5746 SAYILI KANUN’LA AR-GE FAALİYETLERİNE SAĞLANAN TEŞVİKLER
Ali ÇAKMAKCI
Hesap Uzmanı
(Bu Çalışma Maliye Postası Dergisinde Yayımlanmış Olup Kaynak Gösterilmeden Yayımlanamaz)
I-GİRİŞ:
Uluslararası düzeyde yaşanan rekabetin liberal ekonomi düzeni içerisinde bulunan ve gelişmekte olan ülkelerin endüstrilerine oldukça fazla zararlar verdiği herkesçe bilinen bir gerçektir. Dünya ekonomisinde yaşanan bu sert değişimler karşısında, özellikle gelişmekte olan ülkelerin yerli sermayelerinin yenilikçi çalışmalar yapılarak ayakta kalmaları zorunlu hale gelmiştir. Yaşanan bu gelişmeler sonucu her ülke, özellikle kendi yerli sermayesini üretim ve yatırım alanlarında tutabilmek için çeşitli hukuki düzenlemeler ortaya koymakta ve yeni ürün ve hizmetlerin ortaya çıkmasına destek olmaktadır. Uluslararası ve ulusal düzeyde yaşan rekabete dayalı olarak desteklenen faaliyetler sonucu ortaya çıkan ürün ve hizmetler hiç kuşku yok ki, bu firmaların rekabetçi yapılar kazanmasına katkıda bulunacağı gibi, bu nitelikli ürün ve hizmetleri kullanan kişi ve kuruluşların refah düzeyinde de oldukça önemli düzeylerde artışlar sağlayacağı tartışmasızdır.
Türkiye’de de benzer şekilde çalışmalar yapılarak, Gelir Vergisi Kanunu (GVK) ve Kurumlar Vergisi Kanunu(KVK)’nda Ar-Ge faaliyetlerinin teşvikine yönelik olarak yasal düzenlemeler ihdas edilmiştir. GVK’nun 89’uncu ve mülga 5422 sayılı KVK’nun 14’üncü maddelerinde mükelleflerin, işletmeleri bünyesinde gerçekleştirdikleri münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik araştırma ve geliştirme harcamaları tutarının % 40'ı oranında hesaplanacak "Ar-Ge indirimi"nin gelir ve kurumlar vergisi tespitinde kazançların indirebilecekleri düzenlenmiştir. 5520 sayılı KVK’nun 10’uncu maddesinde de benzer uygulama devam ettirilerek, mükelleflerin Ar-Ge faaliyetleri çerçevesinde yaptıkları harcamalar üzerinden hesaplayacakları Ar-Ge indiriminden faydalanması esası kabul edilmiştir.
Daha sonra ise Ar-Ge ve yenilik yoluyla ülke ekonomisinin uluslararası düzeyde rekabet edebilir bir yapıya kavuşturulması için teknolojik bilgi üretilmesini, üründe ve üretim süreçlerinde yenilik yapılmasını, ürün kalitesi ve standardının yükseltilmesini, verimliliğin artırılmasını, üretim maliyetlerinin düşürülmesini, teknolojik bilginin ticarileştirilmesini, rekabet öncesi işbirliklerinin geliştirilmesini, teknoloji yoğun üretim, girişimcilik ve bu alanlara yönelik yatırımlar ile Ar-Ge’ye ve yeniliğe yönelik doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ülkeye girişinin hızlandırılmasını, Ar-Ge personeli ve nitelikli işgücü istihdamının artırılmasını desteklemek ve teşvik etmek amacıyla 12.03.2008 tarih ve 26.814 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5746 sayılı “Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun” ihdas edilmiştir. Adı geçen Kanun ile GVK ve KVK kapsamında yukarıda ifade ettiğimiz teşvikler ise değiştirilmiştir. Bu çalışma kapsamında bahsi geçen Kanun çerçevesinde açıklamalarda bulunulacaktır.
