Binek Otomobil Giderlerine/Amortismanlarına İlişkin Yeni Düzenleme
Ali ÇAKMAKCI
Yeminli Mali Müşavir
I-Giriş:
Gelir Vergisi Genel Tebliği (Sıra No:311) 27/5/2020 tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanmış olup, bahsi geçen Tebliğde 7/12/2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun kapsamında binek otomobillerin kira, amortisman ve cari giderlerinin hukuki durumlarında yapılan değişikliğe ilişkin çeşitli açıklamalara yer verilmiştir.
Bu çalışma kapsamında Genel Tebliğ düzenlemelerini şahsi görüşlerimiz kapsamında değerlendirmeye çalışacağız.
II-Binek Otomobillere İlişkin Olarak Yapılan Yasal Düzenlemeler:
7194 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi ile 193 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1), (5) ve (7) numaralı bentlerine sırasıyla aşağıdaki parantez içi hükümler eklenmiştir.
(1) “(Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 5.500 Türk lirasına kadarlık kısmı ile binek otomobillerinin iktisabına ilişkin özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi toplamının en fazla 115.000 Türk lirasına kadarlık kısmı gider olarak dikkate alınabilir.)”
“(Şu kadar ki faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, binek otomobillere ilişkin giderlerin en fazla %70’i indirilebilir.)”
“(Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç ilk iktisap bedeli 135.000 Türk lirasını, söz konusu vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hâllerde, amortismana tabi tutarı 250.000 Türk lirasını aşan binek otomobillerinin her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmı gider yazılabilir. Bu hükmün uygulanmasında binek otomobilin iktisap edildiği tarihte yürürlükte olan tutar dikkate alınır.)”
(2) 7194 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi ile 193 sayılı Kanunun 68 inci maddesinin birinci fıkrasının (4) ve (5) numaralı bentlerine sırasıyla aşağıdaki parantez içi hükümler eklenmiştir.
“(Şu kadar ki özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç ilk iktisap bedeli 135.000 Türk lirasını, söz konusu vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hâllerde, amortismana tabi tutarı 250.000 Türk lirasını aşan binek otomobillerinin her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmı gider yazılabilir. Bu hükmün uygulanmasında binek otomobilin iktisap edildiği tarihte yürürlükte olan tutar dikkate alınır.)”
“(Şu kadar ki binek otomobillerine ilişkin giderlerin en fazla %70’i ve kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 5.500 Türk lirasına kadarlık kısmı ile binek otomobillerinin iktisabında ödenen özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi toplamının en fazla 115.000 Türk lirasına kadarlık kısmı gider olarak dikkate alınabilir.)”
(3) 7194 sayılı Kanunun 52 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde “Bu Kanunun 13 üncü ve 14 üncü maddeleri 1/1/2020 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi gelir ve kazançlarına uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.” hükmüne yer verilmiştir.
1-Kapsama Giren Ve Girmeyen Binek Otomobiller Nedir?:
Kanun maddesinde yer alan binek otomobil ifadesinden Türk Gümrük Tarife Cetvelinin 87.03 pozisyonunda yer alan motorlu taşıtların anlaşılması gerekmektedir.
binek otomobiller bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Bu bağlamda binek otomobiller, 87.03 pozisyonunda tanımlanan binek otomobiller ile esas itibarıyla insan taşımak üzere imal edilmiş (87.02 pozisyonuna girenler hariç) (steyşın vagonlar ve yarış arabaları dâhil) hem insan hem eşya taşıyabilen motorlu araçlar gibi çok amaçlı araçları kapsamaktadır.
2-Binek Otomobil Cari Giderleri Nasıl Ve Ne Tutarda Gider Yazılabilecektir:
Kira Giderleri:
Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 2020 yılı için KDV Hariç 5.500 Türk Lirasına kadarlık kısmı, 193 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi ve 68 inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendi kapsamında gider olarak dikkate alınabilecektir.
Gider olarak dikkate alınabilecek tutar olan aylık kira bedelinin 2020 yılı için 5.500 Türk lirasına kadarlık kısmı 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununa göre hesaplanan katma değer vergisi hariç bedeldir.
3065 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca, gelir ve kurumlar vergisi yönünden kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen katma değer vergisi, hesaplanan katma değer vergisinden indirilememektedir.
Bu kapsamda, binek otomobillerin kiralanması durumunda, kira bedellerinin Kanun maddesinde ilgili yıl için belirlenen azami tutarı aşması halinde, aşan kısma ait katma değer vergisi gelir ve kurumlar vergisi yönünden kazancın tespitinde ayrıca gider olarak dikkate alınmayacaktır.
