5941 SAYILI ÇEK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK ÖNGÖREN   KANUNİ DÜZENLEME

Ali ÇAKMAKCI

E. Hesap Uzmanı

(Bu Çalışma Lebip Yalkım Dergisinin 2012/Nisan Sayısında Yayımlanmış Olup, Kaynak Gösterilmeden Yayımlanamaz)

I-GİRİŞ:

Hukukumuzda bir tür ödeme aracı olarak kabul edilen çek, kredi aracı olan poliçe ve bonodan bu yapısı nedeniyle ayrılmaktadır. Ödeme aracı olarak kullanılan çekin karşılıksız çıkması ticari hayatı olumsuz etkilemekte ve bu durum itibari değeri yüksek bir tür kıymetli evrak olan çekin hukuki niteliğine zararlar vermektedir. İktisadi hayatın getirdiği koşullar çerçevesinde 5941 sayılı Çek Kanununun 5. maddesinde karşılıksız çek keşide etme konusu için adli para cezası öngörülmesine karşın, bu ödemenin yapılmaması halinde suçun yaptırımı için hapis cezası uygulanıyordu. Mezkur Kanunda çekin, üzerindeki düzenleme tarihi itibarıyla kanuni ibraz süresi içinde ibrazında karşılığının ilgili banka hesabında bulundurulmaması eyleminin suç olarak tanımlanmasıyla, bir ödeme aracı olan çeke güvenin korunması amaçlanmıştı. Çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde bankaya ibrazında çekle ilgili olarak karşılıksız işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişinin ise bu suçun faili olacağı belirtilmiştir. Buna göre, bu suç, ancak çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına neden olan kişi tarafından işlenebilir. Karşılıksız işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi çek karşılığını ilgili bankada tam olarak bulundurmakla yükümlü olan hesap sahibidir. Burada bahsi geçen hesap sahibi, gerçek veya tüzel kişi olabilmektedir. Hesap sahibinin tüzel kişi olması halinde suçun faili, tüzel kişinin mali yönetimi ile görevlendirilen yönetim organı üyesi gerçek kişi veya böyle bir görevlendirme yapılmamış ise yönetim organını oluşturan gerçek kişi veya kişiler olarak ifade edilebilmektedir. Bu suç dolayısıyla hapis cezası yaptırımıyla karşılaşan tacir ticari açıdan büyük bir itibar kaybına uğramakta ve borçlarını ödeme imkânından önemli ölçüde uzaklaşmaktadır.

Fakat, karşılıksız çıkan çeke hapis cezası uygulaması ceza hukukunun temel prensiplerinden ekonomik suça ekonomik ceza ilkesine aykırı düşmekte, suç ve ceza arasındaki orantı bozulmakta ve bu durum çeşitli eleştirilere konu olmaktadır. Suç ve ceza arasındaki dengesizlik ise sorun hakkında daha hassasçözümleri olan yeni arayışları da zaman içerisinde gündeme getirmiştir. 5941 sayılı Kanunun bu aksak yönlerini ortadan kaldırmak, çekle ilgili yasaklılık kayıtlarının Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nda tutulması, baskı tarihinden itibaren beş yıl içinde ibraz edilmemesi halinde muhatap bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin yükümlülüğün sona ermesi, çek defterinin her bir yaprağına çekin basıldığı tarihin eklenmesi, karşılıksız çek fiilinin idari yaptırıma bağlanması, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararına karşı kanun yolu olarak Kabahatler Kanunu hükümlerinin uygulanması, hamiline çek defteri yaprağını kullanmadan hamiline çek düzenleyen kişiye idari para cezası verilmesi, bankaların kanunun yürürlüğe girmesinin ardından bir ay içinde yeni çek defterlerini bastırmaları, karşılıksız kalan çek bedelinin faizi ile birlikte ödenmesi durumunda yasağın kaldırılması, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına ilişkin kayıt üzerinden on yıl geçmesi halinde TC Merkez Bankası tarafından resen silinmesi amacıyla 6273 sayılı Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ihdas edilmiştir.

