DAHİLDE İŞLEME İZİN BELGESİ(DİB)

 KAYNAKLI BAZI ÖNEMLİ ÖZELGELER

Ali ÇAKMAKCI

Yeminli Mali Müşavir

Sorumlu Bağımsız Denetçi

E. Hesap Uzmanı

İletişim: info@adenymm.com.tr-0212 592 00 92

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

GAZİANTEP VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Vergi ve Anlaşmalar Uygulama Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

16700543-130[16-515-47]-63525

12.11.2020

Konu

:

KDV İadesi

 

İlgi

:

22.02.2016 tarihli özelge talep formunuz.

 

            İlgide kayıtlı talep formunuzda, firmanız tarafından P.P halı ipliği ve P.P makine halısı imalatı yapıldığı, yurt dışından DİİB kapsamında P.P granül ithalatı yapılarak P.P halı ipliği imal edildiği ve imal edilen P.P halı ipliği ile P.P makine halısı imalatı yapılarak DİİB kapsamında direkt ihracatının gerçekleştirildiği, dahilde işleme izin belgesinde bir miktar jüt ipliği ve çözgü ipliği ithalatı taahhüdünüzün de bulunduğu, ithalatını da ihracatını da firmanızın yaptığı, özetle yapmış olduğunuz P.P makine halısı ihracatlarının bünyesine giren P.P halı ipliğinin DİİB'li, jüt ve çözgü ipliklerinin bir kısmının DİİB'li, bir kısmının yurt içi KDV'li alış olduğu belirtilerek, KDV iadesinde DİİB'li alış olan granül, jüt ve çözgü için sıfır yüklenim yapılarak KDV'li alış olan jüt ve çözgüden dolayı iade talep edilip edilemeyeceği, hesaplamanın ne şekilde yapılacağı ve iadenin ne zaman talep edilebileceği hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

            -11/1-a maddesinde, ihracat teslimlerinin ve bu teslimlere ilişkin hizmetlerin KDV'den istisna olduğu,

            -32 nci maddesinde, bu Kanunun 11, 13, 14, 15 inci maddeleri ile 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (s) bendi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak KDV'den indirileceği, vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen KDV'nin, Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı (7104 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi ile değişmeden önceki hali),

            -Geçici 17 nci maddesinde, dahilde işleme ve geçici kabul rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin 31/12/2020 tarihine kadar tesliminde KDV Kanununun 11 inci maddesinin 1 numaralı fıkrasının (c) bendi hükümlerine göre, bölgeler, sektörler veya mal grupları itibariyle işlem yaptırmaya Cumhurbaşkanının yetkili olduğu, bu maddenin uygulanmasında ihracat süresi olarak anılan bentteki süre yerine bu rejimlerle öngörülen sürelerin esas alınacağı, ihracatın şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde zamanında alınmayan verginin, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edileceği

            hüküm altına alınmıştır.

            KDV Genel Uygulama Tebliğinin;

            -"Uygulama Kapsamında Teslim Edilebilecek Mallar" başlıklı (II/A-9.4.) bölümünde; "Dahilde işleme rejimi kapsamında alınan maddelerin, işlendikten sonra elde edilen mamul mal içerisinde ihraç edilmesi esastır. Önceden satın alınan maddeler kullanılmak suretiyle vücuda getirilen ve söz konusu rejim kapsamında ihraç edilen malların bünyesine giren maddelerin (eşdeğer eşya) belge kapsamında olsa dahi sonradan belge sahiplerine tesliminde veya ithalinde KDV tahsil edilmeksizin işlem yapılması mümkündür. Ancak bu uygulama kapsamında DİİB sahibi mükellefin veya ihracatçının iade talebi DİİB kapatılmadan yerine getirilmez."

            -"DİİB Sahibi Mükellefin İhraç Kaydıyla Tesliminde İade Edilecek KDV" başlıklı (IV/A-1.5) bölümünde ise; "Eşdeğer eşya uygulaması nedeniyle KDV ödeyerek satın aldığı girdileri kullanarak vücuda getirdiği ürünü ihraç eden ve bunun karşılığında da DİİB kapsamında KDV ödemeyerek söz konusu girdi veya eşdeğer eşyasını temin etme hakkı kazanan mükellefin KDV ödeyerek satın aldığı girdilere ilişkin KDV'yi başlangıçta iade olarak talep etmesi mümkün değildir. İade edilecek KDV'nin hesabı, eşdeğer eşya uygulaması nedeniyle DİİB kapsamında KDV ödemeksizin girdi temininden sonra yapılır. Bu durumda iade edilecek KDV tutarı, ihracat bedeli ile DİİB kapsamında KDV ödemeksizin yurt içi ve yurt dışından temin edilen girdilerin bedeli arasındaki farka genel vergi olanı uygulanmak suretiyle bulunacak tutarı aşamaz."

            açıklamalarına yer verilmiştir.

            Buna göre, yurt içinden KDV ödenerek temin edilen girdilere ilişkin yüklenilen KDV'nin, yurt içi ve/veya yurt dışından eşdeğer eşya uygulaması kapsamında KDV ödenmeksizin temin edilmek suretiyle telafi edilmesi halinde, yapılan ihracat dolayısıyla yüklenilen KDV'nin eşdeğer eşyaya isabet eden kısmının iade edilebilecek KDV hesabına dahil edilmesinin mümkün olmadığı, aksi takdirde aynı işlem nedeniyle yüklenilen KDV'nin hem eşdeğer eşya kapsamında KDV ödenmemek suretiyle hem de iadeye konu edilmek suretiyle mükerrer alınmış olacağı tabiidir.

            Bu itibarla, KDV ödenerek satın alınan girdi kullanılması ile imal edilen ürünün ihracı halinde söz konusu iade talebi, DİİB'in kapatılma tarihi itibarıyla sonuçlandırılabilecektir. KDV ödenerek satın alınan girdi kullanımıyla imal edilen ürün ihraç edilmekle birlikte, daha sonra DİİB kapsamında KDV ödemeksizin girdi temin edilmesi halinde, ihracat teslimlerine ilişkin yüklenilen KDV hesabına söz konusu girdilere ilişkin KDV tutarlarının dahil edilmesi mümkün değildir. Eşdeğer eşya uygulaması kapsamında KDV ödemeksizin girdi temin edilmesi hakkının kullanılmaması halinde ise DİİB'in kapatılma tarihinden sonra söz konusu girdilere ilişkin KDV tutarlarının iade hesabına dahil edilmesi mümkün bulunmaktadır.

            Diğer taraftan, mükellefin alabileceği azami iade tutarı, ihracat bedeli ile DİİB kapsamında KDV ödemeksizin yurt içi ve yurt dışından temin edilen girdilerin bedeli arasındaki farka genel vergi oranı uygulanmak suretiyle bulunacak tutarı aşamayacaktır.

            Ancak, KDV'siz alım hakkı olduğu halde KDV'siz alım yapılmaksızın DİİB belgesinin kapatılması halinde, yukarıda yer verilen kısıtlamaların uygulanmayacağı tabiidir.

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

Sayı : 39044742-KDV.11-121890 03.02.2020

Konu : DİİB kapsamında temin edilen hammaddeler kullanılarak üretilen ürünlerin yurt içine KDV'li satışı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve dilekçenizin incelenmesinden, Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun geçici 17 nci maddesi kapsamında yurt içinden temin ettiğiniz hammaddeleri kullanarak imal ettiğiniz ürünlerin, KDV'li fatura düzenlenmek suretiyle dış ticaret sermaye şirketlerine ihraç edilmek üzere satışını gerçekleştirdiğiniz, ihracat işlemlerinin dahilde işleme izin belgesinde öngörülen süre içerisinde tamamlandığı, gümrük beyannamelerinde imalatçı olarak yer aldığınız belirtilerek, firmanız tarafından dahilde işleme izin belgesi kapsamında yurt içinden hammadde temin edilen satıcıların teslimlerinin tecil-terkin kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, değerlendirilmesi halinde dış ticaret sermaye şirketlerine yapmış olduğunuz teslimlerin tecil-terkine konu edilip edilemeyeceği hususlarında Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

3065 sayılı KDV Kanununun; -11/1-c maddesinde, ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait KDV'nin ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği, mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak, ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı, -Geçici 17 nci maddesinde, dahilde işleme ve geçici kabul rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin 31/12/2020 tarihine kadar tesliminde KDV Kanununun 11 inci maddesinin 1 numaralı fıkrasının (c) bendi hükümlerine göre, bölgeler, sektörler veya mal grupları itibariyle işlem yaptırmaya Cumhurbaşkanı yetkili kılınmış, bu maddenin uygulanmasında ihracat süresi olarak anılan bentteki süre yerine bu rejimlerle öngörülen sürelerin esas alınacağı, ihracatın şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde zamanında alınmayan verginin, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edileceği hükme bağlanmıştır. KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/A-9.1.) ayrımında; "3065 sayılı Kanunun geçici 17 nci maddesi ile dahilde işleme rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin tesliminde bölgeler, sektörler veya mal grupları itibarıyla 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesi hükmüne göre işlem yaptırma konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmiştir. Söz konusu yetkiye dayanılarak yayımlanan 16/4/2001 tarih ve 2001/2325 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla dahilde işleme izin belgesi kapsamında ihraç edilecek ürünlerin imalinde kullanılacak maddelerin dahilde işleme izin belgesine sahip mükelleflere tesliminde sektörel ayrım yapılmaksızın 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesinde düzenlenen tecil-terkin kapsamında işlem yapılabileceği karara bağlanmıştır. 3065 sayılı Kanunun geçici 17 nci maddesinin uygulanmasında ihracat süresi olarak 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesindeki üç aylık süre yerine dahilde işleme izin belgesinde öngörülen süreler esas alınır. Dahilde işleme rejimi kapsamında ihracatın şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde zamanında alınmayan vergi, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edilir. Dahilde işleme izin belgesi (DİİB) sahibi mükelleflerin, 3065 sayılı Kanunun geçici 17 nci maddesi kapsamında temin ettiği malları kullanarak ürettiği malların DİİB sahibi alıcılara 3065 sayılı Kanunun geçici 17 nci maddesi kapsamında teslimi mümkündür.