Faaliyetleri KDV’den İstisna Mükelleflerin Araç Kiralamaları: Banka ve sigorta şirketleri gibi faaliyetleri KDV’den istisna olan işletmelerde indirim konusu yapılamayan KDV dahil 5.500 TL’lik tutar, safi kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir.
Kiralama giderlerine ilişkin aylık gider kısıtlamasının uygulanmasında, kira ödemesine tekabül eden ayın içinde bulunduğu yıl için tespit olunan tutar dikkate alınacaktır. Bu nedenle, mükelleflerin birkaç yıl için peşin olarak yaptığı binek araç kira ödemelerinde yer yıl için yeniden değerlenmiş tutar dikkate alınarak gider yazılabilecek ve yazılamayacak tutarın tespiti yapılacaktır.
1/1/2020 tarihinden önce başlayıp Kanunun yürürlük tarihinden sonrasını da kapsayan kiralamalarda, yürürlük tarihinden sonrasına tekabül eden kira bedelleri gider kısıtlamasına tabi olacaktır. Gider olarak dikkate alınabilecek azami kiralama bedelinin tespitinde, kiralama döneminin tekabül ettiği yıl için belirlenen tutar dikkate alınacaktır. Bu nedenle, geçmiş yılarda peşin ödenmesine veya sözleşmesi yapılmasına rağmen, 2020 ve sonrasında sözleşmesi devam eden (finansal kiralama hariç) kiralamalarda da döneme isabet eden aylık kira tutarları gider kısıtlamasına tabi olacak ve her yıl yeniden değerlenmiş tutar kadar gider yazılmasına olanak verilecektir.
Binek otomobillerin günlük şekilde kiralanmasında ise gider kısıtlaması, günlük kiralama bedelinin hesaplanması suretiyle uygulanacaktır. Kiralama giderlerine ilişkin günlük gider kısıtlamasının uygulanmasında, kiralamanın yapıldığı tarihte gider olarak dikkate alınabilecek aylık azami kiralama giderinin o ayın gün sayısına bölünmesiyle elde edilecek tutar dikkate alınacaktır.
Finansal Kiralama Şirketlerine Yapılan Kira Ödemeleri:
Hazine Ve Maliye Bakanlığı yayımladığı Genel Tebliğde finansal kiralama yoluyla edinilen binek araçların aylık kira bedeli ile cari giderleri ve amortisman giderlerini farklı farklı değerlendirmeye almıştır. Bakanlık, finansal kiralama kanalıyla edinilen binek otomobillerde aylık kira bedeli için kısıtlama getirmezken, bu şekilde edinilen araçların cari giderlerinin %30 unun gider yazılmasına ve bunun KDV tutarının indirim konusu yapılmasına ve dolayısıyla gider yazılmasına izin vermemektedir.
Tebliğe göre finansal kiralama yoluyla edinilen binek otomobillere ilişkin yapılan ödemeler bu Tebliğin 13 üncü maddesi kapsamda değerlendirilmeyecek olup, söz konusu ödemelerde aylık kiralama gideri kısıtlaması söz konusu olmayacaktır.
213 sayılı Kanunun mükerrer 290 ıncı maddesinin üçüncü fıkrasında finansal kiralamanın tanımı yapılmış olup, aynı maddenin ikinci fıkrasının (1) numaralı bendinde; kiracı tarafından aktifleştirilen finansal kiralamaya konu iktisadî kıymetin kullanma hakkının anılan Kanunun mükerrer 298 inci maddesi ve üçüncü kitabının üçüncü kısmının birinci bölümünde kiralama konusu iktisadî kıymet için belirlenmiş esaslar çerçevesinde yeniden değerlemeye ve amortismana tâbi tutulacağı, (4) numaralı bendinde; kiracı tarafından finansal kiralama sözleşmesine göre yapılan ödemelerin, borç anapara ödemesi ve faiz gideri olarak ayrıştırılacağı ve ayrıştırma işleminin her bir dönem sonunda kalan borç tutarına sabit bir dönemsel faiz oranı uygulanmasını sağlayacak şekilde yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Buna göre, kiracı tarafından finansal kiralama sözleşmesine göre yapılan ödemelerin borç anapara ödemesi ve faiz gideri olarak ayrıştırılması, bu ayrıştırma işleminin her bir dönem sonunda (finansal kiralama sözleşmesinde yer alan ödemelerin yapılacağı tarih) kalan borç tutarına sabit bir dönemsel faiz oranı uygulanmak suretiyle yapılması, hesaplanan faiz giderlerinin ise ilk yıl iktisadi kıymetin maliyetine eklenmesi, sonraki yıllar ise gider veya maliyet olarak dikkate alınması gerekmektedir.