II-ÇEK KONUSUNDAYAPILAN YASAL DEĞİŞİKLİKLER:

03.02.2012 tarih ve mükerrer 28193 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe giren 6273 sayılı “Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” başlıklı yeni düzenlemede 14/12/2009 tarihli ve 5941 sayılı Çek Kanununun 2. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “adlî sicil” ibaresi “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası” şeklinde değiştirilmiş olup, mezkur yasaylahakkında işlem yapılan kişiye uygulanan adli nitelikteki yaptırım, idari nitelikte bir yaptırıma dönüştürüldüğünden, daha önce Adli Sicilde tutulan yasaklılık durumuna ilişkin kayıtların bundan böyleTC Merkez Bankası’nda tutulması sağlanmıştır[1]. 5941 sayılı Kanunda çek defterinin her bir yaprağına çek hesabının numarası, çek hesabının bulunduğu banka şubesinin adı,çek hesabı sahibi gerçek kişinin adı ve soyadı, tüzel kişinin adı ve çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişinin vergi kimlik numarasının yazılması zorunlu iken, yeni düzenleme ile birlikte artık çek defterinin her bir yaprağına, çekin basıldığı tarihinde yazılması zorunlu hale getirilmiştir.

MezkurKanunla, bankaların karşılıksız çek keşide edilmesindeki sorumluluğu da bu kapsamda artırılmıştır.Buna göre, banka ibraz eden düzenleyici dışındaki hamile, süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için karşılığının hiç bulunmaması halinde, çek bedeli bin TL veya üzerinde ise bin TL, çek bedeli bin TL'nin altında ise çek bedelini ödeyecek; karşılığının kısmen bulunması halinde de çek bedeli bin TL veya altında ise kısmi karşılığı bin TL'ye tamamlayacak, çek bedeli bin TL'nin üzerinde ise kısmi karşılığa ilave olarak bin TL'yi ödeyecektir[2]. Sonuç olarak, eski haline göre 600-TL olan sorumluluk yeni düzenlemede 1.000-TL’ye çıkartılmıştır. Buna karşın, muhatap bankanın sorumluluğuna da bir sınır getirilmiştir. Dolayısıyla, çekin üzerinde yazılı baskı tarihinden itibaren 5 yıl içinde ibraz edilmemesi halinde, muhatap bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu sona erecektir.Üzerinde basıldığı tarih yer almayan çeklerin, 30 Haziran 2018 tarihine kadar bankaya ibraz edilmemesi halinde muhatap bankanın, bu Kanuna göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu da sona erecek.Çekin, yazılı düzenleme tarihinden önce ödenmek için muhatap bankaya ibrazı 31 Aralık 2017'den önce geçersiz olacaktır.

Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla, 29/06/1956 tarih ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 726. maddesinin bir ve ikinci fıkralarında yer alan ''6 ay'' ibareleri ''3 yıl'' şeklinde değiştirilmiştir. Buna göre, hamilin, cirantalarla,çeki düzenleyene ve diğer çek borçlularına karşı sahip olduğu başvurma hakları, ibraz süresinin bitiminden itibaren 3 yıl geçince zamanaşımına uğrayacaktır.Çek borçlularından birinin diğerine karşı sahip olduğu başvurma hakları, bu çek borçlusunun çeki ödediği veya çekin dava yolu ile kendisine karşı ileri sürüldüğü tarihten itibaren 3 yıl geçmekle zaman aşımına uğrayacaktır.

6273 sayılı Kanunla, 5941 sayılı Kanunun 5. maddesinin başlığı “çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı” şeklinde, üçüncü fıkrasında yer alan “hukukî ve cezaî sorumluluk” ibaresi “hukukî sorumluluk ile idarî yaptırım sorumluluğu” şeklinde, birinci ve onuncu fıkraları ise aşağıdaki şekilde değiştirilmiş olup; ikinci, dördüncü, dokuzuncu ve onbirinci fıkraları yürürlükten kaldırılmıştır[3]:

“(1) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılması hâlinde, altı ay içinde hamilin talepte bulunması üzerine, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi hakkında, çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da çek hesabı sahibinin yahut talepte bulunanın yerleşim yeri Cumhuriyet savcısı tarafından, her bir çekle ilgili olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilir. Bu fıkra hükmüne göre çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı, karşılıksızdır işlemine tabi tutulan çekin düzenlenmesi suretiyle dolandırıcılık, belgede sahtecilik veya başka bir suçun işlenmesi hâlinde de verilir.