Ancak, bu kapsamda teslim edilen malların diğer DİİB'nin girdisi mahiyetinde olması ve her bir DİİB'nin dahilde işleme mevzuatına uygun olarak kapatılması gerekir." açıklamaları yer almaktadır. Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, dahilde işleme izin belgesi kapsamında ihraç edilecek ürünlerin imalinde kullanılacak maddelerin DİİB sahibi mükelleflere tesliminde, 3065 sayılı Kanunun 11/1-c maddesinde düzenlenen tecil-terkin kapsamında işlem yapılabilecektir. Diğer taraftan, DİİB sahibi mükelleflerin belge kapsamında ürettikleri malları, ihraç etmesi ve KDV Kanununun geçici 17 nci maddesi ile 11/1-c maddesi kapsamında tecil-terkin uygulayarak teslimi esas olarak benimsenmiş olduğundan, DİİB sahibinin yurt içinden KDV ödenmeksizin satın aldığı girdileri kullanarak ürettiği ürünlerin, KDV tahsil edilerek satışında zamanında alınmayan verginin (DİİB sahibi) mükelleften aranacağı tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları KDV-ÖTV Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742-130[Özelge]-268375

26.03.2021

Konu

:

DİİB de yan sanayici olan şirket tarafından üretilen malın ihraç kayıtlı teslimi

 

  

İlgi

:

11/09/2019 tarihli ve 2888295 evrak kayıt numaralı dilekçeniz.

 

İlgide kayıtlı dilekçe eki özelge talep formunda; X A.Ş. ye ait dahilde işleme izin belgesinde (DİİB) Şirketinizin yan sanayici olarak yer aldığı, X A.Ş. tarafından yurt dışından belge kapsamında KDV ödenmeksizin ithal edilen malların KDV hesaplanmak suretiyle Şirketinize teslim edildiği, Şirketiniz tarafından da girdi olarak kullanılan bu mallarla üretilen yeni malların Y Tic. A.Ş.ye ihraç kayıtlı olarak tesliminin yapıldığı ve Y Tic. A.Ş. tarafından yapılan ihracata ilişkin gümrük çıkış beyannamesinde Şirketinizin yan sanayici olarak adının geçtiği belirtilerek,

 - DİİB sahibi X A.Ş. tarafından KDV ödenmeksizin satın alınan malların yan sanayici olan Şirketinize KDV hesaplanmak suretiyle satışının yapılıp yapılmayacağı,

 - Şirketiniz tarafından DİİB sahibi X A.Ş.den KDV ödenerek satın alınan ham maddelerle üretilen malların ihraç kayıtlı olarak satışının yapılıp yapılamayacağı,

 hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 3065 sayılı KDV Kanununun;

11/1-c maddesinde, ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait KDV'nin ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği, mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak, ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı,

Geçici 17 nci maddesinde, dahilde işleme ve geçici kabul rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin 31/12/2025 tarihine kadar tesliminde KDV Kanununun 11 inci maddesinin 1 numaralı fıkrasının (c) bendi hükümlerine göre, bölgeler, sektörler veya mal grupları itibariyle işlem yaptırmaya Cumhurbaşkanı yetkili kılınmış, bu maddenin uygulanmasında ihracat süresi olarak anılan bentteki süre yerine bu rejimlerle öngörülen sürelerin esas alınacağı, ihracatın şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde zamanında alınmayan verginin, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edileceği

hükme bağlanmıştır.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/A-9.1.) bölümünde;

"3065 sayılı Kanunun geçici 17 nci maddesi ile dahilde işleme rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin tesliminde bölgeler, sektörler veya mal grupları itibarıyla 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesi hükmüne göre işlem yaptırma konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmiştir.

Söz konusu yetkiye dayanılarak yayımlanan 16/4/2001 tarih ve 2001/2325 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla dahilde işleme izin belgesi kapsamında ihraç edilecek ürünlerin imalinde kullanılacak maddelerin dahilde işleme izin belgesine sahip mükelleflere tesliminde sektörel ayrım yapılmaksızın 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesinde düzenlenen tecil-terkin kapsamında işlem yapılabileceği karara bağlanmıştır.

 3065 sayılı Kanunun geçici 17 nci maddesinin uygulanmasında ihracat süresi olarak 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesindeki üç aylık süre yerine dahilde işleme izin belgesinde öngörülen süreler esas alınır.

 Dahilde işleme rejimi kapsamında ihracatın şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde zamanında alınmayan vergi, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edilir.

Dahilde işleme izin belgesi (DİİB) sahibi mükelleflerin, 3065 sayılı Kanunun geçici 17 nci maddesi kapsamında temin ettiği malları kullanarak ürettiği malların DİİB sahibi alıcılara 3065 sayılı Kanunun geçici 17 nci maddesi kapsamında teslimi mümkündür. Ancak, bu kapsamda teslim edilen malların diğer DİİB'nin girdisi mahiyetinde olması ve her bir DİİB'nin dahilde işleme mevzuatına uygun olarak kapatılması gerekir."

açıklamaları yer almaktadır.

2006/12 sayılı Dahilde İşleme Rejimi Tebliğinin 17 nci maddesinde, "(6) Dahilde işleme izin belgesi/dahilde işleme izni sahibi imalatçı-ihracatçılar, belge/izin ihraç taahhüdündeki işlem görmüş ürünün üretiminin bir kısmını veya bir aşamasını, yan sanayiciye yaptırabilirler." denilmektedir.

Buna göre; DİİB sahibi X A.Ş. nin yurt dışından KDV ödemeksizin ithal ettiği malların X A.Ş. tarafından üretimde kullanılması gerekmekte olup, bu malların yan sanayici konumunda olan Şirketinize KDV hesaplanarak veya ihraç kaydıyla teslimi mümkün değildir.

Öte yandan, X A.Ş.nin, 3065 sayılı Kanunun geçici 17 nci maddesi kapsamında temin ettiği veya KDV ödenmeksizin ithal ettiği malları kullanarak ürettiği malların; DİİB sahibi alıcılara 3065 sayılı Kanunun geçici 17 nci maddesi kapsamında teslimi ile ihracatçılara 3065 sayılı Kanunun 11/1-c maddesi kapsamında teslimi mümkündür.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

Sayı 39044742-KDV.11-514342-01.12.2017

Konu: DİİB sahibi mükelleflerin ihraç kaydıyla tesliminde iade edilecek KDV

            İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eki dilekçede; Şirketinizce dahilde işleme izin belgesi (DİİB) kapsamında yurt dışından oyuncak ithal edildiği ve ithal edilen bu oyuncaklar kullanılmak suretiyle üretilen malların KDV Kanununun 11/1-c maddesi kapsamında ihraç kayıtlı teslim edildiği, bu çerçevede DİİB kapsamında 50.000 USD karşılığında ithal edilen üretim girdisine 40.000 USD de yurtiçi KDV'li harcama yapılarak 90.000 USD'ye imal edilen emtianın 100.000 USD'ye ihraç kayıtlı teslim edildiği, ancak gümrük idaresince malın rayiç veya istatistiki kıymetinin 110.000 USD olduğu belirtildiğinden gümrük beyannamesinde KDV matrahının 110.000 USD olarak dikkate alındığı, bu durumda KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/A-9.1) bölümünde belirtilen KDV ödemeksizin temin edilen mallar nedeniyle ödenmeyen KDV'nin hesabında yasal defter ve kayıtlara giren gerçek maliyetin mi (50.000 USD) yoksa ithalat beyannamesinde yer alan tutarın mı (110.000 USD) dikkate alınması gerektiği hususunda tereddüt hasıl olduğu, gümrük idaresi tarafından belirlenen tutarın (110.000 USD) dikkate alınması durumunda, 100.000 USD + KDV'ye satılan ihraç kayıtlı teslim nedeniyle KDV iadesi alınamayacağı gibi KDV'li alım olan 40.000 USD'nin de iadesinin alınamayarak ilgili dönem KDV beyannamesinde sonraki döneme devreden KDV tutarının arttırılmış olacağı belirtilerek;

            -DİİB kapsamında yurt dışından temin edilen emtianın KDV'sinin hesaplanarak iade tutarından tenzil edilip edilemeyeceği,

            -DİİB kapsamında ithalatı yapılan emtianın ihraç kaydıyla teslime konu malın bünyesine giren tutarının hesaplanmasında gerçek maliyetin mi, yoksa gümrük beyannamesi üzerinde gümrük idaresince malın istatistiki veya rayiç bedeli üzerinden hesaplanan KDV matrahının mı dikkate alınacağı,

            hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            3065 sayılı KDV Kanununun 11/1-c maddesinde; ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait KDV'nin ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği, mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı ve söz konusu malların, ihracatçıya teslim tarihini takip eden aybaşından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde tecil edilen verginin terkin olunacağı hükmüne yer verilmiştir.

            Aynı Kanunun 21 inci maddesinin (a) fıkrasında, ithal edilen malın gümrük vergisi tarhına esas olan kıymeti, gümrük vergisinin kıymet esasına göre alınmaması veya malın gümrük vergisinden muaf olması halinde sigorta ve navlun bedeli dahil (CIF) değerinin, bunun belli olmadığı hallerde malın gümrükçe tespit edilecek değerinin; (c) fıkrasında ise gümrük beyannamesinin tescil tarihine kadar yapılan diğer giderler ve ödemelerden vergilendirilmeyenler ile mal bedeli üzerinden hesaplanan fiyat farkı, kur farkı gibi ödemelerin ithalde alınan KDV'nin matrahını oluşturduğu hüküm altına alınmıştır.