Bu bağlamda, finansal kiralama yoluyla işletme aktifine alınmış binek otomobiller için ödemelerin anapara ve faiz ödemesi olarak ayrıştırılarak, faiz gideri ilk yıl “Haklar” hesabında izlenen binek otomobilin maliyetine dâhil olunacak, sonraki yıllarda ise tercihen gider veya maliyet olarak dikkate alınacaktır.
KDV Ve ÖTV nin Gider Durumu:
Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, binek otomobillerin iktisabına ilişkin özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi toplamının 2020 yılı için en fazla 140.000 Türk Lirasına kadarlık kısmı ticari veya mesleki kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir.
Binek Otomobil Cari Giderleri-
Bakım, Onarım, OGS, HGS, Köprü Geçiş Ücreti, Akaryakıt, Sigorta, Kredi Faizi Vb
Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, binek otomobillere ilişkin giderlerin en fazla %70’i, gelir ve kurumlar vergisi açısından safi kazancın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılabilecektir.
İşletmeye veya envantere dâhil olup ticari veya mesleki faaliyette kullanılan binek otomobillerin giderleri sınırlandırılmakta olup, bu sınırlama esas itibarıyla faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere binek otomobillerin giderlerini kapsamaktadır.
Bakanlık tarafından yayımlanan Tebliğde, binek araçların iktisabından sonraki dönemlerde “kredi faizlerinin” gider yazılması durumunda bu faizlerin de en fazla %70 inin gider yazılabileceği ifadeleri yer almasına karşın, “kur farkı giderleri” açısından özel bir belirleme yapılmadığı tespit edilmektedir. Bu nedenle, dövizle satın alınan binek otomobillere ilişkin kur farkları gider kısıtlamasına tabi olmayacağı gibi bir düşünce oluşsa da, idarenin izleyeceği politikaya göre hareket etmekte yarar olduğunu düşünmekteyiz.
Düzenleme uyarınca 1/1/2020 tarihinden önce iktisap edilen veya kiralama yoluyla edinilen binek otomobillere ilişkin Kanunun yürürlük tarihinden sonrasına tekabül eden giderlerin de en fazla %70’i, gelir ve kurumlar vergisi açısından safi kazancın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılabilecektir. Bu açıdan binek araçların hangi şekilde veya hangi yıl edinildiğinin gider kısıtlaması açısından bir önemi bulunmamaktadır.
Ayrıca, bahsi geçen Genel Tebliğde düzenlenmemekle beraber, ilişkili kişi, kuruluş veya kurumlardan yüksek bedellerle emsallere aykırı şekillerde kiralanan binek araçların Transfer Fiyatlandırması hükümleri kapsamında belirlenmiş emsal kira bedelleri 5.500-TL aylık kira tutarının üstünde ise en fazla 5.500-TL tutar gider yazılabilecek olup, altında ise 5.500-TL ile emsal bedel arasındaki farkın da mükellefler tarafından gider yazılması mümkün olmadığından bu aradaki farkın KDV tutarının indirilmesi de mümkün olmayacaktır.
Ayrıca, özellikle araç kiralama şirketleri tarafından kiraladıkları binek araçlara ilişkin trafik cezaları ve yasaya aykırı diğer diğer cezalar doğrudan araç kiralama şirketlerine gelmektedir. Bu şirketler için bu giderler ilk başta kanunen kabul edilmeyen gider olsa da, müşterilere yansıtılan ve gelir yazılan tutar kadar kısmın yasal kayıtlarında gider yazılması bize göre olanaklıdır. Zira, gideri gider olarak dikkate alınmayan gelirin vergilendirilmesi hukuk kurallarına uygun değildir. Bu şirketlerin müşterileri tarafından kendilerine yansıtılan bu türden giderlerin %70i değil, kanuna aykırı mahiyette gider olduğundan tamamının gider yazılmaması gerekmektedir.
Binek Otomobil Amortisman Giderleri:
Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç ilk iktisap bedeli 2020 yılı için 160.000 TL, söz konusu vergilerin tercihen maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hâllerde, amortismana tabi tutarı 2020 yılı için 300.000 TL’yi (vergiler dahil fiyat ve ikinci el fiyatı) aşan binek otomobillerinin her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmı gelir ve kurumlar vergisi açısından safi kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir.
