolayısıyla, kanun metninde geçen “evvelce ayrılmış olan amortismanlar toplamının” ifadesinin ayrılması gerekip te fiilen ayrılmayan amortismanları da kapsadığı şeklinde düşünmek gerekmektedir. Bir diğer ifadeyle ilgili döneminde ayrılmayan amortisman tutarı, hukuken ayrılmış sayılmaktadır ve kazancın tespitinde bu şekliyle dikkate alınmalıdır.
Bu hüküm, binek otomobillerdeki kıst amortisman uygulamasından farklı bir hüküm olup, aynı kapsamda değerlendirilemez. Binek otomobile ilişkin kıst amortisman uygulamasında kanun koyucu özel bir gerekçe ile hukuken ayrılabilir amortismanları vergi planlamasında kullanılmaması amacıyla son yıla devretmektedir.
Binek otomobiller için ise ayrılmasına izin verilen kısım dışındaki kısmı da sanki ayrılmış gibi düşünüp, azalan kalanlar yönteminde ertesi yıl daha az amortisman ayrılmasını beklemek kanun hükmünün yorumunun sınırları dışına çıkartılması demektir. Bu yorum şekli, aynı Kanunun ayrılmasına izin vermediği bir haktan mükellefi sanki yararlanmış gibi değerlendirmek olur ki, bu yorum şekli kanun lafzının maksadını aştığı gibi, hukuk mantığına da sığmamaktadır. Bahsi geçen hüküm açıkça kıst dönemde gider yazılamayan amortismanın süre yönünden etkisinin bulunmayacağını ve son dönemde gider yazılabileceğini hüküm altına almaktadır.
Bu durumda “İlk ve son yıl dışında tutarlarında herhangi bir farklılık yaratma amacı gütmemektedir. İlk yıl fiilen ayrılan amortisman tutarının dikkate alınması halinde, Kanunun son yıl giderleştirilmesini hüküm altına aldığı amortisman tutarı ikinci yıldan itibaren itfa edilmeye başlanmış olacaktır. Bu ise kıst amortisman uygulamasının amacı ile bağdaşmayacaktır.” Şeklindeki yorumlara katılma imkanımız bulunmamaktadır.
Bahsi geçen kural amortisman yöntemleri arasındaki bir farkı ortadan kaldırmaya yönelik değil, bir vergi planlaması amacını ilk yılda önlemek için getirilmiştir. Bu yorum şekli, evvelce ayrılmış amortismanların tenzili şeklindeki ayrımı da görmezden gelmekte ve tarafımızca lafzın dışında değerlendirilmektedir. Kıst amortisman uygulaması, amortisman yöntemi bazında hiçbir etkiye sahip olmayıp, tamamen hukuken ilk yıl amortisman ayrılmamasına ilişkin kuralı ve bu amortisman tutarı nedeniyle sürenin uzamayacağı ilkelerini belirlemektedir. Bunun dışında yorumlanması hukuken mümkün değildir.
[1] Mesleki çalışmalarımızda yer alan bilgiler belli bir konunun veya yasal düzenlemenin veyahut yargı kararlarının çok geniş ve kapsamlı bir şekilde ele alınmasından ziyade genel olarak mükelleflere ve uygulayıcılara bilgi vermek, gündemi talip etmeye yardımcı olmak ve yorum yapmalarına yardım amacını taşımaktadır.
Makaleleri yazıldığı dönem ve yasal düzenlemelerin dikkate alınarak değerlendirme yapılmasının önemli olduğunu hatırlatmak isteriz. Makalelerin telif ve diğer yasal hakları doğrudan şirkete ve yazarına ait olup, atıf yapmadan veya izinsiz kullananlar hakkında her türlü yasal işlemin yapılacağını ifade ederiz.
Çalışmalarımız profesyonel hizmetlerimizi temsil etmeyebileceği gibi, her durum ve koşulda profesyonel yaklaşımlarımızı da ifade ettiği iddia edilemez. Yaptığınız fiili/pratik çalışmalarda bu değerlendirmeler dikkate alınırken, olayların koşullarının da incelenmesi, irdelenmesi, sonuçlarının iyi analizi son derece önemlidir. Bu tür çalışmalarda mutlak suretle bir profesyonelden bilgi alınması veya danışmanlık alınmasında fayda bulunduğu düşünülmektedir. Şirketimiz tarafından iş ortalarımızın personellerimizin yetişmesi ve gelişmesinden duyduğumuz sorumluluğu yerine getirme gayreti içinde olacağımıza dair sözümüzü tutma gayreti içinde olduğumuzu iletmek isteriz.
“ADEN Yeminli Mali Müşavirlik Bağımsız Denetim ", söz konusu çalışmaların ve içeriğindeki bilgilerin özel durum veya koşullara bağlı olarak hata içermediğine dair herhangi bir güvence vermemektedir. Mesleki çalışmaları ve içeriğindeki bilgileri kullanımınız sonucunda ortaya çıkabilecek her türlü risk tarafınıza aittir ve bu kullanımdan kaynaklanan her türlü zarara dair risk ve sorumluluk tamamen tarafınızca üstlenildiğinin bilinmesi gerekmektedir.