            Öte yandan KDV Genel Uygulama Tebliğinin "IV/A-1.5. DİİB Sahibi Mükellefin İhraç Kaydıyla Tesliminde İade Edilecek KDV" başlıklı bölümünde;

            "DİİB kapsamında KDV ödemeksizin yurtiçi ve yurtdışından satın aldığı girdileri kullanarak ürettiği malı 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında ihraç kayıtlı olarak teslim eden bir mükellefin iade alacağı KDV tutarı, ihraç kayıtlı teslim bedeli ile DİİB kapsamında aldığı girdilerin bedeli arasındaki farka genel vergi oranı uygulanmak suretiyle bulunacak tutarı aşamaz. Dış ticaret sermaye şirketleri ile sektörel dış ticaret şirketlerine yapılan ihraç kaydıyla teslimlerde bu sınır uygulanmaz."

            açıklamalarına yer verilmiştir.

            Buna göre, DİİB kapsamında KDV ödemeksizin satın aldığı oyuncakları kullanarak ürettiği malı Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında ihraç kayıtlı olarak teslim eden şirketinizin iade alacağı KDV tutarı, ihraç kayıtlı teslim bedeli ile DİİB kapsamında alınan girdilerin bedeli arasındaki farka genel vergi oranı uygulanmak suretiyle bulunacak tutarı aşamayacaktır. Dış ticaret sermaye şirketleri ile sektörel dış ticaret şirketlerine yapılan ihraç kaydıyla teslimlerde ise bu sınır uygulanmayacaktır.

            Diğer taraftan konu ile ilgili olarak Gümrük ve Ticaret Bakanlığından alınan 15/07/2016 tarih ve 85593407-156.02 sayılı yazıda; 4458 sayılı Gümrük Kanununun 24 üncü maddesinde "İthal eşyasının gümrük kıymeti, eşyanın satış bedelidir. Satış bedeli, Türkiye'ye ihraç amacıyla yapılan satışta 27 ve 28 inci maddelere göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı, fiilen ödenen veya ödenecek fiyattır." şeklinde hükme yer verildiği; İthalatta Gözetim Uygulamasına İlişkin Tebliğlerde ise; "...Gözetim belgesi, Gümrük Kanununun "Eşyanın Gümrük Kıymeti"ne ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez. Bu Tebliğin 1 inci maddesinde belirtilen kıymet Gümrük Kanununun "Eşyanın Gümrük Kıymeti"ne ilişkin hükümlerinin uygulanmasına esas teşkil etmez." denildiği, bu nedenle, eşyanın gümrük kıymetinin eşyanın satış bedeli olduğu ifade edilmiştir.

            Bu çerçevede, DİİB kapsamında ithalatı yapılan emtia ile ilgili olarak ödenmeyen KDV tutarının belirlenmesinde, söz konusu malın gümrük istatistiki kıymeti yerine yasal defter ve kayıtlara giren gerçek maliyetinin dikkate alınması mümkün olup, bu durumun iade talebine esas teşkil eden YMM raporunda açıklanması gerekmektedir.

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

 

 

 

 

 

Sayı

:

39044742-KDV.11-121890

03.02.2020

Konu

:

DİİB kapsamında temin edilen hammaddeler kullanılarak üretilen ürünlerin yurt içine KDV'li satışı.

 

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve dilekçenizin incelenmesinden, Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun geçici 17 nci maddesi kapsamında yurt içinden temin ettiğiniz hammaddeleri kullanarak imal ettiğiniz ürünlerin, KDV'li fatura düzenlenmek suretiyle dış ticaret sermaye şirketlerine ihraç edilmek üzere satışını gerçekleştirdiğiniz, ihracat işlemlerinin dahilde işleme izin belgesinde öngörülen süre içerisinde tamamlandığı, gümrük beyannamelerinde imalatçı olarak yer aldığınız belirtilerek, firmanız tarafından dahilde işleme izin belgesi kapsamında yurt içinden hammadde temin edilen satıcıların teslimlerinin tecil-terkin kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, değerlendirilmesi halinde dış ticaret sermaye şirketlerine yapmış olduğunuz teslimlerin tecil-terkine konu edilip edilemeyeceği hususlarında Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

 

            3065 sayılı KDV Kanununun;

 

            -11/1-c maddesinde, ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait KDV'nin ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği, mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak, ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı,

 

            -Geçici 17 nci maddesinde, dahilde işleme ve geçici kabul rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin 31/12/2020 tarihine kadar tesliminde KDV Kanununun 11 inci maddesinin 1 numaralı fıkrasının (c) bendi hükümlerine göre, bölgeler, sektörler veya mal grupları itibariyle işlem yaptırmaya Cumhurbaşkanı yetkili kılınmış, bu maddenin uygulanmasında ihracat süresi olarak anılan bentteki süre yerine bu rejimlerle öngörülen sürelerin esas alınacağı, ihracatın şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde zamanında alınmayan verginin, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edileceği

 

            hükme bağlanmıştır.

 

            KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/A-9.1.) ayrımında; "3065 sayılı Kanunun geçici 17 nci maddesi ile dahilde işleme rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin tesliminde bölgeler, sektörler veya mal grupları itibarıyla 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesi hükmüne göre işlem yaptırma konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmiştir.

 

            Söz konusu yetkiye dayanılarak yayımlanan 16/4/2001 tarih ve 2001/2325 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla dahilde işleme izin belgesi kapsamında ihraç edilecek ürünlerin imalinde kullanılacak maddelerin dahilde işleme izin belgesine sahip mükelleflere tesliminde sektörel ayrım yapılmaksızın 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesinde düzenlenen tecil-terkin kapsamında işlem yapılabileceği karara bağlanmıştır.

 

            3065 sayılı Kanunun geçici 17 nci maddesinin uygulanmasında ihracat süresi olarak 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesindeki üç aylık süre yerine dahilde işleme izin belgesinde öngörülen süreler esas alınır.

 

            Dahilde işleme rejimi kapsamında ihracatın şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde zamanında alınmayan vergi, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edilir.

 

            Dahilde işleme izin belgesi (DİİB) sahibi mükelleflerin, 3065 sayılı Kanunun geçici 17 nci maddesi kapsamında temin ettiği malları kullanarak ürettiği malların DİİB sahibi alıcılara 3065 sayılı Kanunun geçici 17 nci maddesi kapsamında teslimi mümkündür. Ancak, bu kapsamda teslim edilen malların diğer DİİB'nin girdisi mahiyetinde olması ve her bir DİİB'nin dahilde işleme mevzuatına uygun olarak kapatılması gerekir." açıklamaları yer almaktadır.

 

            Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, dahilde işleme izin belgesi kapsamında ihraç edilecek ürünlerin imalinde kullanılacak maddelerin DİİB sahibi mükelleflere tesliminde, 3065 sayılı Kanunun 11/1-c maddesinde düzenlenen tecil-terkin kapsamında işlem yapılabilecektir.

 

            Diğer taraftan, DİİB sahibi mükelleflerin belge kapsamında ürettikleri malları, ihraç etmesi ve KDV Kanununun geçici 17 nci maddesi ile 11/1-c maddesi kapsamında tecil-terkin uygulayarak teslimi esas olarak benimsenmiş olduğundan, DİİB sahibinin yurt içinden KDV ödenmeksizin satın aldığı girdileri kullanarak ürettiği ürünlerin, KDV tahsil edilerek satışında zamanında alınmayan verginin (DİİB sahibi) mükelleften aranacağı tabiidir.

 

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C.

DÜZCE VALİLİĞİ

Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

13334133-KDV-03-12278

07.06.2022

Konu

:

Dahilde İşleme İzin Belgesi Sahibi Tarafından İthal Edilen Araçların Tadilatı Yaptırıldıktan Sonra Tekrar İhraç Edilmek Üzere İhracatcıya Tesliminde Kdv Ve Ötv

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda,  dahilde işleme izin belgesi (DİİB) kapsamında KDV ve ÖTV ödemeksizin teminat vererek otobüs-kamyon gibi araçlar ithal ettiğiniz, DİİB'de yan sanayici olarak belirtilen firmalar vasıtasıyla araç üstü ekipman (damper, kasa montajı vb.) imalatı yaptırarak yurt dışına ihraç edilmek üzere aracı ihracatçıya söz konusu araçları teslim ettiğiniz belirtilerek, aracı ihracatçıya yapılan teslimde KDV ve ÖTV hesaplanıp hesaplanmayacağı, bu işlemler nedeniyle ÖTV mükellefiyeti tesis edilip edilmeyeceği ile tecil-terkin uygulaması kapsamında işlem yapılıp yapılmayacağı hususlarında Defterdarlığımız görüşü talep edilmektedir.

 ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) Kanununun;

 - 1/1-b maddesinde, bu Kanuna ekli (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tâbi olanların ilk iktisabının bir defaya mahsus olmak üzere ÖTV'ye tabi olduğu,

 - 2/1-b maddesinde ilk iktisabın, (II) sayılı listedeki mallardan Türkiye'de kayıt ve tescil edilmemiş olanların kullanılmak üzere ithalini, müzayede yoluyla veya kayıt ve tescil edilmiş olsa dahi 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine göre iade edilenler de dahil motorlu araç ticareti yapanlardan iktisabını, motorlu araç ticareti yapanlar tarafından kullanılmaya başlanmasını, aktife alınmasını veya adlarına kayıt ve tescil ettirilmesini ifade ettiği,

- 2/1-d maddesinde, motorlu araç ticareti yapanların, (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tabi olanları imal, inşa veya ithal edenler ile fabrika, ana bayi, bölge bayii, bayi, yetkili satıcı ve acentalar ile Hazine ve Maliye Bakanlığınca bu nitelikte oldukları tespit edilenleri ifade ettiği,

- 7/7 maddesinde, 4458 sayılı Gümrük Kanununun transit, gümrük antrepo, dahilde işleme, gümrük kontrolü altında işleme rejimlerine tâbi tutulanlar ile serbest bölgeler ve geçici depolama yerleri hükümlerinin uygulandığı malların vergiden müstesna olduğu,

- 8/2 maddesinde, ihraç edilmek şartıyla ihracatçılara teslim edilen mallara ait özel tüketim vergisinin, mükelleflerce ihracatçılardan tahsil edilmemesi şartıyla, bu mükelleflerin talebi üzerine vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı, söz konusu malların ihracatçıya teslim tarihini takip eden aybaşından itibaren üç ay içinde ihraç edilmesi halinde tecil edilen verginin terkin olunacağı

hükme bağlanmış olup, söz konusu düzenlemelerin uygulama usul ve esasları Özel Tüketim Vergisi (II) Sayılı Liste Uygulama Genel Tebliğinde belirlenmiştir.