II-5746 SAYILI KANUN HAKKINDA AÇIKLAMALAR:
5746 sayılı Kanun’un 1’inci maddesine göre sözkonusu Kanun Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı tarafından 12/4/1990 tarihli ve 3624 sayılı Kanuna göre oluşturulan teknoloji merkezleri (teknoloji merkezi işletmeleri) ile Türkiye’deki Ar-Ge merkezleri, Ar-Ge projeleri ve rekabet öncesi işbirliği projeleri ve teknogirişim sermayesine ilişkin destek ve teşviklerini kapsamaktadır. Mezkur Kanun’un 2’inci maddesinde ise Kanun’da geçen terimlerin terminolojik açıklamaları yer almaktadır. Buna göre araştırma ve geliştirme faaliyetleri; araştırma ve geliştirme, kültür, insan ve toplumun bilgisinden oluşan bilgi dağarcığının artırılması ve bunun yeni süreç, sistem ve uygulamalar tasarlamak üzere kullanılması için sistematik bir temelde yürütülen yaratıcı çalışmaları, çevre uyumlu ürün tasarımı veya yazılım faaliyetleri ile alanında bilimsel ve teknolojik gelişme sağlayan, bilimsel ve teknolojik bir belirsizliğe odaklanan, çıktıları özgün, deneysel, bilimsel ve teknik içerik taşıyan faaliyetleri içermektedir. Yine mezkur Kanun’un 2’inci maddesinde :
Yenilik: Sosyal ve ekonomik ihtiyaçlara cevap verebilen, mevcut pazarlara başarıyla sunulabilecek ya da yeni pazarlar yaratabilecek; yeni bir ürün, hizmet, uygulama, yöntem veya iş modeli fikri ile oluşturulan süreçleri ve süreçlerin neticelerini;
Ar-Ge merkezi: Dar mükellef kurumların Türkiye’deki işyerleri dahil, kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan sermaye şirketlerinin; organizasyon yapısı içinde ayrı bir birim şeklinde örgütlenmiş, münhasıran yurtiçinde araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunan ve en az elli tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli istihdam eden, yeterli Ar-Ge birikimi ve yeteneği olan birimleri;
Ar-Ge projesi: Amacı, kapsamı, genel ve teknik tanımı, süresi, bütçesi, özel şartları, diğer kurum, kuruluş, gerçek ve tüzel kişilerce sağlanacak aynî ve/veya nakdî destek tutarları, sonuçta doğacak fikri mülkiyet haklarının paylaşım esasları tespit edilmiş ve Ar-Ge faaliyetlerinin her safhasını belirleyecek mahiyette ve bilimsel esaslar çerçevesinde hazırlanan projeyi;
ifade ettiğine yönelik olarak açıklamalar yapılmıştır. Yine adı geçen Kanun’da rekabet öncesi işbirliği projeleri, teknogirişim sermayesi, ar-ge ve destek personeli hakkında açıklamalarda bulunulmuştur.
Mezkur Kanun’un 3’üncü maddesinde ise, bu Kanun ile mükelleflere sağlanan indirim, istisna, destek ve teşvik unsurları hakkında hükümler yer almaktadır. Buna göre; Ar-Ge indirimi teknoloji merkezi işletmelerinde, Ar-Ge merkezlerinde, kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan vakıflar tarafından veya uluslararası fonlarca desteklenen Ar-Ge ve yenilik projelerinde, rekabet öncesi işbirliği projelerinde ve teknogirişim sermaye desteklerinden yararlananlarca gerçekleştirilen Ar-Ge ve yenilik harcamalarının tamamını kapsamaktadır. Bunlara ilave olarak 500 ve üzerinde tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli istihdam eden Ar-Ge merkezlerinde ayrıca o yıl yapılan Ar-Ge ve yenilik harcamasının bir önceki yıla göre artışının yarısı, 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı KVK’nun 10’uncu maddesine göre kurum kazancının ve 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı GVK’nun 89’uncu maddesi uyarınca ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılır. Ayrıca bu harcamalar, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK)’na göre aktifleştirilmek suretiyle amortisman yoluyla itfa edilebilecek, bir iktisadi kıymet oluşmaması halinde ise doğrudan gider yazılacaktır. Kazancın yetersiz olması nedeniyle ilgili hesap döneminde indirim konusu yapılamayan tutar varsa, sonraki hesap dönemlerine devredilir. Devredilen tutarlar ise, takip eden yıllarda VUK’na göre her yıl belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak dikkate alınacaktır.
Yukarıda da yer aldığı üzere, sözkonusu Kanun ile belli bir projeye dayandırılmış ve sistematik bir süreç olarak yönetilen Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerinin tamamı Kanun kapsamında olmakla birlikte, Ar-Ge ve yenilik harcamalarının nelerden oluştuğu Kanun’da belirtilmemiştir.