213 sayılı Kanun hükümlerine göre, aktife girdiği hesap dönemi için ay kesri tam ay sayılmak suretiyle kalan ay süresi kadar amortisman ayrılan ve amortisman ayrılmayan süreye isabet eden bakiye değerleri, itfa süresinin son yılında tamamen yok edilebilen binek otomobiller için aktife alınan yılda gider konusu yapılamayan amortisman bedellerinin tamamı, itfa süresinin son yılında amortismana esas bedel uygulamasından bağımsız olarak safi kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir.
Mükelleflerin aktiflerinde yer alan binek otomobiller için amortismana esas bedelden daha fazla tutar üzerinden amortisman ayırmaları halinde, genel hükümlere göre ayrılan amortisman tutarı ile amortismana esas bedel üzerinden ayrılan amortisman tutarı arasındaki fark, kanunen kabul edilmeyen gider sayılarak, o yıla ilişkin gelir veya kurumlar vergisi kazancına ilave edilecektir.
Söz konusu binek otomobillerinin mükellefler tarafından satışı halinde ise ilgili yıllarda amortisman ayırma aşamasında kanunen kabul edilmeyen gider olarak kazanca ilave olunan tutarların toplamı mükelleflerce vergiye tabi olmayan gelir olarak dikkate alınacak ve bu tutar, gelir veya kurumlar beyannamesinde “Diğer İndirimler” satırında gösterilmek suretiyle kazanç üzerinden indirim konusu yapılabilecektir.
Binek otomobillere ilişkin gider olarak dikkate alınabilecek amortismana esas bedelin tespitinde, binek otomobilin iktisap edildiği tarihte yürürlükte olan tutar dikkate alınacaktır. Bu nedenle, her bir amortisman konusu binek araç için amortisman üst sınırının titizlikle takip edilmesi gerekmektedir.
Amortismanlara ilişkin gider kısıtlaması 7194 sayılı Kanunun yayımlandığı 7/12/2019 tarihinden itibaren iktisap edilen binek otomobillere uygulanacak olup, bu tarih ile 2019 yılı sonuna kadar iktisap edilenler için müteakip vergilendirme dönemlerinde gider olarak dikkate alınabilecek amortismana esas bedel; özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç ilk iktisap bedeli 135.000 Türk lirası, söz konusu vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hâllerde amortismana tâbi tutarı 250.000 Türk lirasıdır. Ancak, bu tarih aralığında iktisap edilen binek otomobiller için 2019 yılında amortisman gideri kısıtlaması söz konusu olmayacak, bu otomobiller için ayrılan amortismanlar Kanunun yayımı tarihinden önceki hükümlere göre gider olarak indirim konusu yapılabilecektir. 2020 yılı başta olmak üzere müteakip yıllarda ise söz konusu binek otomobiller amortisman gider kısıtlamasına tabi olacak, amortismana esas bedelin tespitinde 2019 yılı için belirlenen tutar dikkate alınacaktır.
7/12/2019 tarihinden önce iktisap edilmiş binek otomobillerde ise amortisman, değişiklik öncesi hükümlere göre gider yazılabilecektir.
Finansal kiralama yoluyla işletme aktifine alınmış ve rayiç bedel ile sözleşmeye göre kira ödemelerinin bugünkü değerinden düşük olanı üzerinden “Haklar” hesabında izlenen binek otomobillerde, aktife alınan bedelin o yıl için belirlenen amortismana esas tutarı aşması halinde, binek otomobillerin her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmı gelir ve kurumlar vergisi açısından safi kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir.
Binek Otomobiller Gider Kısıtlaması İçin Özel Hususlar[1]:
Değer Artırıcı Harcamalar-Faydalı Ömrü Artıran Harcamalar Ne Olacaktır?:
Bahsi geçen Kanun hükmüne göre, ilk iktisap bedeli amortisman için hüküm altına alınırken “değer artırıcı” veya “faydalı ömrü artıran” harcamaların amortisman için herhangi bir sınırlamaya tabi olmadığı sonucuna varılmaktadır. Kanun hükmü açıkça sadece ilk veya ikinci el iktisap değerleri için amortisman kuralı getirerek özel bir sınırlama getirmektedir.