 Anılan Genel Tebliğin (II/C-5.2.) bölümünde,

 - Dahilde işleme rejiminin, ihracatı taahhüt edilen ürünlerin elde edilmesinde kullanılan malların, ithalat vergileri ödenmeksizin ithal edilmesine imkan sağlayan bir rejim olduğu,

 - Kanuna ekli (II) sayılı listede yer alan malların dahilde işleme rejimi kapsamında ithalinin, ÖTV'den istisna olduğu,

 

- Dahilde işleme rejimi kapsamında olsa dahi; imalatta kullanılan malların yurt içinden temin edilmesi ile fiilen ihraç edilmeyen malların imalinde kullanılan malların ithal edilmesi hallerinde bu kapsamda ÖTV istisnası uygulanmayacağı belirtilmiştir.

 Diğer taraftan, dahilde işleme rejimine ilişkin hükümler 4458 sayılı Gümrük Kanununun, "Şartlı Muafiyet Düzenlemeleri ve Ekonomik Etkili Gümrük Rejimleri" başlıklı üçüncü ayrımının 108 ila 122 nci maddelerinde düzenlenmiş olup, bu rejimin uygulama usul ve esaslarına 27/1/2005 tarihli ve 25709 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2005/8391 sayılı Dahilde İşleme Rejimi Kararı ile 20/12/2006 tarihli ve 26382 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Dahilde İşleme Rejimi Tebliğinde (İhracat:2006/12) yer verilmiştir.

 Bahse konu Karar ile Tebliğin 3 üncü maddelerinde;

 - İhracatçı, yan sanayici firmaya ithal eşyasından işlem görmüş ürün ürettiren ve bu ürünün ihracatını kendisi ve/veya aracı ihracatçı vasıtasıyla gerçekleştiren imalatçı olmayan dahilde işleme izin belgesi/dahilde işleme izni sahibi firma,

 -Aracı ihracatçı ise, dahilde işleme izin belgesinde/dahilde işleme izninde taahhüt edilen ihracatı, belge/izin sahibi firmadan tedarik ettiği şekliyle gerçekleştiren belge/izin sahibi olmayan firma

 olarak tanımlanmıştır.

Bu kapsamda, dahilde işleme rejimi kapsamında ithal edilen kayıt ve tescile tabi taşıtların, yurt içinde işleme faaliyetine tabi tutulduktan sonra aracı ihracatçı vasıtasıyla ihraç edilmesi halinde, aracı ihracatçının, motorlu araç ticareti yapanlar kapsamında olmaması veya motorlu araç ticareti yapanlar kapsamında olmakla birlikte ithalatçı ile aralarında noter nezdinde düzenlenmiş sözleşme ile tesis edilmiş bayilik, yetkili satıcılık veya acentalık ilişkisi bulunmaması halinde, taşıtı ithal eden tarafından aracı ihracatçıya yapılan teslim "ilk iktisap" olarak değerlendirileceğinden, söz konusu teslime ilişkin ÖTV hesaplanması ve bu verginin anılan Tebliğin (IV/C/3.1) bölümünde belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde, (2A) numaralı ÖTV Beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.

Öte yandan, ihraç kaydıyla aracı ihracatçıya yapılan teslime ilişkin tarh ve tahakkuk ettirilen ÖTV'nin, anılan Kanunun (8/2) maddesi uyarınca tecil edilmesi ve söz konusu taşıtların aracı ihracatçıya teslim tarihini takip eden aybaşından itibaren üç ay içinde ihraç edilmesi halinde tecil edilen verginin, Tebliğde belirlenen şartlar dahilinde terkin edilmesi mümkündür.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

- 11/1-c maddesinde, ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait KDV'nin ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği, mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak, ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı,

- Geçici 17 nci maddesinde, dahilde işleme ve geçici kabul rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin 31/12/2025 tarihine kadar tesliminde KDV Kanununun 11/1-c maddesi hükümlerine göre, bölgeler, sektörler veya mal grupları itibariyle işlem yaptırmaya Cumhurbaşkanı yetkili kılınmış, bu maddenin uygulanmasında ihracat süresi olarak anılan bentteki süre yerine bu rejimlerle öngörülen sürelerin esas alınacağı, ihracatın şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde zamanında alınmayan verginin, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edileceği

 

hüküm altına alınmıştır.     

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/A-8) ve (II/A-9) bölümlerinde konuya ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.

 Mükelleflerin "imalatçı" vasfını haiz olması kaydıyla, DİİB kapsamında ithal edilen araçların kullanılması suretiyle üretilen yeni araçların, mükellefler tarafından DİİB belgesine sahip olmayan bir alıcıya KDV Kanununun 11/1-c maddesine göre tecil-terkin sistemi kapsamında teslim edilmesi mümkündür.

 

Ancak, yeni aracı ihraç kaydıyla teslim alan firmanın, araç üzerinde herhangi bir değişiklik yapmadan, teslim aldığı haliyle ve teslim tarihini takip eden ay başından itibaren üç ay içinde ihraç etmesi gerekmektedir.

Buna göre, imalatçı vasfına haiz olmayan Firmanız tarafından, DİİB kapsamında ithal edilen araçların kullanılması suretiyle başka firmalara ürettirilen yeni araçların DİİB belgesine sahip olmayan bir alıcıya KDV Kanununun 11/1-c maddesine göre tecil-terkin sistemi kapsamında teslimi mümkün değildir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü)

 

 

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.11-339

30/01/2012

Konu

:

İhracat tarihinin Dahilde İşleme İzin Belgesi tarihinden sonra olması

 

 

             İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Dahilde İşleme İzin Belgenizin süresinin 06.02.2011 tarihinde dolduğu, belge kapsamında en son mal alımının 03.12.2010 tarihinde yapıldığı ancak ihracatın 24.02.2011 tarihinde gerçekleştirildiği ve ihracat tarihinin DİİB süresinden sonra olması nedeniyle tereddütlerin oluştuğu belirtilmekte ve DİİB nin bitim süresinin mal alımı için mi yoksa malın imal edilip ihracatın yapıldığı tarih için mi geçerli olacağı, ihracatın DİİB süresinin bitim tarihinden itibaren 3 aylık ek süre uzatımında yapılıp yapılamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

Katma Değer Vergisi Kanununun 1l/1-a maddesi ile ihracat teslimleri katma değer vergisinden istisna edilmiştir. Kanunun 12 nci maddesinde de bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesinin koşulları; teslimin yurt dışındaki müşteriye yapılması ve teslim konusu malın T.C. gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye vasıl olması şeklinde belirlenmiştir.

            KDV Kanununun 11 nci ve 12 nci maddeleri hükümlerine göre, KDV den istisna edilen ihracat teslimleri bakımından ihracat, ihracata konu malın TC gümrük bölgesinden çıktığı tarihte gerçekleşmiş kabul edilmektedir.

            KDV Kanununun Geçici 17 nci maddesi ile dahilde işleme ve geçici kabul rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin tesliminde, KDV Kanununun 11/1-c maddesi hükümlerine göre, bölgeler, sektörler veya mal grupları itibariyle işlem yaptırmaya Bakanlar Kurulunun yetkili olduğu, bu maddenin uygulanmasında ihracat süresi olarak anılan bentteki süre yerine bu rejimlerle öngörülen sürelerin esas alınacağı, ihracatın şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde zamanında alınmayan verginin, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edileceği hüküm altına alınmış, uygulamanın usul ve esaslarına ilişkin açıklamalar 83 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde yapılmıştır.

            Öte yandan, KDV Kanununun geçici 17 inci maddesine göre DIIB kapsamında yapılan teslimlerin tecil-terkin uygulamasından faydalanabilmesi için ihracatın gerçekleştiği tarihin belirlenmesine ilişkin olarak Dış Ticaret Müsteşarlığından alınan 14.07.2009 tarih ve B.02.l.DTM.0.02.06.04/25412 sayılı yazıda; İhracat 2006/12 sayılı "Dahilde İşleme Rejimi Tebliği" kapsamında yayımlanan 2008/1 Dahilde İşleme Rejimi Genelgesinin "Belge Süresi ve Ek Süre" bölümü ile İhracat 2009/6 sayılı Dahilde İşleme Rejimi Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğle değişik İhracat 2006/12 sayılı "Dahilde İşleme Rejimi Tebliği'nin "Kapatma Müracaatının Değerlendirilmesi" bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde, gümrük beyannamesinin belge süresi içerisinde tescil edilmiş olmasının bu beyannamenin belge kapsamında değerlendirilmesi için yeterli olduğu, ancak belge izin taahhüdünün kapatılmasında, belge süresi içerisinde tescil edilmiş ihracata ilişkin gümrük beyannamesi kapsamındaki ihracatın gerçekleştirildiğinin tespitinin arandığı belirtilmiştir.