Kanun’la getirilen bu teşvike ilave olarak, 500 ve üzerinde tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli istihdam eden Ar-Ge merkezlerinde ayrıca o yıl yapılan Ar-Ge ve yenilik harcamasının bir önceki yıla göre artışının yarısı, 5520 sayılı KVK’nun 10’uncu maddesine göre kurum kazancının ve 193 sayılı GVK’nun 89’uncu maddesi uyarınca ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilecektir. Hukuken böyle bir imkandan faydalanabilmek için ise, Kanun’da tanımlanmış bulunan Ar-Ge merkezlerinin kurulması zorunludur. Ayrıca hem gelir vergisi mükellefleri, hem de kurumlar vergisi mükellefleri tarafından ilgili hesap döneminde yararlanılamayan Ar-Ge indirimleri artık her iki vergi mükellefleri tarafından ertesi hesap dönemlerine devredebilecektir. Bilindiği üzere sözkonusu imkan, 5520 sayılı KVK’nun 10’uncu maddesi ile sadece kurumlar vergisi mükelleflerine tanınmıştı.
Yukarıda yer alan Ar-Ge indirimi dışında, adı geçen Kanun Ar-Ge faaliyetleri kapsamında bulunan çalışanlara da vergisel teşvikler sağlamıştır. Kanun’a göre kamu personeli hariç olmak üzere teknoloji merkezi işletmelerinde, Ar-Ge merkezlerinde, kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan vakıflar tarafından veya uluslararası fonlarca desteklenen ya da TÜBİTAK tarafından yürütülen Ar-Ge ve yenilik projelerinde, teknogirişim sermaye desteklerinden yararlanan işletmelerde ve rekabet öncesi işbirliği projelerinde çalışan Ar-Ge ve destek personelinin; bu çalışmaları karşılığında elde ettikleri ücretlerinin doktoralı olanlar için yüzde doksanı, diğerleri için yüzde sekseni gelir vergisinden müstesna tutulacaktır.
Ar-Ge faaliyetleri kapsamında çalışanlara gelir vergisi stopajı dışında, ayrıca sigorta primi desteği de sağlanmaktadır. Kanun’a göre; yine kamu personeli hariç olmak üzere teknoloji merkezi işletmelerinde, Ar-Ge merkezlerinde, kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan vakıflar tarafından veya uluslararası fonlarca desteklenen ya da TÜBİTAK tarafından yürütülen Ar-Ge ve yenilik projeleri ile rekabet öncesi işbirliği projelerinde ve teknogirişim sermaye desteklerinden yararlanan işletmelerde çalışan Ar-Ge ve destek personeli ile 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’nun geçici 2’nci maddesi uyarınca ücreti gelir vergisinden istisna olan personelin; bu çalışmaları karşılığında elde ettikleri ücretleri üzerinden hesaplanan sigorta primi işveren hissesinin yarısı, her bir çalışan için beş yıl süreyle Maliye Bakanlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanacaktır. Bu düzenleme ile belli şartları sağlayan personelin Ar-Ge faaliyetleri sonucu elde ettikleri ücret niteliğindeki ödemeler üzerinden hesaplanan sigorta primi işveren hissesinin yarısı beş yıl süreyle bütçeden karşılanacaktır. Fakat mezkur Kanun’da işveren primi ve gelir vergisi stopajı konusunda sağlanan teşviklere bir sınırlama getirilmiştir. Kanun’un 4’üncü maddesinin 2’inci bendine göre; mezkur Kanun’un 3’üncü maddesinde belirtilen gelir vergisi stopajı ve sigorta primi işveren hissesine ilişkin teşviklerden yararlanacak olan destek personelinin tam zaman eşdeğeri sayısı, toplam tam zamanlı Ar-Ge personeli sayısının yüzde onunu geçemeyecektir. Ayrıca bahsi geçen Kanun kapsamında her türlü Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri nedeniyle düzenlenen kağıtlar damga vergisinden muaf tutulmuştur.
5746 sayılı Kanun sadece Ar-Ge faaliyetlerini pasif olarak düzenlemekle kalmayıp, aynı zamanda belli şartlarda faaliyetlere sermaye desteği de sağlamaktadır. Kanun’a göre merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri tarafından mezkur Kanun’un 2’nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendindeki koşulları taşıyanlara bir defaya mahsus olmak üzere teminat alınmaksızın 100.000 Yeni Türk Lirasına kadar teknogirişim sermayesi desteği hibe olarak verilir. Bu fıkra uyarınca yılı bütçesinde Ar-Ge projelerinin desteklenmesi amacıyla ödeneği bulunan merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin tümü tarafından yapılan ödemelerin toplamı, her takvim yılı için 10.000.000 Yeni Türk Lirasını geçemez. Bu tutarlar, takip eden yıllarda 213 sayılı Kanun’a göre her yıl belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanacaktır.