Bu durumda, ilk iktisap bedeli veya ikinci el iktisap bedeli dışında gerçekleşen bu harcamalar için amortisman tutarını sınırlandıran bir hüküm bize göre mevcut değildir. İdare tarafından yapılabilecek aksi bir uygulama bize göre hukuk hatası taşıyacaktır. Bu nedenle, araçların özellikle tür değişikliği esnasında ortaya çıkan giderler gibi giderler amortisman sınırına bize göre takılamaz.
Açıkça, ilk iktisap tarihinde değeri vergiler hariç 135.000-TL (140.000-TL, 2020) ; vergilerin maliyete dahil olduğu veya ikinci el alım durumlarında, “bu bedellerin”, 250.000-TL (300.000-TL, 2020) tutarı aşmaması dışında, değer artırıcı ve/veya faydalı ömrü artırıcı maliyet unsurları için kanunda sınırlayıcı bir hüküm bulunmamaktadır. Aksi düşünce tarzı, kanun lafzının mükellef aleyhine genişletilmesi sonucunu doğuracaktır.
Amortismanda Üst Sınır Her Yıl Düzenli Bir Şekilde Mi Aranacaktır?
Adı geçen Kanun, “her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmının” gider olarak dikkate alınabileceğini” hüküm altına almıştır. Bu nedenle, VUK kapsamında mükelleflerin amortisman ayırma yöntem, usul ve sürelerinde herhangi bir değişiklik yapmaksızın bahsi geçen bu tutarlara tekabül eden amortisman tutarını yakaladıkları vergilendirme döneminde amortisman yoluyla gider yazmalarını kesmelerinin yeterli olacağını düşünmekteyiz.
Kanun lafzı, mükelleflerin en fazla ne kadar amortisman ayırabileceğine dair kural getirirken, bunun yöntemi veya süresine yönelik olarak Vergi Usul Kanunu (VUK) hükümlerine aykırı bir durum bize göre yaratmamaktadır. Bu nedenle, bahsi geçen kurala göre 135.000-TL (140.000-TL) veya 250.000-TL (300.000-TL) amortisman giderinin yakalandığı tarih itibariyle artık amortisman gideri yazmak mümkün olamayacaktır. Yani, ilgili yılın Ocak ayında vergiler dahil değeri 1 milyon TL olan bir binek otomobilin %20 üzerinden ilk yıl 200.000-TL, ertesi yıl ise en fazla 50.000-TL (100.000-TL, 2020) amortisman gideri ayrılabilecektir.
Bir başka ifadeyle, Genel Tebliğde idare tarafından belirtildiği şekilde amortisman matrahının gider yazılabilecek azami tutarını dikkate alarak amortisman giderinin 5 yıla eşit bir şekilde (azalan kalanlar yöntemi hariç) gider yazılmasını konu edinen bir kanun hükmü bulunmamaktadır. Amortismanın nasıl, hangi şekillerde, yöntemle hesaplanacağı hususu GVK nın değil, VUK’un konusudur. Bu kanun hükmü, kanuna hakim olan düşüncenin kanun lafzına aykırı şekilde genişletilerek yorumlanması anlamına gelmektedir.
ÖTV Ve KDV nin Aynı Anda Gider Veya Maliyet Yazılması Zorunlu Mudur?
Kanun koyucu, binek otomobil iktisabında ÖTV ve KDV toplamının en fazla 115.000-TL (140.000-TL, 2020) tutarının gider yazılmasına ilişkin kural getirmektedir. Bu iki verginin aynı anda gider olarak dikkate alınıp alınamayacağını, benzer işleme tabi olup olmayacağını VUK hükümleri belirlemektedir. VUK’un 270. Maddesinde ÖTV için kanun koyucu serbestlik getirmiştir. Bu durumda, mükellefler yasal sınırlara uygun şekilde kalmak kaydıyla ÖTV ve/veya KDV yi maliyete ekleyip eklememekle, gider yazıp yazmamakla serbesttirler. Aksi düşünce tarzı yasal düzenlemelere uygun düşmeyecektir.
Bu nedenle, gider veya amortisman sınırını tercihlerde ayrışık uygulama yoluyla mükellefler bize göre optimal şekilde çözüme kavuşturabilirler. Bunu engelleyen hukuk kuralı bulunmamaktadır. Kanun koyucu, hükümde ÖTV ve KDV toplam tutarının 115.000-TL (140.000-TL, 2020) tutarını aşan kısmının gider yazılamayacağını hüküm altına alırken, aktifleştirme tercihi ile bu sınır aşılmamış olur ve kalan vergi tutarı amortisman yoluyla gider yazılmaya devam edebilir. 03.06.2020