Bu açıklamalar uyarınca, KDV Kanununun geçici 17 inci maddesine göre DİİB kapsamında gerçekleştirilen ihracatlarda, firmanız gümrük beyannamesinin belge süresi içerisinde tescil edildiğinin tevsiki kaydıyla, ihracatın kanuni süre içinde gerçekleştiği kabul edilecektir.

Diğer taraftan, firmanızın gümrük beyannamesinin belge süresi içerisinde tescil edilmemiş olması halinde, firmanız tarafından, DİİB kapsamında ihraç edilecek ürünlerin imalinde kullanılmak üzere KDV Kanununun geçici 17 nci maddesi kapsamında gerek yurtiçinden gerekse yurtdışından temin edilen maddeler için Dahilde İşleme Rejiminde öngörülen süreler geçerli olduğundan, bu kapsamda ek süre verilmesi ise mümkün değildir.     

            Ancak, sahip olduğunuz DİİB için ek süreye ihtiyaç duyulması halinde ilgili mevzuatı çerçevesinde Ekonomi Bakanlığına başvurulabileceği tabiidir.      

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

11395140-105[Mük 257-2012/VUK-1- . . .]-1008

09/07/2013

Konu

:

Dahilde İşleme İzin Belgesi kapsamında yapılan ithalatın Ba formunda bildirilmesi.

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, 418 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile ithalatın gümrük giriş beyannamesinin kapanış tarihine göre Ba bildirim formunda beyan edileceğine dair açıklamanın yapıldığı ancak Dahilde İşleme İzin Belgesi kapsamında yapılan ithalatın Ba bildirim formunda ne zaman beyan edileceği konusunda herhangi bir açıklamanın yapılmadığı belirtilerek, konu hakkında Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

            Dış Ticaret Müsteşarlığının İhracat 2002/6 Seri No'lu Dahilde İşleme Rejimi Tebliği'nin 23'üncü maddesinin "Temsilci aracılığı ile ithalat" bölümünde;

            " Dahilde İşleme İzin Belgesi Kapsamındaki eşyanın ithalatı bizzat belge sahibi firma tarafından yapılabileceği gibi Borçlar Kanununun doğrudan yada dolaylı temsil hükümlerine göre tayin edilmiş olmak kaydıyla, temsilci aracılığı ile de yapılabilir. Bu tür ithalatta gümrük idarelerince, belge süresi içerisinde belirtilen miktar ve değeri geçmemek kaydıyla ithalata izin verilir ve belge sahibinin unvanı ile Dahilde İşleme İzin Belgesi sayısı gümrük beyannamelerine kaydedilir." denilmektedir.

            İthalatın temsilci aracılığıyla yapılması durumunda vekalet akdine benzer bir durum söz konusu olup temsilci, ithalatçının vekili gibi ithalat işlemlerini takip etmesine rağmen ithal edilen malın mülkiyeti kendisine geçmemekte, malın mülkiyeti asıl ithalatçıya ait bulunmaktadır.

            Öte yandan KDV Kanunu'nun geçici 17'nci maddesinde dahilde işleme rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin ihraç kaydıyla tesliminde ihracat süresi olarak bu rejimde öngörülen sürelerin esas alınacağı, ihracatın şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde zamanında alınmayan verginin, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.

            KDV Kanunu'nun geçici 17'nci maddesine göre, DİİB kapsamında yapılan teslimlerin tecil-terkin uygulamasından faydalanabilmesi için ihracatın gerçekleştiği tarihin belirlenmesine ilişkin olarak Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından Gelir İdaresi Başkanlığı'na hitaben yazılan 14/07/2009 tarih ve B.02.1.DTM.0.02.06.04/25412 sayılı yazıda; İhracat 2006/12 sayılı "Dahilde İşleme Rejimi Tebliği'" kapsamında yayımlanan 2008/1 Dahilde İşleme Rejimi Genelgesinin "Belge Süresi ve Ek Süre" bölümü ile İhracat 2009/6 sayılı Dahilde İşleme Rejimi Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğle değişik İhracat 2006/12 sayılı "Dahilde İşleme Rejimi Tebliği'nin "Kapatma Müracaatının Değerlendirilmesi" bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde, gümrük beyannamesinin belge/izin süresi içerisinde tescil edilmiş olmasının bu beyannamenin belge/izin kapsamında değerlendirilmesi için yeterli olduğu, ancak belge izin taahhüdünün kapatılmasında, belge/izin süresi içerisinde tescil edilmiş ihracata ilişkin gümrük beyannamesi kapsamındaki ihracatın gerçekleştirildiğinin tespitinin arandığı belirtilmiştir.

            213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 148, 149 ve Mükerrer 257'nci maddelerinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak, 350 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'yle, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını "Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba) " ile; mal ve hizmet satışlarını ise "Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)" ile bildirmeleri yükümlülüğü getirilmiş, 362 ve 381 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri'yle bu yükümlülüğe ilişkin açıklamalar yapılmış, 396 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile söz konusu yükümlülüğün 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerinde yerine getirilmesinde uygulanacak usul ve esaslar ile bildirim hadleri yeniden belirlenmiş, son olarak da 418 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 396 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde bazı değişiklikler yapılmıştır. 

            Bahse konu 418 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 396 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin "3.2.2" numaralı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

            "3.2.2. İthalat işlemlerinin form Ba ile bildirilmesinde gümrük giriş beyannamesinin kapanış tarihi, ihracat işlemlerinin form Bs ile bildirilmesinde ise, fiili ihracatın gerçekleştiği tarih dikkate alınacaktır.

            Ayrıca serbest bölgelerde faaliyette bulunan mükelleflerin yurt içiyle yaptıkları alış-satış işlemlerinin bildirilmesinde; gümrük giriş veya çıkış beyannamesi düzenlenmesi hallerinde bu beyannamelerin kapanma tarihleri ve tutarları, gümrük giriş veya çıkış beyannamesi düzenlenmemesi durumlarında ise serbest bölge işlem formu tarihi ve tutarı dikkate alınacaktır."

            Buna göre, Dahilde İşleme İzin Belgesi kapsamında yapılan ithalatın form Ba ile bildirilmesinde gümrük giriş beyannamesinin kapanış tarihinin dikkate alınması gerekmektedir.

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

SAKARYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.54.15.01-124-2011-28-12

23/02/2012

Konu

:

Dahilde İşleme İzin Belgesine göre yapılan ihracat kapama işlemlerinde irsaliye tarihinin fatura tarihi yerine dikkate alınıp alınmayacağı

 

 

            İlgide kayıtlı yazınız ile, 83 Seri Nolu KDV Genel Tebliği gereği Dahilde İşleme İzin Belgelerinin ihracat kapamalarında, yurtiçi alımları ile ilgili eşdeğer eşya alım sistemi olmadığından, anılan Tebliğe göre yurtiçi alımlarının önce yapılması sonra da ihracatın gerçekleştirilmesi gerektiği, bu durumda da ihracat tarihinin fatura tarihinden sonra olduğu, ancak şirketinizin ihraç edilecek malın bünyesine giren hammaddeyi sevk irsaliyesine göre fatura düzenlemeden önce kullandığınızı ve bu malların fatura şirketinize ulaşmadan ihraç edildiğini, buna göre de fatura tarihinin ihracat tarihinden sonra olduğu ve uygulamada çelişki yaşandığını belirterek, ihracat yapılırken taahhüt kapamalarında fatura tarihi yerine ilgili irsaliye tarihinin dikkate alınıp alınmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü istenilmektedir.

            KDV Kanununun 11/1-c maddesine göre, ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafindan kendilerine teslim edilen mallara ait katma değer vergisi ihracatçılar tarafindan ödenmemekte, mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilen bu vergi, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunmakta ve ihracatçılara teslim edilen malların teslim tarihini takip eden ay başından itibaren üç ay içinde ihraç edilmesi halinde ise tecil edilen bu vergi terkin edilmektedir.

            Aynı Kanunun geçici 17 nci maddesinde ise, dahilde işleme ve geçici kabul rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin tesliminde KDV Kanununun 11 inci maddesinin 1 numaralı fıkrasının (c) bendi hükümlerine göre, bölgeler, sektörler veya mal grupları itibariyle işlem yaptırmaya Bakanlar Kurulunun yetkili olduğu, bu maddenin uygulanmasında ihracat süresi olarak anılan bentteki süre yerine bu rejimlerle öngörülen sürelerin esas alınacağı, ihracatın şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde zamanında alınmayan verginin, vergi ziyai cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.

            Bu yetkiye dayanılarak çıkarılan Bakanlar Kurulu Kararı ile dahilde işleme ve geçici kabul izin belgesi kapsamında ihraç edilecek ürünlerin imalinde kullanılacak maddelerin dahilde işleme veya geçici kabul izin belgesine sahip mükelleflere tesliminde KDV Kanununun 11/1-c maddesinde düzenlenen tecil-terkin sistemine göre işlem yapılması kararlaştırılmış ve uygulamanın usul ve esasları 71, 83 ve 98 Seri No.lu KDV Genel Tebliğlerinde açıklanmıştır. Konu ile ilgili açıklamaların yer aldığı 83 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin "(1.4.) Terkin ve İade İşlemleri" başlıklı bölümünde, tecil-terkin kapsamında satın alınan maddelerle imal edilen malların süresi içinde ihraç edildiğinin Yeminli Mali Müşavirlerce düzenlenecek bir raporla tespit edileceği, satıcının bu teslimle ilgili olarak iade edilecek katma değer vergisi beyan etmişse iadenin, alıcının gönderdiği rapor ile satış faturalarının fotokopisi veya bu faturaların tarihi, sayısı ile fatura muhteviyatı malların cinsi, miktarı ve tutarına ilişkin bilgileri içeren ve satıcı tarafindan onaylanan bir listenin ibrazı üzerine ihracatla ilgili katma değer vergisi iadelerinin tabi olduğu usul ve esaslara göre yerine getirileceği belirtilmiştir.