Bahsi geçen Kanun’da araştırma ve geliştirme faaliyetlerine yönelik olarak sağlanan destekler yukarıda sayılmakla birlikte, sözkonusu desteklerin işletmeden çekilmesi halinde cezai müeyyidelerin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Kanun’un 3/7 maddesine göre; Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerinde bulunanların; kamu kurum ve kuruluşları, kanunla kurulan vakıflar ile uluslararası fonlardan aldıkları destekler özel bir fon hesabında tutulacaktır. Bu fon, 193 sayılı Kanun ve 5520 sayılı Kanuna göre vergiye tabi kazancın ve ilgili yılda yapılan Ar-Ge harcaması tutarının tespitinde dikkate alınmayacaktır. Ayrıca bahsi geçen fonun, elde edildiği hesap dönemini izleyen beş yıl içinde sermayeye ilâve dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilmesi veya işletmeden çekilmesi halinde, zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğratılmış sayılacaktır.
III-KANUN’UN UYGULANMASI VE DENETİMİ HAKKINDA ESASLAR:
5746 sayılı Kanun’un uygulanması, denetimi ve cezai müeyyideler hakkındaki hükümler Kanun’un 4’üncü maddesinde düzenlenmiştir. 5476 sayılı Kanun kapsamında destek ve teşvik unsurlarından yararlananların bu Kanun’da öngörülen şartları taşıdıklarına ilişkin tespitler en geç iki yıllık süreler itibarıyla yapılacaktır. Kanun’a göre mezkur Kanun’da öngörülen şartların ihlali veya teşvik ve destek unsurlarının amacı dışında kullanılması halinde, zamanında tahakkuk ettirilmemiş vergiler yönünden vergi ziyaı doğmuş sayılacaktır. Sağlanan vergi dışı destekler ise 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ve gecikme zammı uygulanmak suretiyle tahsil edilecektir. Kanun’un 4’üncü maddesi ayrıca araştırma ve geliştirme harcamalarından mükellefler tarafından mükerrer yararlanılmaması için hükümler barındırmaktadır. Buna göre bu Kanun kapsamındaki indirim, istisna, destek ve teşviklerden yararlananlar; 193 sayılı GVK’nun 89’uncu maddesinin birinci fıkrasının (9) numaralı bendi, 5520 sayılı KVK’nun 10’uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 29/1/2004 tarihli ve 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un aynı mahiyetteki hükümlerinden ayrıca yararlanamayacaklardır.
Kanun’un getirdiği çok önemli değişikliklerden bir tanesi de, araştırma geliştirme faaliyetleri için GVK ve KVK hükümlerinde yer alan teşviklerin değiştirilmesi olmuştur. Kanun’un 5’inci maddesi ile 193 sayılı GVK’nun 89’uncu maddesinin birinci fıkrasının (9) numaralı bendi ile 5520 sayılı KVK’nun 10’uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan "araştırma ve geliştirme harcamaları tutarının %40’ı oranında" ibareleri "araştırma ve geliştirme harcamaları tutarının %100’ü oranında" şeklinde değiştirilmiştir. Böylece daha önce belli şartlarla yapılan araştırma geliştirme niteliğindeki harcamalar üzerinden %40 oranında hesaplanan Ar-Ge indirimi, bundan sonra %100 oranında hesaplanacaktır. Kanun’un yürürlük tarihi ise 31/12/2023 tarihine kadar uygulanmak üzere, yayımını takip eden ayın başı (Nisan) olarak belirlenmiştir.
IV-SONUÇ:
5746 sayılı “Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun” ile araştırma ve geliştirme faaliyetlerine sağlanan teşvikler değiştirilmekle birlikte aynı zamanda genişletilmiştir. Ayrıca mezkur Kanun ile araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunan çalışanlara sigorta primi ve gelir vergisi stopajı istisnaları sağlanmıştır. Bunlara ilave olarak, bahsi geçen Kanun’la GVK ve KVK’nunda yer alan araştırma ve geliştirme faaliyetleri hakkındaki teşviklerde de değişiklikler meydana getirilmiştir. Yukarıda yer alan çalışma kapsamında, 5746 sayılı Kanun’un araştırma ve geliştirme faaliyetleri konusunda getirdiği yenilikler konusunda açıklamalarda bulunulmuştur.