(10) Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararına karşı yapılacak başvuru ve itirazlar hakkında, 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun kanun yoluna ilişkin hükümleri uygulanır. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararına karşı yapılan başvurunun kabulü hâlinde, bu kararla ilgili olarak da sekizinci fıkradaki bildirim ve yayımlanma usulü izlenir.

Yapılan yasal değişiklikle, kanuni ibraz süresi içinde, karşılıksız çek veren kişi hakkında uygulanan adli nitelikteki yaptırım, idari nitelikte bir yaptırıma dönüştürülmektedir. Buna göre, mevcut durumda, karşılıksız çek veren kişi hakkında her bir çekle ilgili olarak bin 500 güne kadar adli para cezası verilirken; yapılan değişiklikle, savcı tarafından her bir çekle ilgili olarak çek düzenleme ve açma yasağı kararı verilecektir.Karşılıksız çekin keşide edilmesi halinde, hamilin 6 ay içinde talep etmesi durumunda, Cumhuriyet savcısı tarafından her bir çekle ilgili çek düzenleme veya çek hesabı açma yasağı verilebilmesi mümkün hale gelmiştir.

Karşılıksız kalan çek bedelinin, çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticarî işlerde temerrüt faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte tamamen ödenmesi hâlinde, çek düzenleme   ve     çek  hesabı    açma  yasağı  Cumhuriyet  savcısı   tarafından  kaldırılacaktır. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırıldığı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na 5. maddenin sekizinci fıkrasındaki usullere göre bildirilir ve ilân olunur. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararının verildiği yer Cumhuriyet başsavcılığına başvurularak talebin geri alınması hâlinde de bu fıkra hükmü uygulanacaktır. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına ilişkin kayıt, kaydın girildiği tarihten itibaren her hâlde on yıl geçmesiyle Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından resen silinir ve bu işlem ilân olunur.

Yeni düzenlemede, karşılıksız kalan çek bedelinin faizi ile birlikte tamamen ödenmesi durumunda, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kaldırılacak, bu durum Merkez Bankası’na bildirilecektir. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararının verildiği savcılığa başvurularak talebin geri alınması halinde de çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kaldırılacak, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına ilişkin kayıt, üzerinden 10 yıl geçmesi halinde Merkez Bankası tarafından resen silinecek. Böylece karşılıksız çek kesen kişilere 10 yıl süreyle çek verilmeyecek.Ayrıca, 6273 sayılı Kanunun 5. maddesiylehamiline çek defteri yaprağını kullanmadan hamiline çek düzenleyen kişiye, 5941 sayılı Çek Kanununun 7. maddesinin dokuzuncu fıkrasında belirtilen hamiline düzenlenen her bir çekle ilgili uygulanan 1 yıla kadar hapis cezası, 300 TL'den 3 bin TL'ye kadar idari para cezasına dönüştürülmüştür.

Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı; karşılıksız çekin düzenlenmesi suretiyle dolandırıcılık, belgede sahtecilik veya başka bir suçun işlenmesi halinde de verilebilecektir.Bu durumda, bir kişi tarafından karşılıksız çekle birlikte aynı zamanda dolandırıcılık, belgede sahtecilik veya başka bir suçun işlenmesi halinde, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilmesinin yanı sıra, ilgili kişi hakkında TCK'nın ilgili hükümlerine göre de yaptırım uygulanabilecektir.

Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararına karşı yapılacak başvuru ve itirazlar hakkında, Kabahatler Kanunu uygulanacak olup, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararına karşı yapılan başvurunun kabulü halinde, buna ilişkin bilgiler, Adalet Bakanlığı Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla Merkez Bankası’na elektronik ortamda bildirilecektir.

III-SONUÇ:

Yıllardır çek konusunda yaşanan sorunlar çek düzenleyenler açısından 6273 sayılı Kanunla bir anlamda hafifletilmiş gibi görünmektedir. Bahsi geçen Kanunla, karşılıksız çek keşide etme suçunun adli yaptırımı artık idari bir yaptırıma dönüştürülmüş; bankaların karşılıksız çek düzenleme konusundaki mali sorumlulukları arttırılmış, hamil ve çek borçlularının diğer çek borçlularına başvurma sürelerine ilişkin zamanaşımı süreleri değiştirilmiş,çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararına karşı kanun yolu olarak Kabahatler Kanunu hükümlerinin uygulanması sağlanmış, hamiline çek defteri yaprağını kullanmadan hamiline çek düzenleyen kişiye idari para cezası verilmesi öngörülmüş, bankaların kanunun yürürlüğe girmesinin ardından bir ay içinde yeni çek defterlerini bastırmaları ve karşılıksız kalan çek bedelinin faizi ile birlikte ödenmesi durumunda yasağın kaldırılması sağlanmıştır.


[1]5941 sayılı Kanunun ilgili maddesine göre bankalar, çek hesabı açtırmak isteyenlerin yasaklılık durumuna ilişkin adlî sicil kayıtlarını, açık kimliklerini saptamak için fotoğraflı nüfus cüzdanı, pasaport veya sürücü belgesi örneklerini, yerleşim yeri belgelerini, vergi kimlik numaralarını, tacir olanların ayrıca ticaret sicili kayıtlarını, esnaf ve sanatkâr olanların ise esnaf ve sanatkâr sicili kayıtlarını almak ve çek hesabının kapatılması hâlinde bunları, hesabın kapatıldığı tarihten itibaren on yıl süreyle saklamakla yükümlüdür. Yerleşim yeri yurt dışında bulunan kişiler, bankaya kendileri ile ilgili olarak Türkiye’de bir adres bildirmek zorundadır. Çekin karşılığının tamamen veya kısmen bulunmaması hâlinde, çek düzenleyenin bankaca bilinen adresleri, talebi hâlinde hamile verilir.

[2] 5941 sayılı Kanunun ilgili maddesine göre muhatap banka, ibraz eden düzenleyici dışındaki hamile, süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için;

a) Karşılığının hiç bulunmaması hâlinde,

1) Çek bedeli altıyüz Türk Lirası veya üzerinde ise altıyüz Türk Lirası,

2) Çek bedeli altıyüz Türk Lirasının altında ise çek bedelini,

b) Karşılığının kısmen bulunması hâlinde,

1) Çek bedeli altıyüz Türk Lirası veya altında ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığı altıyüz Türk Lirasına tamamlayacak bir miktarı,

2) Çek bedeli altıyüz Türk Lirasının üzerinde ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığa ilave olarak altıyüz Türk Lirasını,

ödemekle yükümlüdür. Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdî kredi sözleşmesi hükmündedir.

Bu fıkradaki miktar, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan fiyat endekslerindeki yıllık değişmeler göz önünde tutularak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından her yıl Ocak ayında belirlenir ve Resmî Gazete’de yayımlanır.

[3] 5941 sayılı Kanunun ilgili maddesi şu şekildedir:

Ceza sorumluluğu, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı

MADDE 5- (1) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz. Mahkeme ayrıca, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına; bu yasağın bulunması hâlinde, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının devamına hükmeder. Bu davalar, çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da hesap sahibinin yahut şikâyetçinin yerleşim yeri mahkemesinde görülür.

(10) Koruma tedbiri olarak verilen çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararına yapılan itirazın kabulü hâlinde, bu kararla ilgili olarak da sekizinci fıkradaki bildirim ve yayımlanma usulü izlenir.

WeCreativez WhatsApp Support
ADEN YMM