            Öte yandan, KDV Kanununun geçici 17 nci maddesi kapsamında tecil terkin uygulanarak satın alınan ham, yarı mamul veya mamul mallar kullanılarak imal edilen malların Kanunun 11/1-c maddesi kapsamında ihraç kaydıyla teslimi mümkün bulunmaktadır.

            213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde, faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu, 230 uncu maddesinde, malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde satıcının, teslim edilen malın alıcı tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde alıcının, taşınan veya taşıttırılan mallar için sevk irsaliyesi düzenlemesinin ve taşıtta bulundurmasının zorunlu olduğu, 231 inci maddesinin (5) numaralı bendinde ise, faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır.

            Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, faturanın, malın teslimi veya hizmetin ifasını müteakip yedi gün içinde düzenlenmesi, bununla birlikte, müşteriye teslim edilmek üzere taşınan veya taşıttırılan mallar için Vergi Usul Kanununun 230 uncu maddesine göre de sevk irsaliyesi düzenlenmesi gerekmektedir.

            Bu çerçevede, ihraç kayıtlı olarak teslimi gerçekleştirilen mallar nedeniyle düzenlenen faturaların tarihlerinin ihracatçı firmanın faturasından daha sonraki bir tarihi taşıdığı durumlarda; ihracatçı firmanın faturasından önceki bir tarihte düzenlenmiş sevk irsaliyesi ibraz edilmiş olsa dahi Kanunun 11/1-c maddesi kapsamında işlem yapılabilmesi için imalatçı firmanın faturalarındaki malların ihracatçı firma tarafından düzenlenen faturada yer alan ve gümrük beyannamesi ile ihraç edilen mallar olduğunun YMM Tasdik Raporu veya ihracatçı firmanın Yeminli Mali Müşaviri tarafından düzenlenecek Özel Amaçlı Rapor ile tespit edilmesi gerekmektedir.

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

KAYSERİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.38.15.01-KDV-20-853-36

16/05/2011

Konu

:

Üretim analizi ve randıman hesabı yapılırken dikkate alınacak fire nispetleri

 

 

İlgide belirtilen özelge talep formu ile ... Malmüdürlüğü ... vergi kimlik numarasında kayıtlı kurumlar vergisi mükellefi olduğunuz, dahilde işleme izin belgesi kapsamında almış olduğunuz soğuk hadde sacı, panel radyatör haline getirerek ihraç kayıtlı teslimde bulunduğunuz ve tecil terkin işlemi için ihracatçı tarafından düzenlettirilecek YMM Raporunda sanayi odası tarafından tanzim edilen fire nispetlerinin dikkate alınıp alınmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.

Bilindiği üzere, 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun geçici  17 nci maddesinde "Dahilde işleme ve geçici kabul rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin 31.12.2010 tarihine kadar tesliminde Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 11 inci maddesinin 1 numaralı fıkrasının (c) bendi hükümlerine göre, bölgeler, sektörler veya mal grupları  itibariyle işlem yaptırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bu maddenin uygulanmasında ihracat süresi olarak anılan bentteki süre yerine bu rejimlerle öngörülen süreler esas alınır. İhracatın şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde zamanında alınmayan vergi, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edilir." hükmüne yer verilmiştir.

Konuyla ilgili olarak yayımlanan 98 Seri No.lu KDV Genel Tebliği'nin "2. Dahilde İşleme veya Geçici Kabul İzin Belgesi Kapsamındaki Teslimlerde Tecil-Terkin Uygulaması" başlıklı bölümünde "KDV Kanunu'nun geçici 17 nci maddesinde, dahilde işleme ve geçici kabul rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin tesliminde aynı Kanunun 11/1-c maddesine göre işlem yaptırmaya Bakanlar Kurulu yetkili kılınmış; Bakanlar Kurulunca 98/11766 sayılı Kararnameyle tekstil ve konfeksiyon sektörü, 2000/1162 sayılı Kararnameyle demir-çelik, otomotiv ve otomotiv yan sanayi sektörleri, 2001/2325 sayılı Kararnameyle de 98/11766 ve 2000/1162 sayılı Kararnameler yürürlükten kaldırılarak sektör farkı gözetilmeksizin bütün sektörler uygulama kapsamına alınmıştır.

Madde hükmünün uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar 83 Seri No.lu KDV Genel    Tebliğinde düzenlenmiştir. Tebliğde, KDV Kanunu'nun geçici 17 nci maddesi kapsamındaki ihraç kaydıyla teslimlerden doğan terkin ve iade işlemlerinin yapılabilmesi için, ihracatın gerçekleşmesinden sonra ihracatçı tarafından düzenlettirilecek bir Yeminli Mali Müşavir (YMM) tasdik raporunun ibrazı zorunluluğu getirilmektedir. Tebliğe göre bu raporda; dahilde işleme veya geçici kabul izin belgesi ile gümrük beyannamesinin tarih ve sayısı, belgelerin geçerlik süresi, fiili ihracat tarihi, ihraç edilen malların cins, miktar ve  tutarı, ihracatın belgede belirtilen süre içinde yapılıp yapılmadığı ve ihraç edilen malların üretiminde kullanılan maddelerin satıcılar itibariyle ayrı ayrı olmak üzere cins, miktar ve tutarına ilişkin bilgilerin üretim analizi ve randıman hesabı da yapılmak suretiyle belirtilmesi gerekmektedir." şeklinde açıklamalara yer verilmiştir.

Bu hükümlere göre, Yeminli Mali Müşavir tasdik raporunun tanziminde, ihraç edilenmalların üretiminde kullanılan maddelerin satıcılar itibariyle  cins, miktar ve tutarına ilişkin bilgilerin üretim analizi ve randıman hesabı yapılırken ayrı ayrı olarak, firmaların faaliyet türleri itibariyle ilgili odalarınca tespit edilen fire nispetleri dikkate alınarak hesaplama yapılması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.


  1. T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

 

Sayı:64597866-KDV-29 107-14/07/2014

Konu : DİR. kararına istinaden DİİB lerinin revize

            işlemlerinin yapılmasına müteakip müeyyide

           uygulanmaksızın ödenecek gümrük vergisi ve

           katma değer vergisinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı

İlgi : .../.../...  tarihli özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunun incelenmesinden, 13.11.2010 tarihli 27758 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2010/1025 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 17.01.2005 tarihli ve 2005/8391 sayılı Kararnamenin eki Dahilde İşleme Rejimi Kararına eklenen geçici 16 ncı madde uyarınca, şirketiniz tarafından Dahilde İşleme İzin Belgesi kapsamında ithal edilen eşyadan elde edildiği ihracat taahhüt hesabının kapatılmasını müteakip anlaşılan ikincil işlem görmüş ürünlerle ilgili, revize işlemi yapılmak suretiyle gerçekleşme oranları üzerinden hesaplanıp ödenecek gümrük vergileri ve katma değer vergisinin indirim konusu yapılıp yapılmayacağı hakkında Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

A) KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Safi kurum kazancı" başlıklı 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, aynı fıkranın (6) numaralı bendinde ise işletme ile ilgili olmak şartıyla bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergi, resim ve harçların safi kazancın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılabileceği hükme bağlanmış olup Kurumlar Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde de bu Kanuna göre hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları, vergi cezaları, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizlerinin kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilemeyeceği belirtilmiştir.

Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 274 üncü maddesi ile emtianın maliyet bedeli ile değerleneceği, 262 nci maddesinde ise maliyet bedelinin, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin arttırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade ettiği hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, şirketinizce Dahilde İşleme İzin Belgesi kapsamında ithal edilen ürünlerden elde edildiği ihracat taahhüt hesabının kapatılmasını müteakip anlaşılan ikincil işlem görmüş ürünler nedeniyle, 2010/1025 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 2005/8391 sayılı Karara eklenen geçici 16 ncı madde kapsamında, revize işlemi yapılmak suretiyle gerçekleşme oranları üzerinden ve sonradan hesaplanarak ödenen gümrük vergisi malın maliyetine intikal ettirilebilecektir. Ancak söz konusu ürünlerin stoklara alınıp satışa konu edildiği tarihten sonra gümrük vergisinin ödenmiş olması halinde ise malın maliyetine intikal ettirilmeksizin ödendiği dönemde gider yazılması mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, gümrük vergisinin geç ödenmesiyle ilgili olarak gecikme faizi veya ceza ödenmesi durumunda, ödenen gecikme faizi ve cezaların gider yazılamayacağı tabiidir.

B) KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

Katma Değer Vergisi Kanununun:

- 29 uncu maddesinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden bu kanunda aksine hüküm olmadıkça kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini ve ithal olunan mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen katma değer vergisini vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde indirilebileceği,

- 34/1 inci maddesinde de yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait KDV yi alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanunî defterlere kaydedilmesi şartıyla indirilebileceği,

- Geçici 17 nci maddesinde, dahilde işleme ve geçici kabul rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin tesliminde KDV Kanununun 11/1-c maddesi hükümlerine göre, bölgeler, sektörler veya mal grupları itibariyle işlem yaptırmaya Bakanlar Kurulunun yetkili olduğu, bu maddenin uygulanmasında ihracat süresi olarak anılan bentteki süre yerine bu rejimlerle öngörülen sürelerin esas alınacağı, ihracatın şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde zamanında alınmayan verginin, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edileceği

hükme bağlanmıştır.

Bu yetkiye dayanılarak yayımlanan 16/4/2001 tarihli ve 2001/2325 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile dahilde işleme ve geçici kabul izin belgesi kapsamında ihraç edilecek ürünlerin imalinde kullanılacak maddelerin dahilde işleme veya geçici kabul izin belgesine sahip mükelleflere tesliminde KDV Kanununun 11/1-c maddesinde düzenlenen tecil-terkin sistemine göre işlem yapılması kararlaştırılmıştır.

Konuya ilişkin açıklamaların yer aldığı 83 Seri No.lu KDV Genel Tebliğine göre bu şekilde alınan malların dahilde işleme izin belgesinde öngörülen sürede ihraç edilmemesi halinde zamanında alınamayan vergi tecil tarihinden itibaren vergi ziyaı cezası da uygulanmak suretiyle gecikme faizi ile birlikte alıcıdan aranacaktır.

Bu itibarla, dahilde işleme izin belgesi kapsamında ihraç kaydıyla alınan hammaddelerden üretilen ürünlerin süresi içerisinde ihraç edilememesi halinde, söz konusu alımlar yurtiçi teslim niteliğine dönüşmekte olup, yüklenilen vergiler söz konusu teslimlerin yurtiçi teslime dönüştüğü vergilendirme döneminde indirim hesaplarına alınmak suretiyle indirim konusu yapılabilecektir. Ancak indirim hakkının, ihraç kayıtlı teslimin yurtiçi teslime dönüştüğü vergilendirme dönemini içerisine alan takvim yılı aşılmamak kaydıyla kullanılabileceği tabiidir.

Öte yandan, KDV Kanununun 10/ı maddesine göre ithalat işlemlerinde vergiyi doğuran olay, Gümrük Kanununa göre gümrük vergisi ödeme mükellefiyetinin başlaması, gümrük vergisine tabi olmayan işlemlerde ise gümrük beyannamesinin tescili ile meydana geldiğinden dahilde işleme izin belgesi kapsamında ithal edilen ürünlerle ilgili ikincil işlem görmüş ürünler için sonradan gümrük idaresine yapılan ödemelerde indirim hakkı Gümrük Kanununa göre gümrük vergisi ödeme mükellefiyetinin başladığı, gümrük vergisine tabi olmayan ithalat işlemlerinde ise gümrük beyannamesinin tescil edildiği takvim yılı aşılmamak kaydıyla kullanılabilecektir.

Diğer taraftan, konu hakkında Gümrük ve Ticaret Bakanlığından alınan 19/12/2012 tarihli ve 25550 sayılı yazıda, dahilde işleme rejimi kapsamında üretilen mallardan elde edilen ikincil işlem görmüş ürünlerin serbest dolaşıma girişinde ithalat vergilerinin, Gümrük Kanununun 115/1 inci maddesine göre, malların serbest dolaşıma girişine ilişkin beyannamenin tescil tarihindeki vergi oranı ve diğer vergilendirme unsurları esas alınarak hesaplanacağı belirtilmiştir.

Buna göre, dahilde işleme rejimi kapsamında üretilen mallardan elde edilen ikincil işlem görmüş ürünlerin serbest dolaşıma girişinde ödenen KDV nin, malların serbest dolaşıma girişine ilişkin beyannamenin tescil tarihinin ait olduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır[1].

Takvim yılının aşılması halinde ise, Gümrük İdaresine ödenen KDV nin indirim konusu yapılması mümkün olmayıp, bu tutarlar gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde maliyet veya gider olarak dikkate alınabilecektir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

GAZİANTEP VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Vergi ve Anlaşmalar Uygulama Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

16700543-130[17-515-20]-67043

27.11.2020

 

Konu

:

Eşdeğer Eşya Kapsamındaki Girdi

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Şirketinizin Dahilde İşleme İzin Belgesi (DİİB) sahibi olduğu, bu kapsamda DİİB belgesinde belirtilen emtiaları üretmek için yurtiçinden ve yurtdışından DİİB kapsamında girdi temini yapıldığı, üretim için gerekli olan şeker, glikoz ve yağ vs. girdilerin alınıp imalatının tamamlanarak ihraç kayıtlı olarak teslimde bulunulduğu, DİİB kapsamında da olsa katma değer vergisi (KDV) ödeyerek alınan girdilerden dolayı yüklenim konusu yapılan KDV'nin de iadesinin yapılması gerektiği, KDV Genel Uygulama Tebliğinde eşdeğer eşya kullanılarak üretilen ürünlerin belge sahibi tarafından doğrudan ihracı ile ilgili düzenlemelerin yer aldığı, bu şekilde üretilen ürünlerin ihraç kayıtlı olarak teslime konu edilmesine ilişkin herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği, yalnızca DİİB kapsamında KDV ödenmeden girdi temininden sonra bunlarla üretilen ürünlerin ihraç kaydıyla teslimi şeklindeki işlemlerle ilgili düzenlemeye yer verildiği belirtilerek, DİİB belgesinde belirtilen emtiaları üretmek için girdi temininin eşdeğer eşya uygulaması kapsamında yurt içinden KDV ödenerek yapılması durumunda, girdi temininde ödenen KDV'nin bu ihracata ilişkin iade hesabına dahil edilip edilemeyeceği hususunda bilgi verilmesi talep edilmektedir.

 3065 sayılı KDV Kanununun;

-11/1-a maddesinde, ihracat teslimlerinin ve bu teslimlere ilişkin hizmetlerin, KDV'den istisna olduğu,

-32 nci maddesinde, bu Kanunun 11, 13, 14, 15 inci maddeleri ile 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (s) bendi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak KDV'den indirileceği, vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen KDV'nin, Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı,

-Geçici 17 nci maddesinde, dahilde işleme ve geçici kabul rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin 31/12/2020 tarihine kadar tesliminde KDV Kanununun 11 inci maddesinin 1 numaralı fıkrasının (c) bendi hükümlerine göre, bölgeler, sektörler veya mal grupları itibariyle işlem yaptırmaya Cumhurbaşkanının yetkili olduğu, bu maddenin uygulanmasında ihracat süresi olarak anılan bentteki süre yerine bu rejimlerle öngörülen sürelerin esas alınacağı, ihracatın şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde zamanında alınmayan verginin, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edileceği,

hüküm altına alınmıştır.

KDV Genel Uygulama Tebliğinin;

- "Kapsam" başlıklı (II/A-9.1) bölümünde;

"Öte yandan, 3065 sayılı Kanunun geçici 17 nci maddesi kapsamında teslimde bulunan DİİB sahibi mükellefin iadesini talep edeceği KDV tutarı, ihraç kaydıyla teslim bedeli ile bu malların üretimi için yurtiçi ve yurtdışından KDV ödemeksizin temin ettiği malların bedeli arasındaki farka genel vergi oranı uygulanmak suretiyle bulunacak tutarı aşamaz. Ayrıca bu kapsamda yapılan işlemlerde, imal edilen mallar ihraç edilmeden herhangi bir iade işlemi yapılamaz."

-"Uygulama Kapsamında Teslim Edilebilecek Mallar" başlıklı (II/A-9.4.) bölümünde;

"Dahilde işleme rejimi kapsamında alınan maddelerin, işlendikten sonra elde edilen mamul mal içerisinde ihraç edilmesi esastır. Önceden satın alınan maddeler kullanılmak suretiyle vücuda getirilen ve söz konusu rejim kapsamında ihraç edilen malların bünyesine giren maddelerin (eşdeğer eşya) belge kapsamında olsa dahi sonradan belge sahiplerine tesliminde veya ithalinde KDV tahsil edilmeksizin işlem yapılması mümkündür. Ancak bu uygulama kapsamında DİİB sahibi mükellefin veya ihracatçının iade talebi DİİB kapatılmadan yerine getirilmez."

-"DİİB Sahibi Mükellefin İhraç Kaydıyla Tesliminde İade Edilecek KDV" başlıklı (IV/A-1.5) bölümünde ise;

"DİİB kapsamında KDV ödemeksizin yurtiçi ve yurtdışından satın aldığı girdileri kullanarak ürettiği malı 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında ihraç kayıtlı olarak teslim eden bir mükellefin iade alacağı KDV tutarı, ihraç kayıtlı teslim bedeli ile DİİB kapsamında aldığı girdilerin bedeli arasındaki farka genel vergi oranı uygulanmak suretiyle bulunacak tutarı aşamaz. Dış ticaret sermaye şirketleri ile sektörel dış ticaret şirketlerine yapılan ihraç kaydıyla teslimlerde bu sınır uygulanmaz.

Eşdeğer eşya uygulaması nedeniyle KDV ödeyerek satın aldığı girdileri kullanarak vücuda getirdiği ürünü ihraç eden ve bunun karşılığında da DİİB kapsamında KDV ödemeyerek söz konusu girdi veya eşdeğer eşyasını temin etme hakkı kazanan mükellefin KDV ödeyerek satın aldığı girdilere ilişkin KDV'yi başlangıçta iade olarak talep etmesi mümkün değildir. İade edilecek KDV'nin hesabı, eşdeğer eşya uygulaması nedeniyle DİİB kapsamında KDV ödemeksizin girdi temininden sonra yapılır. Bu durumda iade edilecek KDV tutarı, ihracat bedeli ile DİİB kapsamında KDV ödemeksizin yurt içi ve yurt dışından temin edilen girdilerin bedeli arasındaki farka genel vergi oranı uygulanmak suretiyle bulunacak tutarı aşamaz."

açıklamalarına yer verilmiştir.

Buna göre, yurt içinden KDV ödenerek temin edilen girdilere ilişkin yüklenilen KDV'nin, yurt içi ve/veya yurt dışından eşdeğer eşya uygulaması kapsamında KDV ödenmeksizin temin edilmek suretiyle telafi edilmesi halinde, yapılan ihracat dolayısıyla yüklenilen KDV'nin eşdeğer eşyaya isabet eden kısmının iade edilebilecek KDV hesabına dahil edilmesinin mümkün olmadığı, aksi takdirde aynı işlem nedeniyle yüklenilen KDV'nin hem eşdeğer eşya kapsamında KDV ödenmemek suretiyle hem de iadeye konu edilmek suretiyle mükerrer alınmış olacağı tabiidir.

Bu itibarla, KDV ödenerek satın alınan girdi kullanılması ile imal edilen ürünün ihracı halinde söz konusu iade talebi, DİİB'in kapatılma tarihi itibarıyla sonuçlandırılabilecektir. KDV ödenerek satın alınan girdi kullanımıyla imal edilen ürün ihraç edilmekle birlikte, daha sonra DİİB kapsamında KDV ödemeksizin girdi temin edilmesi halinde, ihracat teslimlerine ilişkin yüklenilen KDV hesabına söz konusu girdilere ilişkin KDV tutarlarının dahil edilmesi mümkün değildir. Eşdeğer eşya uygulaması kapsamında KDV ödemeksizin girdi temin edilmesi hakkının kullanılmaması halinde ise DİİB'in kapatılma tarihinden sonra söz konusu girdilere ilişkin KDV tutarlarının iade hesabına dahil edilmesi mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, bu kapsamda alınabilecek azami iade tutarı, ihracat bedeli ile DİİB kapsamında KDV ödemeksizin yurt içi ve yurt dışından temin edilen girdilerin bedeli arasındaki farka genel vergi oranı uygulanmak suretiyle bulunacak tutarı aşamayacaktır.

Öte yandan, DİİB sahibi mükelleflerin belge kapsamında ürettikleri malları Kanunun geçici 17 nci maddesi ile 11/1-c maddesi kapsamında tecil- terkin uygulayarak tesliminde iade alınacak KDV tutarı, ihraç kayıtlı teslim bedeli ile DİİB kapsamında KDV ödenmeksizin temin edilen girdilerin bedeli arasındaki farka genel vergi oranı uygulanmak suretiyle bulunacak tutarı aşamayacaktır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

Sayı : 21152195-35-02-76-18/02/2013

Konu: DİİB Kapsamında İkincil İşlem Görmüş Ürün İçin Ödenen KDV'nin İndirimi

            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Şirketinizce, 13/11/2010 tarih ve 2010/1025 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Dahilde İşleme Rejimi Kararına eklenen geçici 16 ncı madde kapsamında, ikincil işlem görmüş ürün elde edilmesi nedeniyle geriye dönük olarak Dahilde İşleme İzin Belgelerinin yeniden açtırılarak bu izin belgelerine istinaden, ikincil işlem görmüş ürünler üzerinden ödenecek katma değer vergisinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı ile ödenecek gümrük vergilerinin gider yazılıp yazılamayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

            KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, aynı fıkranın (6) numaralı bendinde ise işletme ile ilgili olmak şartıyla; bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergi, resim ve harçların, safi kazancın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılabileceği hükme bağlanmış olup Kurumlar Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde ise bu Kanuna göre hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları, vergi cezaları, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizlerinin kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilemeyeceği hükmüne yer verilmiştir.

            Buna göre, kapanmış dahilde işleme izin belgelerinin yeniden açtırılmak suretiyle bu izin belgelerine istinaden ödenen gümrük vergilerinin ödendiği dönemde Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendi gereğince ticari kazancın tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak kabul edilmesi mümkün bulunmaktadır. Gümrük vergisinin geç ödenmesiyle ilgili olarak gecikme faizi veya ceza ödenmesi durumunda ise ödenen bu gecikme faizi ve cezaların gider yazılamayacağı tabiidir.

            KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

            3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

            -29 uncu maddesinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden bu kanunda aksine hüküm olmadıkça kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini ve ithal olunan mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen katma değer vergisini vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde indirilebileceği,

            -34/1 inci maddesinde de yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait KDV yi alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanunî defterlere kaydedilmesi şartıyla indirilebileceği

hüküm altına alınmıştır.

            Buna göre, Şirketinizce, 13/11/2010 tarih ve 2010/1025 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 17/01/2005 tarih ve 2005/8391 sayılı Kararname eki Dahilde İşleme Rejimi Kararına eklenen geçici 16 ncı madde kapsamında, DİİB kapsamında ithal edilen ürünlerle ilgili ikincil işlem görmüş ürünler için ödenecek KDV nin, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılı aşılmamak kaydıyla indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.30-2094

23/11/2011

Konu

:

ihraç edilmek şartıyla alınan malların yangın sebebiyle zayi olması halinde yapılacak işlem

 

 

              İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun geçici 17 inci maddesi hükmünce, dahilde işleme izin belgesi (DİİB) kapsamında ihraç kaydıyla almış olduğunuz deodorant tüplerinin yangın sonucu ihracatının gerçekleştirilmediği belirtilerek KDV açısından yapılacak işlem sorulmaktadır.

            KDV Kanununun 11/1-c maddesine göre, ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait KDV ihracatçılar tarafından ödenmez, mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilen bu vergi, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunmakta ve ihracatçılara teslim edilen malların teslim tarihini takip eden ay başından itibaren üç ay içinde ihraç edilmesi halinde ise tecil edilen vergi terkin edilmektedir.

           Söz konusu malların teslim tarihini takip eden aybaşından itibaren 3 ay içerisinde ihraç edilmesi halinde ise tecil edilen vergi terkin olunur.

            İhracatın yukarıdaki şartlara uygun olarak gerçekleşmemesi halinde, tecil olunan vergi, tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Kanunun 51. maddesine göre belirlenen gecikme zammı ile birlikte tahsil olunur. Ancak ihraç edilmek şartıyla teslim edilen malların Vergi Usul Kanununda belirtilen mücbir sebepler nedeniyle ihraç edilmemesi halinde, tecil edilen verginin tecil edildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Kanunun 48. maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte tahsil edilir.

               Aynı Kanunun Geçici 17. maddesinde ise; "Dahilde işleme ve geçici kabul rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin 31.12.2015 tarihine kadar tesliminde KDV Kanununun 11. maddesinin 1 numaralı fıkrasının (c) bendi hükümlerine göre, bölgeler, sektörler veya mal grupları itibariyle işlem yaptırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bu maddenin uygulanmasında ihracat süresi olarak anılan bentteki süre yerine bu rejimlerle öngörülen süreler esas alınır, ihracatın şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde zamanında alınmayan vergi, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edilir." hükmü yer almaktadır.

            30/c maddesinde ise, deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığı'nın yangın sebebiyle mücbirsebep ilan ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait KDV'nin vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV'nin indirim konusu yapılamayacağı hükme bağlanmıştır.

             Buna göre, firmanızca DİİB kapsamında ihraç edilmek kaydıyla alınan malların ihracat gerçekleşmeden çıkan yangın sonucu kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle ihracat usulüne uygun olarak gerçekleşmediğinden zamanında alınmayan verginin,  vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte firmanızca  ödenmesi gerekmektedir.

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

         [i]

 

[1] KDV indirimi konusunda daha sonradan Kanun Ve Tebliğ düzeyinde değişiklikler yapıldığını hatırlatmak isteriz.

 

[i] 1]  Yasal Uyarı Ve Bilgilendirme Metni:

Mesleki çalışmalarımızda yer alan bilgiler belli bir konunun veya yasal düzenlemenin veyahut yargı kararlarının çok geniş ve kapsamlı bir şekilde ele alınmasından ziyade genel olarak mükelleflere ve uygulayıcılara bilgi vermek, gündemi talip etmeye yardımcı olmak ve yorum yapmalarına yardım amacını taşımaktadır.

Makaleleri yazıldığı dönem ve yasal düzenlemelerin dikkate alınarak değerlendirme yapılmasının önemli olduğunu hatırlatmak isteriz. Makalelerin telif ve diğer yasal hakları doğrudan şirkete ve yazarına ait olup, atıf yapmadan veya izinsiz kullananlar hakkında her türlü yasal işlemin yapılacağını ifade ederiz.

Çalışmalarımız profesyonel hizmetlerimizi temsil etmeyebileceği gibi, her durum ve koşulda profesyonel yaklaşımlarımızı da ifade ettiği iddia edilemez. Yaptığınız fiili/pratik çalışmalarda bu değerlendirmeler dikkate alınırken, olayların koşullarının da incelenmesi, irdelenmesi, sonuçlarının iyi analizi son derece önemlidir. Bu tür çalışmalarda mutlak suretle bir profesyonelden bilgi alınması veya danışmanlık alınmasında fayda bulunduğu düşünülmektedir. Şirketimiz tarafından iş ortalarımızın personellerimizin yetişmesi ve gelişmesinden duyduğumuz sorumluluğu yerine getirme gayreti içinde olacağımıza dair sözümüzü tutma gayreti içinde olduğumuzu iletmek isteriz.

“ADEN Yeminli Mali Müşavirlik Ve Period Bağımsız Denetim AŞ", söz konusu çalışmaların ve içeriğindeki bilgilerin özel durum veya koşullara bağlı olarak hata içermediğine dair herhangi bir güvence vermemektedir. Mesleki çalışmaları ve içeriğindeki bilgileri kullanımınız sonucunda ortaya çıkabilecek her türlü risk tarafınıza aittir ve bu kullanımdan kaynaklanan her türlü zarara dair risk ve sorumluluk tamamen tarafınızca üstlenildiğinin bilinmesi gerekmektedir.

Makalenin Tüm Hakları Şirketimize ve Yazarına Aittir. İzinsiz çoğaltılamaz, dağıtılamaz, kopyalanamaz, amacı dışında ve atıf yapmadan kullanılamaz. Aksi takdirde derhal yasal işlem yapılacaktır. Soru, görüş, öneri ve değerlendirmelerinizi aşağıdaki iletişim adreslerine iletmenizi rica ederiz:

 Adres: İstanbul Merkez Ofis 1 (YMM Hizmetleri): Şenlikköy Mahallesi Yaşar Kemal Sokak No:3 Daire: 5 Florya Bakırköy-İstanbul

Tel      :(0212)592 00 92

Faks    :(0212) 592 00 92

Mail            :info@adenymm.com.tr 

                 :cakmakciali@adenymm.com.tr,

WeCreativez WhatsApp Support
ADEN YMM